Gerçekten de adımınızı attığınız andan itibaren gösterişten uzak bir fotoğraf sergisiyle karşılaşıyorsunuz.

Bu hem fotoğrafların içeriği, hem fotoğrafların tekniği hem de sergileme biçimi bakımından bilinçli bir tercih. Fotoğraflar günlük, sıradan ev hallerinin fotoğrafları. Çocuklarını, akrabalarını, ev hallerini eski bir kompakt makineyle fotoğraflayan Süme, “Bir çocuğa fotoğraf makinesi verdiğinizde gider oyuncağını çeker ya ben de öyle fotoğraflar çekmeye başladım” diyor. Fotoğraflar son iki yılda çekilmiş, bir yandan da salgın ve karantina süreçleriyle de uyumlu.

KOMPAKTIN RASTLANTISI

Aslında Süme 25 yıldır fotoğraf işiyle uğraşıyor, üniversitelerde ders veriyor. Yani işin tekniğine de hâkim. Kompakt makinelerdeki flaş ışığının patlamasından tutun, yanan filmlere kadar bütün bu dezavantajlardan faydalanmış. Süme, sergiyi birlikte gezerken bundan bahsediyor: “Ben küçük samimi bir duygunun peşindeyim. Samimiyet dediğin şey mükemmel olmayan detaylarda. Kompakt makinede rastlantıya da olanak var, heyecan da yaratıyor. Öbür türlü dijital makinelerde çektin mi görüyorsun, beğenmezsen siliyorsun, binlerce çekebiliyorsun. Burada bir sınır var. Çeker çekmez görmemenin verdiği heyecanı özlemişim.”

DOKUNULABİLİR

Sergileme biçimi bakımından da radikal bir tercih yapılmış. Fotoğraflar çerçevesiz, korumasız ve sıradan bir şekilde duvarlara asılmış. Süme, “Fotoğrafları çerçeveden çıkartmaya çalışıyorum. Sistem hep korumak üzerine kuruludur. Ama bunlar dokunulabilir işler” diyor. Fotoğraflar dokunulduğunda parmak izi kalmaması için mat fotoğraf kâğıdına basılmış.

Baktığınızda, “bu fotoğraflar neden çekilmiş” diyebilirsiniz. Süme, “Bu beni tahrik ediyor” diyerek, “Benim hayatımın içinde gündelik olan düzensizliğin içinde de bir estetik var. Kimi beğenmeyebilir ama ben göstermeye çalıştım” diye açıklıyor.

Versus Art Project, Beyoğlu’nda Gazeteci Erol Dernek Sokak, 11 numarada, Hanif Han’da bulunuyor.