Cengiz Özek ile Karagöz ve Tiyatro Üzerine Söyleşi

Cengiz Özek ile Karagöz ve Tiyatro Üzerine Söyleşi

“Kukla sanatı tam unutulmak üzereyken, Cengiz Özek adlı bir küçük dev adam çıktı, allem etti kallem etti, 1998 yılında ilk Uluslararası Kukla Festivali’ni yaptı. Kendisi de 1978’den bu yana Karagöz sanatıyla ilgilenen Özek, esasında Karagöz oyunlarından hareketle modern bir biçem yaratmış ve bu alanda Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmişti, ama adı giderek Uluslararası Kukla Festivali ile özdeşleşmeye başladı…”

Üstün Akmen‘in 18 Mayıs 2001 tarihli “IV.Kukla Festivali’nin Küçük Dev Adamı: Cengiz Özek…” başlıklı yazısını okurken, 1990’larda Kenter Tiyatrosu’nun müdüriyet odasında tanıştığım Cengiz Özek‘i hatırladım birden.

Geçen yıl “Benim Küçük Yıldızım” için aldığım not geldi aklıma: “Cengiz Özek şarkılar, danslar ve olağanüstü güzellikle kuklalarla rüya gibi bir esere daha imza atmış…” 

“Dionysos’un Çocukları” röportaj serimizde, geçen gün Cengiz Özek konuğumuz oldu.

Ruhunu sanatın billur suyuyla çelikleştiren bir sanatçı olmak, hiç kuşkusuz hüznün, sevginin, yalnızlığın baladlarını söylemek demekti. Renkler, kelimelerle çoğalttı yaptığı kuklaları. Hayal perdesinde hem ses, hem yankı oldu böylece… Hepsinden önemlisi, hayatında kilometre taşı olmuş Ali Kıyak, Mualla Eyüboğlu, Süheyl Ünver, Beklan Algan, Erol Keskin‘i hiç unutmadı. Onları her defasında güzel duygularla andı. Dahası yüreğinin sessiz seyahatlerinde yol alırken, düşleri konusunda olmaz gibi duran görünümleri, olura dönüştüren biri oldu Cengiz Özek. Karagöz ve kukla sanatında taş üstüne taş koymayı başardı. Ve Üstün Akmen‘in belirttiği gibi:

“Karagöz oyunlarından hareketle modern bir biçem yaratmış ve bu alanda Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmişti.”

Cengiz Özek ile konuşurken yine kronolojiye isyan ettik, daldan dala atladık. Yavuz da, ben de salkımsaçak röportajları seviyoruz, ne yapalım.

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Herkes işine, uğraşına bir yerlerden başlamıştır. Senin için her şey yani, Karagöz ve kuklalara olan ilgin nasıl başladı?

Cengiz Özek – Ortaokuldayken, tamamen bir rastlantı sonucu, diyebilirim. Karagöz üstadı RagıpTuğtekin’in öğrencisi Ali Kıyak Resim İş Dersi hocamız olmuştu. Bize değişik materyaller ile Karagöz figürleri yaptırtıyordu. Bir gün bana “Deve” diye seslendi.

Pınar Çekirge – Deve mi? Nasıl yani?

Cengiz Özek – Ben de aynı şaşkınlığı yaşadım. Öyle ya, eğri büğrü değildim. Boyum da çok uzun değildi. Neden deve, demişti? Meğer Karagöz sanatçıları için deve derisi çok değerliymiş. Bana “deve” demesi de hevesime, çalışkanlığıma verdiği önem nedeniyleymiş. Yaz tatilinde, eğer istersem kendisinden Karagöz yapma tekniğini öğrenebileceğimi söyledi. Sevinçle kabul ettim. Sonrasında yaptığım Karagöz figürlerini Kapalı Çarşı’da turistik eşya satan mağazalara götürdüm, hatırı sayılır ölçüde kazancım oldu onlardan.

Pınar Çekirge – Karagöz ve deve arasındaki bağlantıyı kuramadım desem…

Cengiz Özek – Karagöz figürleri deve derisinden yapıldığı için.

Fark etmemek, mümkün değil. Cengiz Özek konuşurken, gözlerinde beliren mavi yeşil ışık çakımları, salonu dolduran kuklaları, onlarca objeyi aydınlatıyor sanki. Gölgeler dağılıyor… Puslar siliniyor. Gözbebeklerinde güneşin ilk ışıkları menevişleniyor, o an.

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Kültür Bakanlığı’na yazdığın bir dilekçe var, değil mi?

Cengiz Özek – Topkapı Sarayı’nda mevcut Karagöz koleksiyonunu görmek, incelemek istemiştim. Bu nedenle bakanlığa dilekçe ile başvurdum. Talebim kabul edildi ve o değerli, paha biçilmez koleksiyonu inceleme imkanım oldu.

Pınar Çekirge – Peki ya, Vedat Nedim Tör?

Cengiz Özek –  Yapı Kredi Bankası’nın da benzer bir koleksiyona sahip olduğunu öğrenmiştim. Genel Müdür Vedat Nedim Tör’e ulaştım. Benimle yakından ilgilendi ve hatta iki yıl sonrası için…

Pınar Çekirge – 1981’de, yani tam da on yedi yaşındayken…

Cengiz Özek – Çocukluk yaşlarında tanıştığım geleneksel Türk kuklası Karagöz üzerine ilk sergimi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde açtım.Karagöz gösterisi yapıp yapmadığım konusunda ısrarlı sorularla karşılaştım o süreçte.Atatürk Kitaplığı’nın açılışında oynattığım klasik Karagöz oyunu “Abdal Bekçi”yle, profesyonel anlamda sanat hayatına adım attım… Tek bir gösteri için anlaşmıştık, yirmi kez izleyici karşısına çıktık.

Pınar Çekirge – Peki ya üç yıl sonra? 

Cengiz Özek – İlk serginin gördüğü ilgi üzerine “Karagöz Sanatımız” başlıklı, tümüyle Karagöz figürlerinden oluşan bir başka sergiyi, Topkapı Sarayı Müzesi’nde açtım. Ardından başta Ayasofya Müzesi ve özel galerilerde de sergilemeye devam ettim. 

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Pek çok sergi oldu değil mi?

Cengiz Özek – Bugüne kadar yurt içinde ve yurt dışında… İtalya, Fransa, Kolombiya, Almanya, İsveç,  Polonya, Macaristan, İspanya, Bulgaristan, Taiwan’da gerçekleştirdiğim sergilerle Karagöz’ü meraklılarıyla buluşturdum. Ve buluşturmaya da devam ediyorum.

Pınar Çekirge – Ayrıca eserlerinle müzelerde de yer aldın, sanırım.

Cengiz Özek – Evet, imal ettiğim Karagöz figürlerine Hollanda Ulusal Müze, İspanya Tolosa Kukla Müzesi, Katar Doha İslam Eserleri Müzesi, Almanya Stuttgart Linden Museum, Pakistan Lahor Kukla Müzesi, Taiwan Kukla Müzesi’nin kukla koleksiyonlarında yer verildi.

Pınar Çekirge – Ve günışığına çıkarttığın bir film var…

Cengiz Özek – Topkapı Sarayı’nda incelemelerimi sürdürürken, 1960’larda Sabahattin Eyüboğlu tarafından, İstanbul Üniversitesi adına çekilen, seslendirmesini Genco Erkal’ın yaptığı, ama her nedense unutulmuş, bir köşede kalmış bir çalışmaya eriştim.

Pınar Çekirge – Bu filmin konusu neydi?

Cengiz Özek – “Karagöz Dünyası” adlı film, Karagöz Sanatçısı Hidayet Gülen’in hayatı, Karagöz yapım tekniği ve Karagöz Sanatı üzerine önemli bir belgeseldi. Dediğin gibi onu tekrar izleyiciyle buluşturdum.

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Bir de ‘kalemkar’lığın var, değil mi?

Cengiz Özek – Şöyle anlatayım. Bir dönem, Geleneksel Türk Süsleme Sanatları’na ilgi duydum; Ord. Prof. Süheyl Ünver, Cahide Keskiner, Melek Antel ve Semih İrteş’ten tezhip, minyatür ve kalem işi üzerine dersler aldım. Semih İrteş denetiminde Topkapı Sarayı-Hırka-i Saadet Dairesi, Sultanahmet Camii, Yeni Cami, Kapalı Çarşı-Sandal Bedesteni, Aya İrini Kilisesi gibi önemli tarihi eserlerin süsleme restorasyonlarında kalemkar olarak görev aldım. Güzel zamanlardı.

Pnar Çekirge – Konservatuvar ve Kenter Tiyatrosu’nu sormadan, bir zaman atlaması yapıp, 1998 yılına ” İstanbul Uluslararası Kukla Festivali”ne gelsek…

Cengiz Özek – Bizde kukla tiyatrosunu tanıtmak amacıyla, her yıl düzenli bir şekilde devam etmesi planlanan “İstanbul Uluslararası Kukla Festivali”ni oluşturdum. Ayrıca kukla sanatına katkıda bulunanlara “Festival Onur Ödülü” başlığı altında ödül vererek kuklaya ilgi duyulmasını sağlamaya çalıştım.

Pınar Çekirge – Karagöz oyunlarına, tekniğini ve yorumunu getiren Cengiz Özek olarak, kısa bir sürede dünyanın en önemli kuklacıları arasında yerini aldın…

Cengiz Özek – Yani, evet. Ayrıca yazdığım çevre sorunlarını konu alan Karagöz oyunlarıyla, beş kıtada düzenlenen kukla festivallerinde, bine yakın gösteri yaptım. Konferanslar verdim, Karagöz üzerine yapım ve oynatım atölyeleri oluşturdum. Halen, kurucusu olduğum “İstanbul Karagöz Kukla Vakfı” başkanlığını, “İstanbul Uluslararası Kukla Festivali” genel sanat yönetmenliğini, “Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri Üst Kurul” görevini sürdürüyor, bildiğiniz gibi oyunlar yazıyor, yönetiyorum. “Çöp Canavarı”, “Büyülü Ağaç” ve “Sihirli Lamba”, ” Benim Küçük Yıldızım ” şu an ilk aklıma gelenler.

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Aslında yine çok genç yaşlarda Türkiye entelijensiyasıyla buluşuyorsun…

Cengiz Özek – Mualla Eyüboğlu’nun evinde verdiği davetlerde sanatçı, öğretim üyesi, yazar pek çok değerli isimle tanışma, onlarla konuşma, onların ışığından yararlanma imkanım oldu. Mesela Nezihe Araz’ın “Karagöz gerçekte bir tiyatrodur” cümlesini hiç unutmam.

Pınar Çekirge – Ve gelelim konservatuvar yıllarına…

Cengiz Özek – 1986 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ne öğrenci olarak girdim. Şöyle anlatayım. Tevfik Gelenbe’nin açtığı Suat Özturna, Tilbe Saran’ın ders verdiği kursa katılmıştım. Aklımda giderek bir düşünce gelişmekteydi.Madem Karagöz ve kukla sanatıyla ilgiliydim, o halde dramatik tiyatro hakkında bilgim olması, şarttı. Müjdat Gezen, Engin Uludağ, Suat Özturna, Mehmet Birkiye, Yıldız Kenter’in karşısına çıktım. Karagöz ile uğraşmam Müjdat Gezen’in bir hayli ilgisini çekmişti. Ve Yıldız Kenter kazandığımızı belli etti.

Pınar Çekirge – Tam da buradayken Danimarka’ya “Türk Esintileri” adlı organizasyona geçelim mi?

Cengiz Özek – Duygu Asena, Atilla Manizade, Okay Temiz, Can Yücel, Yıldız İbrahimova ve “Ben Anadolu” oyunuyla Yıldız Kenter gibi önemli sanatçı ve yazarların katıldığı bu festivale ben de “Büyülü Ağaç” adlı oyunla iştirak etmiştim, hatta Okay Temiz tef ile bana eşlik etmişti. Bu arada hemen belirteyim, “Büyülü Ağaç” Danimarka’da hayli ilgi görmüştü.

Pınar Çekirge – O dönemde İBBŞT ‘desin, Beklan Algan ile çalışıyorsun ve Danimarka’da Yıldız Kenter sana bir öneri getiriyor…

Cengiz Özek – Hiç unutmuyorum, sabah kahvaltı yaparken, “Caniko, bizim tiyatromuza gelsen, yöneticimiz olsan” dedi. Heyecanla kabul ettim ve on yıl Kenter Tiyatrosu’nda idareci olarak görev yaptım.

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Aslında tiyatrolarda oyuncu, yönetmen, idareci olarak çalıştın, değil mi?

Cengiz Özek – Devlet Tiyatroları, İstanbul Şehir Tiyatroları, Bakırköy Belediye Tiyatroları, Dormen Tiyatrosu ve Kenter Tiyatrosu’nda oyuncu, yönetmen ve yönetici olarak görev yaptım, doğru.Ayrıca da, Beklan Algan, Tunç Yalman, Haldun Dormen, Erol Keskin, Ali Taygun, Macit Koper gibi yönetmenlere asistanlık yaptım. Dekor (“Fehim Paşa Konağı”, “Kuvayi Milliye”), afiş tasarımları gerçekleştirdim. Bunlar arasında, “Bir Garip Orhan Veli”, “Konken Partisi”  adlı oyunlar için yaptığım afişleri sayabilirim mesela.

Pınar Çekirge – O dönemde hangi oyunlarda oynadın?

Cengiz Özek – Aslında henüz öğrenciyken, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda, Can Gürzap’ın yönettiği “Jül Sezar”da küçük bir rolüm vardı…

Pınar Çekirge – Haluk Kurtoğlu, Zafer Ergin, Atilla Olgaç’lı kadro geldi şimdi gözümün önüne. Bir de Erol Keskin ile yollarınızı kesiştiren bir oyun vardı, öyle değil mi?

Cengiz Özek – Evet, “Genç Osman”. Aynı zamanda da Erol Bey’in ilk tai chi öğrencisiydim.

Pınar Çekirge – İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda “Kuşlar” oyununda yönetmen asistanı olarak yer aldığını biliyorum. Biraz bu dönemi konuşsak…

Cengiz Özek – Aslında oyuncu olmak değil, yönetmen olmak istiyordum. Henüz konservatuarda öğrenciydim. Bendeki özgüvene, cesarete bakın hele, “Tunç Yalman ile çalışmayı düşünüyorum” dedim ve “Vahşi Batı”da Tunç Yalman’ın yanında yönetmen yardımcısı oldum. Sonrasında değişik yönetmenlerle “Aç Sınıfın Laneti”, “Theope”, “Öylesine Bir Hikaye” gibi oyunlarda da çalıştım.

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Daha öğrenciyken Haldun Dormen’in asistanı oluyorsun, hem “Kamera Arkası” programında görev alıyor, hem de Haldun Dormen’in yönettiği ” Kuşlar ” da yönetmen asistanlığı yapıyorsun.  Ve Beklan Algan desem…

Cengiz Özek – Kendisinin asistanı oldum, Tiyatro Araştırma Laboratuvarı’nda “Faust” için yapılan çalışmalara katıldım. Güzel zamanlardı. Ha, bu arada Şükrü Türen  Genel Sanat Yönetmeni olduğunda beni tiyatroya davet etti ve yazdığım “Benim küçük Yıldızım” adlı oyunu Black Theatre tekniğiyle sahneye koydum. Ardından Hilmi Zafer Şahin’in Genel Sanat Yönetmenliği döneminde   “Damlaların Dansı” ve sınıf arkadaşım Ayşegül İşsever Gene Sanat Yönetmeni olduğunda ise, Şehir Tiyatrosu’nda 20 yıl önce sahneye koyduğum “Benim Küçük Yıldızım” adlı oyunu yeniden sahneye koymam istendi. 

Pınar Çekirge – Ve Kenter Tiyatrosu…

Cengiz Özek – Dediğim gibi, Yıldız Kenter’in önerisiyle Kenter Tiyatrosu’nda idareci olarak çalışmaya başlamıştım. On yıl sürdü… işe başladığımda, tiyatroda neredeyse kapıdan, koltuklara, iğneden, ipliğe her şey haciz altındaydı. Ödenmeyen telifler, personele olan borçlar, turnelerden alınamayan paralar… Öncelikle halkla ilişkiler konusunu ele aldım. O zamanlar, bilirsiniz, sarı rehber vardı.Oradan adreslere ulaşıp, davetiyeler yolladım. Fuayede Galeri Kenter adında bir sanat galerisi kurdum. Toplu satışlara yöneldim. Yavaş yavaş azalan seyirci adedi artmaya başladı. Yaklaşık bir yıl içinde tiyatro zarardan kara geçti ve o kötü zamanları tümüyle geride bıraktı.Tabii, D.L. Coburn’un yazdığı “Konken Partisi” adlı oyunun da büyük katkısı oldu bu süreçte. Yıldız ve Müşfik Kenter’in uzun bir aradan sonra aynı oyunda buluşmaları, neredeyse ortalığı birbirine kattı.

Pınar Çekirge – Ve sonra bir ayrılık kararı alıyorsun…

Cengiz Özek – Evet, bildiğiniz gibi hayatta her şeyin bir sonu vardır. Kenter Tiyatrosuyla da bağlarımı koparmam gerektiğini hissediyordum. Sevgili Oğuz Aral her karşılaşmamızda “inek hala burada mı çalışıyorsun? Artık kendini özgür bırak, açıl dışarıda işler yap!” diyordu. Ben de bunu hissediyordum ama gerçekten Kenter tiyatrosundaki işimi çok seviyordum. Fakat uluslararası kukla tiyatrosu festivalleri peşimi bırakmıyordu. Bu da benim Kenter Tiyatrosu’nda çalışmamı gittikçe zorlaştırıyordu. Sevgili hocam Yıldız Kenter’e 3 ay öncesinden haber vererek ayrıldım.

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Yurtdışı dedin de, Türkiye haricinde pek çok ödülün var değil mi? 

Cengiz Özek – Evet. İlk aklıma gelen Vietnam’da Hanoi Kukla Festivali, Vietnam “En iyi aktör”  ve “En iyi yazar”, Varşova Kukla Festivali, Polonya: “En iyi aktör” ve “En iyi dekor tasarımı”, Sarospatak Kukla Festivali, Macaristan: “UNIMA Macaristan “En İyi Geleneksel Yorum”, Tek Kişilik Kukla Gösterileri Festivali, Lodz, Polonya: “UNIMA Polonya Özel Ödülü”, Çekya, Prag “En iyi kukla oynatım” ve “En iyi geleneksel tiyatro” ödülleri, Kazakistan-Astana “En iyi geleneksel tiyatro” ödülü. 

Ayrıca, Türkiye’de aldığım pek çok ödül var: 2003 yılında, Terakki Vakfı Tiyatro Festivali “Tiyatro Onur”, UNIMA Türkiye “Başarı Ödülü”, 2008 yılı Unima Türkiye Genel Merkezi (Ankara) “Geleneksel Türk Tiyatrosuna Katkı” ödülü, 2008 Ankara Sanat Kurumu “Jüri Özel Ödülü”, 2009 yılında Ankara Eleştirmenler Birliği “Jüri Özel Ödülü”, 2010 yılında Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği “Başarı”, 2011 yılında Tandarika Kukla Festivali-Romanya “En İyi Oyun”, 2014 Tiyatro Gazetesi Anadolu Tiyatro Ödülleri kukla festivalini kurup sürdürmekten ötürü “Başarı Ödülü”, 2015 Taksim Bebek Rotary Club “Onur Ödülü”, 2017 yılı Direklerarası Seyirci Ödülleri “Türk Tiyatrosuna Hizmet” ödülü, 2019 Karagöz Festivali “Emek Ödülü”,  2024 Tiyatro Gazetesi 9. Uluslararası Anadolu Ödülleri “Yaşam Boyu Onur Ödülü”, 2024 Direklerarası Seyirci Ödülleri “Kültür Köprüsü Kuran Sanatçı” ödülüne layık görüldüm.

Pınar Çekirge – Peki en büyük mucizen nedir?

Cengiz Özek – Belki de Karagöz’ü sıkışıp kaldığı dar kalıplardan çıkartıp modern bir yorum katmak. Unutulmaya yüz tutmuş Karagöz ve Kukla Sanatı’nı yeniden gündeme getirerek, farkındalık yaratmak. Düşünün, Devlet Tiyatrosu’nda Karagöz oynanıyor artık.Demek ki, Karagöz’ü modernleştirerek ona farklı bir tat, tempo katabilmişim.

Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Aslında Karagöz sanatını, yapımını, Karagöz estetiğini baştan ele alıp yeniden tanımlayarak günümüze getirdin.

Cengiz Özek – Hayali Nazif, Hayali Memduh’dan zamanımıza taşımaya çalıştım. Başardım da sanki. Bu arada mucizen, demiştiniz. “Büyülü Ağaç” adlı oyunum da benim için çok önemlidir.

Yavuz Pak: Ben size Karagöz’ün tarihsel, toplumsal ve politik veçhelerine dair bir kaç soru yöneltmek istiyorum. Öncelikle size Karagöz’ün tarihsel kökeniyle ilgili bir soru sormak istiyorum. Muhtelif rivayetler var, biliyorsunuz. Yavuz Sultan Selim’in Mısır’dan getirdiği, Yahudiler tarafından İber yarımadasından getirildiği, Çingeneler tarafından Hindistan’dan ve Çin ve Moğollar üzerinden getirildiğine dair farklı görüşler var. Siz bu görüşlerden hangisini doğru buluyorsunuz?

Cengiz Özek: Yazılı belgeleri esas alır ve elimizdeki edebi eserlere dayanırsak, gölge oyunlarıyla ilgili eserlerin 16. yüzyıldan sonra başladığını görürüz. Buna istinaden, gölge oyunlarının ülkemize girişinin Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferiyle bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü, daha önceki tarihlerde gölge oyunlarının varlığına dair bir kayıt yok elimizde. İbn İyas’ın Yavuz’un Mısır’ı Fethi ve Mısır’da Osmanlı İdaresi adlı eserinde Sultan Selim’in Memlûkler’den gördüğü gölge oyununu beğenerek İstanbul’a taşıdığı anlatılır. Şenlikname’de  o dönemdeki Edirne Şenlikleri’nde bahsi geçen gölge oyunlarının Memlûklerin senaryolarıyla örtüştüğünü görüyoruz. 17. Yüzyılda, Evliya Çelebi’nin kitabında “Karagöz” adını aldığını görüyoruz. Tabii, şunu da eklemeliyim, İstanbul’a davet ettiğim Fan Pen Chen adlı Çinli profesörden Moğollarda da gölge oyunu olduğunu dinlemiştim. Edebi eserlerin de teyit ettiği bir durum bu. Çin gölge oyununun da Moğollar’dan etkilendiğini düşünüyorum. Biliyorsunuz, Memlûkler’in de büyük kısmı Moğoldur. Memkûk gölge oyununun Moğollarla etkileşimi olabilir. Ama yazılı kaynak yok tabii. Bu bir soru işareti olarak aklımızda kalmalıdır.

Foto: Esra Kılıçer

Yavuz Pak: Karagöz’ün o dönem çocuklara değil yetişkinlere oynandığı, politik taşlama ve hiciv ile müstehcen içerikleri kapsadığı ve sık sık sansürlendiği doğru mudur?

Cengiz Özek: Evet, Evliya Çelebi de kitabında Karagöz’ün müstehcen içeriğinden bahsediyor. Mesela, Hamam oyunu. Zaten o zamanlar Karagöz çocuklara değil, yetişkinlere oynatılıyor. Yabancı seyyahların İstanbul’u anlatan kitaplarında erotik Karagöz oyunlarından bahsedildiğini biliyoruz. Elimizdeki Karagöz metinleri Ritter’in derlemelerine dayanıyor. Ama tabii, metinlerde Karagöz’ün sadece sözleri var, nasıl davrandığını bilemiyoruz. Ne kadar sansürlendiğini de bilemiyoruz tabii…

Yavuz Pak: Karagöz oyunlarının yazarı, oyuncusu, yapımcısı, tek bir insan. Yani kelimenin tam anlamıyla, yaratıcı bir insandan bahsediyoruz. Dolayısıyla oyunlar bu yaratıcının dünya görüşü ile hitap ettiği seyircinin algısı tarafından belirleniyor.

Cengiz Özek: Evet, ama kim bu yaratıcı insan? Yorgancı Ahmet, nane şekerci Mehmet.. Yani bildiğimiz esnaftan insanlar. Bu insanlar ne kadar politika yapabilir ki? Kahvehane politikasından öteye geçmez algıları. Evet, güncel politik olaylar, hayat pahallılığı vb. gündeme gelebilir ama padişahlık döneminde bir sistem eleştirisi filan mümkün değil. Dolayısıyla, politik taşlama, hiciv Karagöz’de ne kadar vardı bilemiyoruz, bu benim için hep soru işaretidir. Evet, mesela Yeniçeri Ocağı kapatılınca kahvehane açan Yeniçerilerin Karagöz oynattıklarını ve bu oyunlarda zaman zaman padişaha dil uzatabildikleri söylenebilir ama, bu istisnai bir durumdur. Genel olarak bu tür politik taşlamaların yaygın olduğunu söylemek zor. Genel olarak, az önce belirttiğim gibi, halkı bir araya getiren güncel politik konuşmalar yapıldığı doğrudur ama özel olarak iktidar eleştirisi, politik taşlama yapıldığını düşünmüyorum. Bunların olduğuna dair elimizde belge yok zaten. 

Foto: Esra Kılıçer

Yavuz Pak: Peki, Karagöz Gazetesi’nin Karagöz’ün politikleşmesindeki rolü nedir sizce?

Cengiz Özek: Karagöz politikayı gerçekte gazete haline geldiğinde yaptı. İlk kez bir tiyatroyu gazete formunda görüyoruz Karagöz Gazetesi ile. Hem de beş değişik isimle çıktı bu gazete. Osmanlı döneminde başlayıp Cumhuriyet döneminde yayın hayatına devam eden bu gazetelerde Karagöz tam anlamıyla politika yapıyordu. Ama bu Karagöz oyunu değildi, o resimli gazeteler halk kahramanlarının isimlerini kullanarak politika yapıyordu.

Yavuz Pak: 1941 yılında iktidar tarafından ısmarlama olarak yazdırılan yedi adet “Karagöz-Hacivat” senaryosu var. Bu ısmarlama senaryoların, tıpkı o dönem tiyatronun da devlet tarafından araçsallaştırılarak resmi ideolojinin propagandası için hazırlandığı söylenebilir. Bugün de Karagöz’ün geleneksel Türk sanatı olarak araçsallaştırılmasından söz edilebilir mi?

Cengiz Özek: Aslında Karagöz’ün başına gelenler, Cumhuriyet’in Karagöz’e sahip çıkmasıyla başlıyor. Başına Türk kelimesi getirilerek, İstanbul sanatı olan Karagöz sanatının tüm Türkiye’nin sanatı haline getirilmesi sağlanıyor. Anadolu’da hiç oynanmayan Karagöz, birdenbire Anadolu’nun milli sanatı haline getiriliyor. Bu çok saçma çünkü, ideolojik olarak bunu isteyebilirsin ama bunun için bir çalışma yapılması gerekiyor. Anadolu’ya Karagöz’ü taşıyacak, onu bilen çok insan yoktu o dönem. Halkevleri üzerinden Atatürk devrimlerini Karagöz ile anlatmaya çalıştılar. Ama bunların çoğu didaktik oldu ve nitelikli sanatçıların elinden çıkmadığı için Karagöz tatsızlaştı, insanlara sevdirmek isterken onları uzaklaştırdılar Karagöz’den. Zaten oynatıcı da çok az olduğu için Karagöz kaybolmaya yüz tuttu. Sonraları, Hayali Küçük Ali ile radyo ve televizyona da taşındı ama tek oynatıcıyla yürümezdi zaten. Karagöz kaybolmaya başlayınca, Bakanlık 1973 ve 1975’de kurslar açarak Karagöz’ü yeniden ayağa kaldırma kararı alıyor.

Foto: Esra Kılıçer

Yavuz Pak: 1970’lerden sonra Karagöz’ün yeniden dirildiğini söylemek mümkün mü Türkiye’de?

Cengiz Özek: Evet. Açıkçası, o dönemde bizim çalışmalarımız da Karagöz’ün hem estetik hem içerik olarak yenilenerek geniş insan kitlelerine ulaşmasını sağladı. Yaptığımız “Büyülü Ağaç” adlı oyundan açtığımız sergilere kadar pek çok çalışma Karagöz’ü bambaşka bir yöne taşıdı. Devletten ziyade bizim çalışmalarımızın Karagöz’ün insanlar tarafından sevilmesini sağladığını söyleyebilirim.

Yavuz Pak: Peki, günümüzde Karagöz hangi temaları işliyor? 

Cengiz Özek: Bu konuda bir sınırlama yok ancak günümüzde Karagöz, insanların ve insanlığın güncel sorunlarını ele alıyor daha çok. Mesela, benim Çöp Canavarı oyunumda çevre kirliliği, Sihirli Lamba’da ise barış, kardeşlik, dostluk temalarını işliyorum.

Yavuz Pak: Sizce bugün Karagöz, kendisine verilen bunca emeğin karşılığını bulabiliyor mu toplum nezdinde?

Cengiz Özek: Bugün ülkemizde Karagöz’le ilgilenen çok sayıda insan var. Mesela Çocuk Vakfı pek çok Karagöz sanatçısı yetiştirdi, usta-çırak ilişkisiyle geliştirildi. Ben sevmiyorum usta-çırak ilişkisi demeyi. Bence hoca-öğrenci ilişkisi daha kıymetli çünkü ortada bir öğretim süreci var. Ben Karagöz’ün sadece çocuklara değil, büyüklere de hitap etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çocuklarla birlikte ebeveynleri de geliyor oyunları izlemeye. Karagöz’ün aslı da zaten yetişkin oyunlarına dayanır. Cumhuriyet’ten sonra bir çocuk eğlencesine dönüştürüldü. Bu aslında bütün dünyadaki geleneksel sanatların başına gelen bir durum. Naif yapılarından dolayı daha çok çocuklara yöneldi bu sanatlar. Burada temel sorun, bu sanatları günle buluşturmaktır, yoksa zaten geleneksel olamaz.

Foto: Esra Kılıçer

Esra Kılıçer: Bizim coğrafyamızdaki Karagöz’ün dünyanın başka yerlerinde benzerleri var mı? 

Cengiz Özek: Çok güzel bir soru bu ve aslında kendi tarihimizi bilmekle ilgili bir şey. Osmanlı döneminde başkentte Karagöz vardı. Bir imparatorluğun başkentindeki sanat, fethedilen ülkelerin başkentlerini de etkiliyor. Valiler, paşalar, bu ülkelerin başkentlerine bu sanatları taşıyorlar. Karagöz de böylece yayıldı tabii. Macaristan, Romanya, Yunanistan, Balkanların neredeyse tamamı, Kıbrıs, kuzey Afrika’nın Fas’a kadar olan bölümü, Ortadoğu ve Mısır’a uzanıyor Karagöz oyunları. Bu ülkelerin hepsini etkiledi ve adını verdi Karagöz. Bu kadar geniş bir coğrafyayı etkileyen başka bir tiyatro sanatı yok. Bu çok önemli bir şey!

Pınar Çekirge – Konferansların, makalelerin, ” Geleneksel Türk Gölge Tiyatrosu-Karagöz ” adlı kitabın bulunuyor… Peki buğulu bir pencere camına ne yazardın?

Cengiz Özek – Sadece tek kelime: “Karagöz”.

Foto: Esra Kılıçer

Ömrünü Karagöz ve kukla sanatına adamış koskoca bir senfoni olmak, hiç durmadan çalışmak, geçmişi yarına ve bugüne iliklemek, good sence of humor’unu her koşulda korumak, dağarcığına hayatın farklı renklerini katmak, ortaya koyduğu çalışmalarda, kelimenin tam anlamıyla ‘düzey’ sergilemek böyle bir şeydi, işte!

Erguvan, eflatun, turuncu ışıklarla yivlenen bulutlara baktı bir an…

PINAR ÇEKİRGE – YAVUZ PAK

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün kendinizi ifade etme ve iletişim becerilerinizi geliştirme fırsatı bulabilirsiniz. İletişimde açık ve net olmanız, yanlış anlaşılmaları önleyebilir. Aynı zamanda, karşılaştığınız zorluklara karşı sabırlı ve esnek olmanız gerekebilir. Kendinizi ifade etmekten çekinmeyin ve iç sesinizi dışa yansıtmanın keyfini çıkarın.

BOĞA BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün Boğa burcu için ilişkilerinizde daha fazla duygusal destek arayabilirsiniz. Sevdiklerinizle birlikte vakit geçirmek ve onlarla kaliteli zaman geçirmek için fırsatlar yaratabilirsiniz. Kendinize ve duygularınıza daha fazla odaklanmak sizin için faydalı olacaktır. Aynı zamanda iş hayatınızda da sabırlı ve kararlı bir şekilde ilerlemeye devam etmelisiniz. Başkalarının fikirlerine değer vermek ve işbirliği içinde çalışmak size olumlu sonuçlar getirebilir. Umarım bugünkü burç yorumunuz size rehberlik eder!

İKİZLER BURCU YORUMU
YENGEÇ BURCU YORUMU

Tabii ki! Bugün duygusal anlamda biraz dalgalı bir gün geçirebilirsiniz. İnsanlarla iletişimde hassas davranmanızda fayda var ve duygusal tepkilerinizi dengelemeniz gerekebilir. İçsel dengenizi korumak için meditasyon veya yoga gibi aktivitelere yönelebilirsiniz. Kendinize zaman ayırarak duygularınızı anlamlandırabilir ve gerektiğinde bir adım geri çekilerek dinginliğinizi koruyabilirsiniz. Aşk hayatınızda ise romantik ve duygusal bir gün geçirebilirsiniz. İlişkinizde tatlı sürprizlerle birbirinizi mutlu edebilirsiniz.

ASLAN BURCU YORUMU

Bugün, Aslan burcundakiler için duygusal anlamda biraz kararsızlık yaşayabileceğiniz bir gün olabilir. Sevdiklerinizle iletişimde dikkatli olmanız gerekebilir, özellikle tartışmalardan kaçınmak için sabırlı ve anlayışlı olmalısınız. İş hayatınızda gerginliklerle karşılaşabilirsiniz ancak sakin ve mantıklı bir şekilde hareket ederek sorunları çözebilirsiniz. Kendinize zaman ayırarak hedeflerinizi gözden geçirebilir ve ilerlemek için yeni stratejiler geliştirebilirsiniz. Bugün, duygusal dengeyi korumak önemli olacak.

BAŞAK BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, Başak burcundaki insanlar için detaylara daha fazla odaklanabileceğiniz bir gün olabilir. Mantıklı ve analitik düşünme yetenekleriniz bugün ön planda olacak ve önemli kararlar almak için uygun bir zaman olabilir. Aynı zamanda, sağlık ve beslenme konularına dikkat etmenizde fayda var. Bugün, kendinize zaman ayırarak iç huzurunuzu ve dengeinizi korumaya çalışabilirsiniz. İyi bir gün geçirmenizi dilerim!

TERAZİ BURCU YORUMU

Bugün, Terazi burcu olarak ilişkilerinizde denge ve uyum arayışınız ön planda olabilir. Sevdiklerinizle daha fazla vakit geçirmek, onların duygularını anlamak ve destek olmak önem kazanabilir. İletişim becerilerinizi kullanarak çevrenizdeki insanlarla daha fazla etkileşimde bulunabilirsiniz. Kendinize zaman ayırarak içsel denge ve huzurunuzu sağlamak için de adımlar atabilirsiniz. Eğer çatışmalar yaşarsanız, sakin ve anlayışlı bir tutumla karşılık vermek daha iyi sonuçlar doğurabilir.

AKREP BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün duygusal olarak hassas olabilirsiniz. İletişimde olduğunuz kişilerle anlaşmazlıklara karşı dikkatli olmanızda fayda var. Kendinizi ifade ederken nazik ve anlayışlı olmaya özen gösterin. Bugün mümkün olduğunca rahatlamaya ve negatif enerjiden uzak durmaya çalışın. Sağlığınıza özen göstermek de bugün önemli olacak. Keyifli bir gün geçirmenizi dilerim.

YAY BURCU YORUMU

Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.

OĞLAK BURCU YORUMU

Kendinizi daha dengeli ve kararlı hissedeceksiniz. Bugün işlerinizde disiplini elden bırakmayın ve sabırlı olun. Kendinize olan güveniniz artacak ve hedeflerinize daha yaklaşmak için gerekli adımları atacaksınız. İlişkilerinizde de daha sağlam bir temel oluşturmak için zaman ayırabilirsiniz. Enerjinizi doğru yönlendirdiğiniz takdirde bugün verimli bir gün geçirebilirsiniz.

KOVA BURCU YORUMU

Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak daha hassas olabilirsiniz. İnsanlarla iletişimdeki inceliğiniz sayesinde yanınızdakilere destek olabilir, onları rahatlatabilirsiniz. Ancak, kendi duygusal ihtiyaçlarınızı da göz ardı etmemelisiniz. İçsel dengeye odaklanmak ve kendinize zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. Enerjinizi doğru yönlendirmek, hobilerinize zaman ayırmak veya rahatlama teknikleri kullanmak size iyi gelecektir. Kendinizi yeniden motive etmek için yapıcı düşüncelere odaklanın ve geleceğe umutla bakın.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM