Gülin Dede Tekin yazdı: “Her Çocuk Tiyatro İzlesin Diye”

Gülin Dede Tekin yazdı: “Her Çocuk Tiyatro İzlesin Diye”

Gülin Dede Tekin’in Gazete Oksijen’de yayımlanan yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz:

İstanbul büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı tarafından geçtiğimiz yıl başlatılan ve yirmi altı yıldır dünyanın birçok noktasında gösteriler yapan Sınır Tanımayan Palyaçolar’dan ilhamla ortaya çıkan Oynaya Oynaya projesi ikinci yazında yine İstanbul’un ‘dezavantajlı’ mahallerinde çocuklarla buluşuyor. Güray Dinçol’un yönetmenliğindeki kumpanyada Ecenur Ateş, Özgür Doğa Görürgöz, Begüm Canbulatoğlu, Tara Demircioğlu, Orhan Kırak, Ertürk Erkek, Irmak Kuyumcu, Zeynep Kuyumcu, Pınar Akkuzu ve Ezgi Keskin yer alıyor. 

Projenin detaylarını ekiple konuştuk. 

Projenin çıkış noktası nedir ?

Güray Dinçol Bundan 6 sene önce Sınır Tanımayan Palyaçolar olarak Suriyeli mültecilerin yoğun bir biçimde Türkiye sınırlarından girip kamplarda kaldığı bir dönemde o bölgelerde gösteriler yapmıştık. Geçtiğimiz yıl da bu projeyi İstanbul’un mahallelerine uyarladık. İki yazdır özellikle sanatla, gösteri sanatlarıyla buluşma şansı daha az olan, ‘dezavantajlı’ diye tanımlayabileceğimiz, zor şartlarda yaşam mücadelesi veren işçi mahalleleri, mülteci mahalleleri gibi şehrin çeperlerine ulaşmaya gayret ediyoruz. Esas amacımız çocuklar ve genç kadınlara temas etmek ve akabinde de mahalleye bir nebze olsun neşe ve gülümseme katmak. 

Nasıl bir gösteriyle buluşuyorsunuz çocuklarla?

Dinçol Sirk sanatları, akrobasi, çağdaş dans, sokak dansı, hip hop gibi farklı stillerin modern palyaçoluk ve tiyatronun çeşitli parçalarıyla birleştiği karma bir gösteri hazırladık. Hem saha hem de çocuklarla deneyimi olan profesyonel ekibimizle bir anda mahallede belirip yaklaşık bir buçuk iki saat içinde de oradan ayrılıyoruz. Her yaştan herkesin izleyebileceği, sözden ziyade harekete dayalı ve dünyanın her yerinde takip edilebilecek bir oyun türü. Geçen sene uzay temasını işlemiştik bu yaz ise su altı ve yaz konumuz. Bu basit temalar etrafında kısa gösteriler hazırlayarak çocuklara hem takip edilebilir bir dramatik akış hem de neşeyle izleyebilecekleri bir gösteri sunmaya gayret ediyoruz.

Zeynep Kuyumcu Ben projenin sirk sanatçıları ayağını yönlendirme ve fiziksel olarak hareket alanını daha ileri seviyede tutmaya çalışan organizasyonundan sorumluyum diğer üç sirk arkadaşımla beraber. Müzik, akrobasi ve jonglörlük becerileri açısından oyuna katkıda bulunuyoruz. Oyunun dinamikleşmesi, mahalleli ile direkt bağ kurabildiğimiz ayağı üzerine çalışıyoruz. Bir takla atıldığında, bir beş top havaya uçtuğunda veya akordiyon  çaldığında dikkati çekerek seyir alanına hazırlayan destek ekibiz.

Oldukça yoğun bir programda mahalle mahalle geziyor ve çok sayıda çocuğa/insana temas ediyorsunuz. Bu noktada içinde bulunduğunuz işi nasıl tanımlarsınız?

Kuyumcu Türkiye’de böyle bir projenin fonlanması onay verilmiş olması mucize gibi ve ben de bir parçası olduğum için çok şanslı hissediyorum Sanata erişimi en uzak olan kesimle, sanatla bağları çok kuvvetli insanların bile erişiminin kısıtlı olduğu sıra dışı bir çağdaş clown performansı buluşuyor.  Sosyal sirk gibi alanlarda çalışan her sanatçının hayali olan bir çalışma. Çarpan etkisi de çok fazla. Çocuk gördüğüyle kalmıyor. Sadece alkışlayıp yollamıyorlar bizi. Arkanızda jimnastiğe, dans etmeye meraklı gözler bıraktığınızı hissederek gidiyorsunuz. Bir gerilla etkisiyle çocuklara bir şeyler aşıladığımızı hissediyoruz. O yüzden karşı taraf için olduğu kadar bizim için de değerli bir süreç .İnsan gerçekten bir şey yaptığını hissediyor.

Ezgi Keskin Gittiğimiz yerler altyapısı olmayan insanların hayatta kalabilmek için
çalıştıkları, yaşam mücadelesi verdikleri yerler oluyor. Açıkça bir eşitsizlik görüyorsun. Bazı çocuklar var inanılmaz yetenekli. Ve o mahallede bütün hayatını üzerine kurabileceği
bu yeteneği hiç fark etmeyecek belki. Kendi durduğunuz yeri sorguluyorsunuz. Niye böyle bir eşitsizlik var? diye. Aynı zamanda her an yaptığınız kurguyu durdurmanız, bazen vazgeçmeniz gereken etraftaki olaya müdahale etmeniz gereken şeyler olabiliyor. Dışarıda, güneşin altında her tür fiziksel zorlukla mücadele etmek de var. Günde iki ayrı mahallede iki kere iki buçuk saatlik performans sergiliyoruz. Çocuğun enerjisine ulaşabilecek yükseklikte de bir oyun performansında olmanız gerekiyor. Epey yorucu olabiliyor.

Çocuklarla karşılaşmalarda neler yaşanıyor?

Kuyumcu Bir anda biz gelene kadar çoktan koltuklarına, küçük puflarına oturmuş, oyunu bekleyen gözlerinde şaşkınlık ve meraklı kitleyi görünce tamamen yaşam enerjisiyle doluyorum. Tabii ki kendi zorlukları var. Bir kere çocuklar çok netler. Sevmedikleri şeyi anında söylüyorlar. Yani sahnede neyin samimi, sıcak olduğunu hemen anlayıp, tespit edip ona göre yargısını yüksek sesle dile getirebiliyor. Ama aynı şekilde kendinizi samimiyetle büyük bir dürüstlükle açıkladığınız zaman sizinle bağ kurmaya da açıklar. Bu karşılaşmalarda beni en çok heyecanlandıran kısım çok önemli bir jürinin karşısına çıkıyor gibi hissediyor olmam. Neyin çalışıp çalışmadığını çocuktan daha iyi yüzüme vuran bir şey olduğunu düşünmüyorum.

Keskin Kendi duygusunu kamufle etmeye çalışan çocuklar görüyorsunuz. Somurtan anne babaların yanında somurtan çocuklar görebiliyoruz. Aslında gülmek istiyor, oyuna katılmak istiyor dudağının bir kenarı böyle hareket ediyor ama anne baba onu çekiştirdiği için gözü arkada kalarak yürüyor. Bazısının izni yok, pencereden izliyor. Bazısı terliklerini giyip sokağa fırlıyor ve bizimle koşturup oynuyor. Ben korteje kuklayla çıkıyorum mesela. Çocuklarla merhabalaştırıyorum. Çocuk kuklaya bakınca sen, siz aradan kayboluyorsunuz

Sizi en etkileyen yanı ne oldu bu çalışmanın?

Dinçol İstanbul’un inanılmaz büyüklüğü, insan çeşitliliği, görmediğimiz, temas etmediğimiz ne kadar çok bölgesi, insanı, hayat mücadelesi olduğuyla yüzleşmek kişisel olarak beni en etkileyen yanı oldu. Ama İstanbul’un bir ucundan diğer ucuna gitsek de çocukların neşesi, gülümsemesi, oyun oynama arzusu hep aynı. Kimi zaman daha öfkeli ve şiddetli, kimi zaman naif ve kırılgan. Ama oynama arzusu ve ihtiyaçları değişmiyor. Oynamak ve gülümsemek en temel haklarıyken bu haktan bile yoksun kalan çocuklara ulaşmaya gayret ediyoruz. 

Keskin Bu işin beni en etkileyen kısımlarından biri doğrudan salt insan duygusuyla karşılaşmak oldu. Çok farklı insan, çocuk tanıma fırsatı veriyor ve insan olarak kendi durduğunuz yere bir kere daha bakmanızı sağlıyor.

GÜLİN DEDE TEKİN

 

Kaynak:https://gazeteoksijen.com/o2/her-cocuk-tiyatro-izlesin-diye-159240

0
Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Merhaba! Bugün Oğlak burcundaki kişiler için finansal konular ön planda olabilir. Maddi konularda daha dikkatli olmanız gerekebilir. İş hayatınızda disiplinli ve kararlı adımlar atarak hedeflerinize daha hızlı ilerleyebilirsiniz. Aynı zamanda sevdiklerinizle vakit geçirerek duygusal dengeyi sağlamanız da önemli olacaktır. Ufak tefek sağlık sorunlarına karşı dikkatli olmanızda fayda var. Sevgiyle kalın!

KOVA BURCU YORUMU

Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak daha hassas olabilirsiniz. İnsanlarla iletişimdeki inceliğiniz sayesinde yanınızdakilere destek olabilir, onları rahatlatabilirsiniz. Ancak, kendi duygusal ihtiyaçlarınızı da göz ardı etmemelisiniz. İçsel dengeye odaklanmak ve kendinize zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. Enerjinizi doğru yönlendirmek, hobilerinize zaman ayırmak veya rahatlama teknikleri kullanmak size iyi gelecektir. Kendinizi yeniden motive etmek için yapıcı düşüncelere odaklanın ve geleceğe umutla bakın.

YAZARLAR / Tümü
admin: hafta sonları gitmeli
2023-07-15 00:59:20