“1940’ta yapılan nüfus sayımında Türkiye’nin nüfusu on sekiz milyona yakın çıktı. Ben de böylece on sekiz milyonun Cahide’liğine terfi ettim.” (1)
Osman Balcıgil‘in “Bir Cahide Sonku Romanı / Kızıl Çengi” (2023) adlı eserinin ilk satırlarına göz atarken, aklıma Tarık Dusun K., Tuna Serim, Tülay Bilginer, Haldun Dormen, Eşref Kolçak, Hulusi Kentmen, Gülsün Siren, Atilla Dorsay, Haldun Taner, Nezihe Araz, Eyüphan Erkul, Gökhan Erarslan, Agah Özgüç, Gülriz Sururi, Vedat Demirci, anneannem Ulviye Özgüç, Füsun Erbulak’dan okuyup, dinlediğim Cahide Sonku geldi bir an. Ve Mehmet Teoman‘ın “O Bir Efsane” müzikali için yazdığı şarkı sözleri…
Osman Balcıgil‘in “Kızıl Çengi” adlı eserini, son derece etkilenerek okuduğumu itiraf etmeliyim. Üzüldüm, hüzünlendim, nasıl desem, kimi sayfalarda belli belirsiz de olsa bir matem duygusuna kaptırdım kendimi.
Cahide Sonku ile ıssız, sarp doruklarda, tekinsiz sokaklarda, unutulmuş kulislerde, film setlerinde dolaştım sanki.Alkol vurgunu gecelerde acıyla sınanışına tanıklık ettim mesela.
” …Tepebaşı Dram bir mabetti.Kaldı ki bu mabet en çok da Cahide Sonku ismiyle özdeşleşmişti.Tepebaşı Dram’ın ruhu ve beyni ne kadar Muhsin Ertuğrul’sa, vücudu o kadar Cahide’ydi.” (2)
Osman Balcıgil, yazar Cevdet Merter‘in ağzından anlatıyor Cahide Sonku‘yu.
Cevdet Merter şöyle tanıtıyor kendini :
“Yıllarım onu izlemek, alkışlamak, hakkında yazılanları okumak, ona dair yazmak, daha çok da yarattığı sihirli gerçekliği anlamaya, yerli yerine oturtmakla geçti.” (3)
Osman Balcıgil, Cahide Sonku odağında Muhsin Ertuğrul, Talat Artamel, Suavi Tedü, “Cahide’nin yaşantısının tiyatro haysiyeti ve vakarlı ile bağdaşmadığından söz eden, vazifesine son verilmesini isteyen” (4) Vasfi Rıza Zobu, Neyyire Neyir, Cahit Irgat, İhsan Doruk, Zeki Müren, Sami Ayanoğlu, Haldun Dormen, Atıf Yılmaz, Ülkü Erakalın gibi isimlerle bir dönemi belgeliyor… Bir dönemi tartışmaya açıyor.
“…nereye gideceğini tam olarak hesaplamadan, gelişine vuruyordu Cahide.Şimdiye kadar hep öyle yapmıştı. Belliydi, bundan sonra da öyle yapacaktı.
Arada bir, Cahide’nin hayatının pek çok filmin konusundan daha etkileyici olduğu geliyordu aklıma.Yönetmenliğini yaptığı, başrolünü üstlendiği bu filmde, senaryoyu kendisi ve günü gününe yazıyor, saniyesi saniyesine oynuyordu.
Hiç kimse, onun yarın oynayacağı rolün ne olacağını bilemiyor, kestiremiyordu. Kendisi bile !” (5)
Şimdi düşünüyorum da; eski, geçmiş, yok edilmiş zamanlardan, uçsuz bucaksız melodramlardan çıkıp gelmiş olmalıydı Cahide Sonku. İç sarsıntılarını elemlerine teyellemişti nicedir. Yüreğiyle dış dünya oldum olası hiç uyuşmamıştı zaten.
Çevresi renkli ampullerle donanmış aynadaki beyaz buğu dağılmak üzereydi. Ürperdiğimi hissettim.
Belki de dayatılan, kuralları önceden saptanmış hayatlara karşıydı isyanı. Bir gün poyraz, bir gün karayel, bir gün lodos, bir başka gün kasırgaydı Cahide Sonku. Zıtların, zigzagların birlikteliğini yaşamıştı hep.
Denize düşen günışığı… Kendini dölleyip duran acılar, hüzünler. Her defasında palamarını koparıp, demiri sürükleyerek yürümüştü loş, izbe, alkol kokan meyhanelere.
Osman Balcıgil uçsuz bucaksız duyarlıklarla yaklaşmış Cahide Sonku’ya. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk süperstarı Cahide Sonku‘nun “yanıp tükenmesine kibrit olan” insanları, hadiseleri de cesurca ele alıp, inceliklerle bezeyerek, yine ustalık katında bir esere imzasını atmış.
“Tiyatro yıldızıysanız ve güzel bir kadınsanız, erkekler etrafınızda pervane olacaklardır.
İhtiyacınız olan, çekim gücünüze kapılmış ama sizi taşıyacak birinin kapınızı çalmasıdır.
Yıldızsanız ya da olma yolunda ilerliyorsanız, üzerinizden kendini ifade etmek isteyecek biri ya da birilerinin, zaman içinde şansızlığınız haline gelebileceğini önceden düşünmeniz gerekir.” (6)
Çok önemli bir fotoğraftan da bahsediliyor “Kızıl Çengi”de. Bir hastahane odasında objektife umursamazca, adeta tükürürcesine bakan Cahide Sonku. Yanında kendisini ziyarete gelen Gönül Ülkü, Gazanfer Özcan, Filiz Akın, Adile Naşit.
Osman Balcıgil külliyatını eksiksiz okumuş biri olarak şunu özellikle belirtmek isterim, Balcıgil‘in eserlerini okumaya, her defasında ‘bitmesin’ diye başlarım. Sonra yeniden okurum ve bir kez daha. Osman Balcıgil’in dilini, güncelliğini anlatım ustalığını, yakın tarihimize düştüğü notları, ele aldığı konuları, ortaya koyduğu büyülü gerçekliği, yarattığı kahramanları severim.
Son olarak, “Kızıl Çengi”yi okumanızı, hem de hemen, hiç vakit kaybetmeden okumanızı, öneririm.
PINAR ÇEKİRGE
Kaynakça :
(1,2,3,4,5,6) Balcıgil O.: ” Kızıl Çengi ” Destek Yay.,İstanbul,2023