1997 yılı, benim için Doğan Hocamın çalışmalarının yayın ve takibinin yürütüldüğü yayınevinin mali müşaviri olmam hasebiyle uzun yıllar sürecek ve ilerleyen zamanlarda da dostluğa dönüşecek tanışıklığın temellerinin atıldığı yıldır.
—
17 Ocak 2019, Sevgili Doğan Hocamdan ilk defa bir ricada bulundum. Tek bir kez konuşmamızla bütün programını gözden geçirdi ve ricamı kırmadı, kızımın öğrenim gördüğü ilköğretim okuluna gelerek bir seminer verdi. Birçok ruha dokundu, iyilik tohumları ekti ve unutulmayacak anılar bıraktı.
Aslına bakarsanız kızımın okuluna gelebileceği ve seminer vereceği konusunda çok da ümidim yoktu. Çünkü programı oldukça yoğundu, üstelik son kitabı üzerinde çalışıyordu.
Yirmi yıldan fazla süren mali danışmanlık dostluğa dönüşmemiş olsaydı bu belki de imkânsızdı. Yaptığı her eylemde, her işte doğruluk ve dürüstlük çizgisinden hiçbir zaman ayrılmayan sevgili hocamın dostlarına da ne kadar değer verdiğini daha iyi anlamamı sağlamıştı. Sevgili hocam, okulun bir devlet okulu olması hasebiyle midir bilmem hiçbir ücret talebinde bulunmadığı gibi, seminer vermek için geleceği okulun müdürünün ona bir plaket hazırlatmak ve kendisini özel bir araçla aldırmak isteğini sevgili Doğan Hocam her zamanki mütevazılığıyla kibarca reddetti. O gün seminer vereceği okula toplu taşıma aracı kullanarak geldi ve yine toplu taşımayla döndü. Şahit olduğum bu durum beni ziyadesiyle şaşırttı. Kendisi seminer vereceği okula gelmek için toplu taşıma aracı kullanırken onu dinlemeye gelen (mevki sahibi) misafirler makam araçlarıyla gelip okulun çocuklar için ayrılmış bahçesini işgal etmişlerdi.
Salon tamamen doluydu, her zamanki gibi muhteşem bir konuşmaydı ve sonunda ayakta alkışlandı. Sonrasında fotoğraf çekilmek isteyen herkesle tek tek fotoğraf çekildi, sabırla kitaplarını imzalatmak isteyen herkesle tek tek ilgilendi ve onlara sevgi dolu cümleler hediye etti. Okul bahçesinde gördüğü her öğrencinin tek tek elini sıktı. “Ben yoruldum,” kelimesi ağzından hiç çıkmadı. Kızımın elinden tutan hocam okulla vedalaşıp bahçeden çıkarken anasınıfında okuyan beş yaşındaki kızımın gözlerinin içinde fark ettiğim o müthiş parlak ışık, gururdu; “Benim Doğan amcamı herkes tanıyor ve herkes çok seviyor,” diyordu âdeta.
Doğan Gül – (İYİ Kİ kitabından)