Pandeminin birinci yılını geride bıraktığımız günlerde çevrim içi düzenlenen ve geniş katılımlı bir basın toplantısıyla tanıtılan İstanbul Film Festivali bu yıl 40. yaşını kutluyor. Basın toplantısında ilk sözü alan ve İKSV’de ilk 1983 yılında Hülya Uçansu’nun yanında çalışmaya başladığını hatırlatan Görgün Taner “Film Festivali’nin en başından beri tanığıyım” diyerek hafif bir nostalji atağına kapılsa da bu ruh halinden çabuk sıyrıldı ve geçmişte festivale emeği geçenlere teşekkür etmeyi de ihmal etmeden sözlerini şöyle sürdürdü: “1982’de yapılan ilk İstanbul Film Festivali’nden bugüne çok şey değişti. Şimdi cep telefonlarıyla film çekilebilen, dekorların üç boyutlu yazıcılarla yapılabildiği bir yüzyılda yaşıyoruz. Sinema salonlarına gitmeye devam ediyoruz ama artık aynı zamanda filmonline.iksv.org ile çevrim içi gösterimleri evimizde de izleyebiliyoruz. Geçtiğimiz 40 yıl içinde kendisi de gelişen ve değişen İstanbul Film Festivali, Türkiye’de de birkaç kuşağı birden etkiledi. Yönetmenler, sinemaseverler, yazarlar, sanatçılar, yöneticiler, doktorlar mühendisler, İstanbul Film Festivali’nin önce izleyicisi sonra da destekçisi oldular. Festival bir anlamda kendi mezunlar cemiyetini yarattı. Köklü, gelenekli bir okul gibi sektörün birçok bileşenine kucak açtı. Yapımcıları, yönetmenleri, oyuncuları destekledi, ödüller verdi; yeni projelerini geliştirmelerine, uluslararası bağlantılar kurmalarına olanak sağladı. Değişik kültürleri, birbirinden farklı ülkeleri ve onların sinemalarını, başka türlü ulaşamayacağımız filmleri, olağanüstü yönetmenleri, oyuncuları tanımamıza aracı oldu. Zorlu bir emek işi olan sinemayla hayal dünyamızı zenginleştirdi, bizi bambaşka yerlere götürdü. Evet, ilk İstanbul Film Festivali’nden bugüne çok şey değişti; ama 40 yıldır değişmeyen bir şey de var: İstanbul Film Festivali kurucularından, 1995’te kaybettiğimiz Onat Kutlar’ın söylediği gibi, şimdi ve daima ‘sinema bir şenliktir’”
Ardından Festival Direktörü Kerem Ayan aldı sözü. Ayan “Her yıl zor bir dönem geçiriyoruz diyoruz ama öyle maalesef, zor dönemler bitmiyor, bu yıl da virüs yüzünden zor bir dönem geçiriyoruz” sözleriyle başladı konuşmasına. Onun konuşmasından anladığımız kadarıyla hybrid olarak tasarlanan festival çeşitli belirsiz durumlar yüzünden tam anlamıyla yolda düzülecek. Hedef bir yandan çevrim içi gösterimler, bir yandan da eğer salonlar açılırsa salon gösterimleri. Bir başka ihtimal de açık hava gösterimleri, geçen yıl olduğu gibi, ama tüm bunlar henüz net değil. Bilinen tek şey şu ki, bu yıl festival yapılacak, içiniz o anlamda rahat olsun. Üstelik muhtemelen yeni restore edilen Atlas Sineması’nda da gösterimler yapılabilecek. Hayırlısı…
Hemen belirtelim, henüz ortada yarışma filmleri yok, zaten başvurular da devam ediyor. Ama tarihler belli, buna göre Festivalin ulusal yarışmaları 20-29 Mayıs, Uluslararası Yarışma ise 18-29 Haziran’da yapılacak.
Köprüde Buluşmalar Yöneticisi Gülin Üstün, festival kapsamında bu yıl 16. kez Türkiye’den ve komşu ülkelerden yapımcı, yönetmen ve senaristlerle, uluslararası sinema profesyonellerini bir araya getiren Köprüde Buluşmalar 2021 seçkisi ve ABD ve Hollanda İstanbul konsolosluklarının desteği ile düzenlenecek, “film ve dizilerde güçlü kadın karakterler yaratmak” başlıklı atölye hakkında bilgi verdi.
Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.
Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.