Ayvalık Uluslararası Film Festivali, düzenlenmeye başladığı ilk yıldan itibaren birçok sinemacı ve sinemaseverin hayatını değiştirdi. Festivale gelip Ayvalık’a taşınan yönetmenler de var, sanatseverler de. Bugünlerde festivalde bazı değişiklikler var. Aslında organizasyonun, kurumsal tasarımın ve ismin bütünüyle değiştiği festivalin bu değişimi izleyiciye pek yansımayacak. Festivalin başında yine Azize Tan var, festival ekibi de aynı kalıyor. Ana sponsorlu bir festivalden çıkıp dernek çatısı altına girmenin festivale nasıl etki edeceğini ve değişimleri Azize Tan’la konuştuk.

FESTİVALİN YOLU…

“Salgın süreci bu kararı almamıza neden oldu” diyen Tan, şöyle anlatıyor: “Çekinceler salgında festivali bir kez iptal etmemize, bir kez de festivali bir ay kala yapmaya karar vermemize neden oldu. Ona rağmen çok iyi bir festival geçirdik ama bu bizi zorladı. Ben de Ayvalık’ta daha çok vakit geçiren bir insan olarak, hayatımın bundan sonraki aşamasında burada biraz daha kalıp, festivali başka bir yerlere götürme motivasyonumun daha fazla olduğunu hissettim. Bu işi de ekip arkadaşlarımla birlikte bağımsız bir yapı içerisinde daha rahat yapabileceğimizi düşündüm. Başka Sinema’dan izin istedim ve tam bağımsız bir yapı olarak festival ekibimizle birlikte bir dernek kurduk: Seyir Derneği.”

KAMU YARARINA

Tan, daha önce İKSV çatısı altında çalıştığı için kâr amacı gütmemeye alışık olduğundan “Benim için zarar etmemek başarı” diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kültür sanat işlerinden para kazanmayı hedeflediğiniz zaman yaptığınız işin doğru dürüst olduğunu düşünmüyorum. Bir nevi kamu bilinciyle yapıyoruz bu işi. Ayvalık’ta oluşan ruhu, o havayı seviyoruz… Çok hızlı hareket ettik. Ocakta Başka Sinema’dan ayrıldım, şubat ayında derneğimizin kuruluş çalışmalarını gerçekleştirdik. Bu festivalin başlamasına neden olan Başka Sinema’ya ve Kariyo Ababay Vakfı’na da çok teşekkür etmek gerekiyor. Bu festival onların desteği olmasa hayata geçmezdi.” Kırgınlık olup olmadığı sorusuna ise “Farklı beklentiler ve farklı bir vizyon var diyelim” yanıtını veriyor.

“RUHU AYNI KALACAK”

Böyle bir değişim sonrası herkesin aklına aynı sorular gelir: neler değişecek, ana sponsor olacak mı, kalite düşecek mi gibi soruları biz de Tan’a yönelttik. Festival direktörü şunları söylüyor: “Zaten o festivali yapan insanlar yapmaya devam edecek. Ayvalık’ın ve festivalin ruhunu koruyan, uluslararası açılımının daha fazla olduğu, belki yabancı öğrencileri de ağırlayabildiğimiz, festivalimizin atölyelerine katılan öğrencileri yurtdışına gönderebildiğimiz, çocuklarla ilgili yaptığımız etkinlikleri yıla yaydığımız bir festival olacak… Ana sponsorumuz olacak mı bilmiyorum. Olmasa da biz zaten ekip arkadaşlarımla birlikte festivali yapmış olmak için yapmayız. Kendi standartlarımızı tutturarak ve içimize sinecek şekilde yaparız. Biz Ayvalık’ı ilk yılından itibaren imece usulü yaptık, yine öyle devam edeceğiz. Biz bu festivali yapacak kaynakları yaratacağımıza inanmasak böyle bir yola çıkmazdık.”

Azize Tan, Cannes Film Festivali’nin seçkisi açıklandığında Twitter hesabından Cannes’da gösterilecek filmlerden bazılarının Ayvalık’a gelebileceğinin sinyalini vermiş, heyecan yaratmıştı, son olarak şunları söylüyor: “Tabii ki en iyi filmleri getirmeye çalışacağız. Hemen yazışmalara başladık. Gelen filmlerin bizim festivalin programı içinde ne ifade ettiği bizim için daha önemli. Ayvalık Uluslararası Film Festivali’ni küçük bir ekiple yapıyoruz, çok fazla parayla yapmıyoruz ama çok zengin gösteriyoruz. Onu da söyleyeyim.”

SEYİR DERNEĞİ

Azize Tan, derneğin etkinlik alanını şöyle özetledi: “Seyir Derneği sadece festivali yapmayacak. Özellikle, önce Ege Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin farklı yerlerinde de etkinlikler yapmak istiyoruz. Örneğin, yazın yaptığımız açık hava gösterimlerimiz var Ayvalık’ta, onu bu yıl 8-17 Temmuz tarihleri arasında yapacağız. Aynı tarihlerde Urla’da, Ercan ve Nazan Kesal’ın yeni açacağı mekân olan Damurla’da da gösterimlerimizi yapacağız. Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’inin içerisindeki film gösterim programını biz düzenleyeceğiz. Bunun dışında Kültür İçin Alan’la çok iyi ilişkimiz var. Diyarbarkır Mor Dem ile işbirliğimiz olacak. İki günlüğüne Diyarbakır’a gideceğiz, yanımızda 10 film ve 10 konuk götüreceğiz. Orada atölye çalışmaları yapacağız. Nesin Köyü’yle bir şeyler yapabilmek için konuşuyoruz. İkinci senemizde tüm filmleri İngilizce altyazılı yapmıştık, çünkü Midilli’den gelenler oluyordu. Salgın bittiği, kapılar açıldığı için yine o tarafla ilişkilerimizi tesis edeceğiz.”