Teatro Rudius’un “Sorgu” Oyunu Üzerine Söyleşi

Teatro Rudius’un “Sorgu” Oyunu Üzerine Söyleşi

Kosta Kortidis‘in yazıp yönettiği “Sorgu”yu şakaklarımda seyirme ile izledim… Vicdan ve kahramanlıkla ihanet, hırs, sevgisizlik arasındaki göçük gittikçe büyümüştü. Aslında hepimiz hayallerimizin keskin kavşaklarında yapayalnız ve bir o kadar da çaresizdik.Her umut bir başka düşbozumunun eşiğiydi nicedir. Ve sorgu başlamıştı.

Hep söylerim, içimizde tortu bırakan oyunlar, oyuncular hiç unutulmaz. “Sorgu” da, hiç kuşkusuz, onlardan biri.

Sibel Taşcıoğlu, Özdemir Çiftçioğlu, Kosta Kortidis, Akın Kaplan yaşamakla oynamak arasındaki organik bağı başarıyla kurmuşlar. Oyunculuklarıyla duyguların satır altlarını çizip, alt metinleri ustalıkla ortaya çıkartmışlar. Yaşayan ve yaşatan performanslara imza atmışlar kısaca.

Özellikle, Sibel Taşçıoğlu‘nun, malzemesi bol oyunculuğu, rol hakimiyetiyle yaşar kıldığı karaktere kattığı varsıllık kolay anlatılacak gibi değil. İzleyip, görmelisiniz, diyorum. Öyle yakışmış ki role ve fiziği, beden dili, tonlamalarıyla o kadar içten oynuyor ki…

Ölçülü oyunu, yarattığı inandırıcılık, sahicilik duygusuyla Özdemir Çiftçioğlu, dinamik oyunculuğuyla Kosta Kortidis ve yarasalar tüneğinde çaresiz bir askeri canlandıran Akın Kaplan izleyiciden tam not almakta. Yer yer soluk kesen performanslarıyla dört oyuncu seyircinin bir an olsun eserden kopmasına fırsat tanımıyor ve hafızalardan kolay silinmeyecek bir oyun çıkartıyor.

“Sorgu” ekibini, Sibel Taşçıoğlu, Özdemir Çiftçioğlu, Kosta Kortidis, Gülay Oktar, Akın Kaplan ve oyunun ses-efekt tasarımcısı Gülay Oktar’ı paralel sorguya aldık. Sorma, sorgulama sırası bizdeydi…

Akın Kaplan,  Kosta Kortidis, Sibel Taşçıoğlu, Özdemir Çiftçioğlu. Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge: Kosta, bu oyunun ikinci versiyonu değil mi?

Kosta Kortidis – Evet, “Sorgu”yu daha önce, 2018’de bir başka yapımcıyla gerçekleştirmiştik. Ali Mert Yavuzcan, Özdemir Çiftçioğlu, Çağrı Büyüksayar, İskender Atasoy vardı kadroda. Ben koymuştum yine sahneye. Farklıydı. Yani her anlamda çok farklıydı. Prensip olarak, tamamen klasik unsurları gözeterek bir kafesin içinde, tel örgüler arasında hikâyeyi anlatmıştık. Hikâyeyi anlattık ama itiraf edeyim ki, insanın da kendisiyle yüzleşmesi çok güzel bir şey…

Pınar Çekirge – Nasıl, anlamadım?

Kosta Kortidis – Çünkü o zamanlar Kosta Kortidis’i bu kadar iyi anlamamıştım. Yani yazar Kosta’yı iyi anlamamıştım. Geçen Haziran ayında Akın ile bu oyunu yeniden sahneye taşımaya karar verdik. Hatta bu tekst için başka hayallerimiz de vardı. Karşılıklı fikir bombardımanı yapıyorduk hiç durmadan. Rusya – Ukrayna Savaşı henüz başlamıştı. Bunun üzerinden acaba Rus, Ukraynalı aktörlerle falan mı oynansa, nereye gider, nasıl olur, İngilizce mi oynasak gibi sorular şekillendi kafamızda. Sonra heyecanımız normale döndü. İnsan gibi davranmaya başladık. Özdemir Ağabey’i aradık hemen.”Gel” dedik, “oyun var”. Sağ olsun, bizi kırmadı “Tamam,” dedi hemen. Bu arada Sibel ile çalışmayı çok istiyordum. Bir önceki sezon da çalışmak istemiştim. Ama kendisi Adana’da dizi setindeydi.  Konservatuardan da sınıf arkadaşımdır zaten. Metni yolladım. “Ama, orijinal metinde erkek oyuncu için yazmıştım rolü. Fakat şimdi bu rolü senin oynamanı istiyorum. Sam Samantha olacak. Ona göre bir dramaturji yaptık. Hikâyeyi değiştirdik.” Sonuç içime çok sindi. Sanıyorum seyircinin de içine sinmiş olmalı ki, geri dönüşler yüksek oranda olumlu. Ben memnunum. Her seferinde oyun oynanırken acaba şimdi ne olacak heyecanıyla oyunu takip ediyorum. Şöyle ki, elbette prensipte  yönetmen olarak rol arkadaşlarıma bir şeyler anlattım, ama onların oynadıkça geliştirdikleri ve farkına vardıkları yeni durumlar meydana çıkıyor sürekli. Bu da çok keyifli. Her oyundan sonra bunun üzerine konuşuyoruz. Yolculuk, keşif heyecanı bitmiyor, anlayacağınız. Bence işin en güzel tarafı da bu. Oyunun hep canlı kalabilmesi ve devamlı yenilenmesi.

Gülay Oktar, Akın Kaplan, Özdemir Çiftçioğlu, Sibel Taşçıoğlu, Pınar Çekirge, Kosta Kortidis, Yavuz Pak. Foto: Esra Kılıçer

Akın Kaplan – Bizim Kosta ile sahne arkasında, oyun oynanırken birtakım ufak tefek teknik sorumluluklarımız da var. Ve bu esnada bütün oyunu baştan sona dinliyoruz. Ve aslında her oyunda fark ettiğimiz ufak nüanslar da oluyor, doğal olarak.

Kosta Kortidis – Değişiklikler demeyelim, ama farkına vardıkları durumlar oluyor. Bir duyguyu başka türlü aktardıkları durumlar oluyor. Çünkü  yönetmen olarak Özdemir Ağabey ile kaçıncı oyun bilmiyorum, ama çok çalışmışızdır, Sibel ile de öyle.Sahne üstünde ne yapabileceklerini çok iyi biliyorum. Dolayısıyla, bunu böyle, şu şekilde yapacaksınız diyen bir adam olmadım hiç. Benim için öncelikli olan hikâye. Hikâyenin içinde kurduğumuz karakterlerin kendi özgürlükleri.

Pınar Çekirge – Bütün işkenceyi yaşayan Sibel Taşçıoğlu, yani Samantha. Fiziksel ve duygusal işkenceye maruz kalıyor oyun boyunca…

Yavuz Pak – Erkek bir karakteri kabul etmek zor olmadı mı? Erkek karakterin kadına dönüştürülmüş hali. Pek çok açıdan evrim geçirmiş bir karakter…

Pınar Çekirge, Kosta Kortidis. Foto: Esra Kılıçer

Sibel Taşçıoğlu – Kahramanın kadın olmasının esere daha farklı bir boyut, dinamik kazandırdığını düşünüyorum. Aradaki ilişkiyi çok fazla değiştirdi aslında. Hem dostluk, hem geçmişte yaşanmış olması muhtemel bir aşk hikayesi. Bir üst ast durumu da var arada. Çok farklı bir boyut kattığını düşünüyorum bu durumun. Fiziksel anlamda bir zorluk olmadı. Sadece kolumda bir zedelenme oldu oyun esnasında. İş kazası, diyelim.Sonra tokatı atarmış gibi yapmamak da oyuncuyu duyguya sokuyor bence.

Özdemir Çiftçioğlu – Tam da bu noktada, belirtmem gereken iki ayrı husus var: Bir tanesi Sibel mükemmel bir oyuncu ve bu rolü bir kadının oynaması çok önemli. Çünkü bir erkeğin bir kadına uygulayacağı işkence, bir erkeğin bir erkeğe göstereceği işkenceden kat be kat fazla olur. Bu durum seyirci nazarında inanılmaz etkileyici bir şey. Yani ben ona cinsel şiddet de uyguluyorum, fiziksel şiddet de. Bir erkeğin bir kadına yönelik saldırısı var sahnede. Ayrıca sorgulayıcı ile Samantha arasındaki geçmişte yaşanmış duygusal ilişki, hayranlık, hatta mevki farkı gibi detaylar metnin içinde önemli odak noktaları aslında. Ve Sibel bu detayları incelikle yaşar kılan bir oyuncu.

Sibel Taşçıoğlu – Aslında küçük ipuçları olsa da, ikilinin arasındaki duygusal bağın olup olmadığı, varsa eğer yoğunluk derecesi çok fazla vurgulanmıyor. Bizler her duyguyu, her  detayı en sahici, en inandırıcı biçimde canlandırmaya çalışıyoruz.

Akın Kaplan, Özdemir Çiftçioğlu, Sibel Taşçıoğlu. Foto: Esra Kılıçer

Özdemir Çiftçioğlu – Şöyle bir şey söyleyeyim, beş yıl önceki “Sorgu”dan farklı olarak şimdi dramaturjik açıdan da oyunda ne oynayacağımı, nereye gidebileceğimi daha net biliyorum. Bu da keyifli, bir aktör için hoş bir yolculuk oluyor. Arada oyunun tadını çoğaltan doğaçlamalar giriyor devreye. Sibel ile aynı fikirdeyim. “Sorgu” da bir kadın ile oynamak,  kadın erkek ilişkisini farklı yönden ele almak işkenceci subay rolünde benim de önümü açtı.

Yavuz Pak – Karşınızdaki karakter bir kadına dönüşünce dramaturji ile barışmışsınız demek.

Özdemir Çiftçioğlu – Seyircinin geri bildirimlerinden şunu gördük ki, erkek karakterin kadın karaktere dönüşmesi hiç yadırganmıyor. Elbette bunda, sağlam bir dramaturji çalışmasının yapılmış olması da etkendir. Metni kısalttık mesela. Kadın kahramanın çocuklarıyla,kocasıyla, sorgucu albay ile olan durumlarını ona göre tekrar düzenledik.

Sibel Taşçıoğlu –  Aslında kahramanın kadın olması oyunu daha cazip kılıyor, izleyici açısından.

Özdemir Çiftçioğlu – Şöyle anlatayım, erkeğe işkence uygulasaydım izleyiciye daha farklı geçecekti oyun. Burada kadına işkence uyguluyorum, cinsel şiddetin altında acaba vaktiyle ona olan hayranlığım, tutkum, kaybeden olmanın yarattığı eziklik ve öç duyguları mı var. İzleyici ister istemez bu soruların yanıtını aramaya başlıyor. Zaten oyun daha ilk sahnesinde cinsel aşağılama ve şiddetle başlıyor.

Kosta Kortidis. Foto: Esra Kılıçer

Kosta Kortidis – Metni çok irdeledik bu sefer. Oyun aslında biraz karışık bir oyun onu kabul etmek lazım. Yani öyle klasik tarzda yazılmış bir oyun değil. Geriye dönüşler var. Tekrar hatırlamalar var. Biz bütün bu hikâyenin gerçeğini kafamızda kurduk, hikayemizi tamamladık ve öyle sahneye çıktık. 2018’ de yapmadığımız şey, en büyük eksikliğimiz buydu. Yıllar geçiyor, zamanla kendimizle yüzleştik, hayatın keskin sapaklarından geçtik, kendimizi geliştirdik. Yoksa zaten yapmazdık. O zaman  yazdığım metni, yönetmen olarak doğru biçimde sahneye taşıyamadığımı, şimdi itiraf ediyorum.

Pınar Çekirge – 2018 versiyonu kitaplaştırıldı değil mi?

Kosta Kortidis: Metin aynı. Metinde hiçbir değişiklik yok. Sadece sahneye taşırken kısaltmalar, cümle değiştirmeler oldu. Hepsi o kadar.  Ayrıca bu piyes Kosova’da, Gürcistan’da, Adana’da, Ankara’da oynadı. İki kere de biz oynadık. Yedi farklı tiyatro oynamış, ayrıca konservatuarlarda da çalışıldığını biliyorum. Çünkü çok evrensel bir konu.

Özdemir Çiftçioğlu – Bugün her coğrafyada uygulanabilir, evrenselliği olan bir metin. Hatta bir oyun çıkışında izleyicilerimizden bir tanesi, “oyunun Güney Amerikalı bir yazar tarafından yazıldığını düşündüğünü” söyledi.

Özdemir Çiftçioğlu. Foto: Esra Kılıçer

Kosta Kortidis – Bundan güzel bir iltifat mı olur bir yazar için? Ve bu benim prensibimdir. Alın bende bu metin var diyen biri hiç olmadım. Kosova’da oyun başladıktan sonra haberim oldu mesela. Bu metinleri keşfediyor olmaları bana yazar olarak muazzam bir haz veriyor. İyi ki, yazmışım diyorum. Yani “Sorgu” diye bir tekst var alıp değerlendiriyorlar. İngilizce dahil bir kaç dile çevrildi zaten.

Yavuz Pak: Evet, oyun evrensel bir temayı merkeze alıyor. Milliyetçilik ve milliyetçiliğin yol açtığı her türden kötücül hali, zorbalığı, halkların düşmanlaştırılmasını deşifre ediyor. Kapitalizmin zaten genlerinde var olan milliyetçilik kavramını işliyorsunuz. Hemen her ülkede, bölücüler ve ulusalcıların varlığı üzerinden biçimlenen milliyetçilik, kapitalist ulus devlet ideolojisinin vazgeçilmez unsuru. Sağ popülizmin yükseltildiği ve milliyetçiliğin tüm dünyada giderek daha popüler olduğu bir süreçte bu oyunu sahnelemekten çekinmediniz mi?

Kosta Kortidis – İnanın kimseyi hedef alarak yazmamıştım. Tamamen soyut bir dünyada, soyut askerler üzerine, hatta bu tekst devlet tiyatrolarında çok oynanmak istendi ama hiç oynanamadı. Sebebi de politik bulunması. Bu kadar basit. Devlet Tiyatrosu’nda bir çok yönetmen “Sorgu”yu sahneye taşımak istedi fakat, bir türlü  olmadı. Bu oyun, benim edebi kuruldan geçmeyen nadir  oyunlarımdan biridir. Edebi kurula iki kere yolladım, üçüncüye de yollamadım artık. İkisini de oy çokluğu ile oylamamışlar çünkü.

Sibel Taşçıoğlu. Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge: Özdemir Bey, ”Sorgu”, “On Kişiydiler”, “Vişne Bahçesi”  adlı oyunlarla denk geldi değil mi?

Özdemir Çiftçioğlu – Aynen öyle oldu. Artık tilkilerin kuyruklarını birbirine değdirmeden idare etmeye çalışıyoruz. Tabii, tiyatroda durumlar artık eskisi gibi değil. Bu mesleğe başladığımda haftada sekiz, dokuz oyun oynardık. İki gün de çocuk oyunu. İşte, haftada en az on, on bir oyundan ayda kırk dört oyun, diyelim. Ben sadece tiyatro ile yaşamayı şiar edinmiş bir aktörüm. Öyle büyütüldük, öyle yetiştirildik çünkü. Sinemaydı ve televizyondu o işlere fazla girmemek sadece tiyatroda kalmak için çok çaba harcadım bugüne kadar. Üniversitede hocalık yaptım. Dublaj yaptım. Şimdilerde oyun sayıları o kadar azaldı ki, tek oyun ile hayatı geçirmek çok zor oluyor. Hatta üç oyunla bile çok zor oluyor, diyebilirim. Çünkü ayda taş çatlasın on dört tane oyun oynuyorsunuz ki, bu da bizleri ekonomik olarak hayli zorluyor. Yine de kendimi hep şanslı buldum. Dediğim gibi, sadece ve sadece tiyatro ve tiyatronun yan işleri ile kırk bir seneyi doldurdum bu meslekte. Daha önce de, dört senelik bir amatör tiyatro dönemim var.Kısaca, kırk beş yıldır sadece tiyatro yaparak hayatımı sürdürebiliyorum.

Pınar Çekirge – Yönetmenle aynı sahnede olmak nasıl bir duygu?

Özdemir Çiftçioğlu – Hem yönetmen hem de yazarla çalışmak biraz riskli bir durum. Avantajları da, dezavantajları da var. Yıllar evvel, ilk çalıştığımız günleri düşünürsem, o zamanki Kosta ile şimdiki Kosta arasında özellikle dramaturji anlayışı olarak çok büyük farklar var. Hiç bir anlaşmazlığımız olmadı. Uyum bozukluğumuz da.

Akın Kaplan. Foto: Esra Kılıçer

Yavuz Pak – Samimi bir yerden sormak istiyorum. Oyunu yazarken otosansür uyguladınız mı? 

Kosta Kortidis – Elbette, hayır. Ben o çelişkiyi bir türlü anlayamıyorum, kabul edemiyorum zaten. Benim Edebi Kurul onaylı, Milli Kütüphane’de de nüshası bulunan “Ted Bundy” adlı bir oyunum var mesela. O da pek çok ülkede oynandı.

Pınar Çekirge – Hayli sert bir metindi, hatırlıyorum.

Kosta Kortidis – “Ted Bundy”nin metnini alıp okuduğunuzda dersiniz ki, “bir Türk yazar da, acaba  bu kadar cesur olur mu, bu kadar ileri gidebilir mi?!” Dediğiniz gibi, konu ve içerik olarak, küfürler, cinsel şiddet, pornografik yanıyla inanılmaz sert bir oyun. Devlet Tiyatroları o oyunu repertuara almış ama “Sorgu”yu geri çevirmiş, almamış. Nedeni bence politik olması. Hukuk açısından bakarsanız, Samantha bir asker olarak vatana ihanet etmiş. Cephede düşman askeri ile karşı karşıya gelmiş, düşman askerini tutuklamamış, öldürmemiş, üstelik kaçmasına izin vermiş… Yani yasa önünde sonuna kadar suçlu. Vatan haini…

Sibel Taşçıoğlu – Oyunun içindeki sürprizi de düşünürsek, kadın komadayken bile bilinçaltında olayları sorgulamaya devam ediyor.

Akın Kaplan – Kosta’nın yazar olarak bu yönünü çok gerçekçi buluyor ve beğeniyorum. Şaşırtıcı sürprizler yapıyor ve izleyiciyi oyunun sonuna doğru derin bir girdaba sürüklüyor. Mesela “Sorgu”da asıl hikâye “kardeş kardeşi vurur mu?” teması… Ama konuyu farklı bir boyuta taşımış. Kadının aslında sahnede tüm olup biteni bir karabasan olarak yaşadığına, bunların sahiden hiç var olmadığına vurgu yapmış.

Gülay Oktar, Foto: Esra Kılıçer

Pınar Çekirge – Oyunun dekoru tam bir hadise! İzlerken “Bu malzemeyi buraya nasıl getirdiler? Çelikleri, tahtaları, o demir kapıyı?” diye düşündük. Sonra birden o kalın duvarların saydamlaştığına tanık olduk.

Kosta Kortidis – Batuhan Bozcaada yaptı o tasarımı. Amacımız sahnede bölünmüş bir dünya illüzyonu yaratmaktı. Başardık sanırım.

Gülay Oktar – Kostümlerin renkleri de bir simge olarak çok önemli. Akın’ın fikriydi o da. Herkesin karakter yapısına göre bir kostüm rengi var aslında oyunda. Kosta’nın kırmızı çünkü o kan istiyor. Sibel ile Akın’ın kostümleri beyaz. Çünkü masumiyeti, vicdanı çağrıştırıyorlar.

Pınar Çekirge – Bir de oyunda Noel ağacı ve on iki  tane yılbaşı süsü kullanıyorsunuz. Onun anlamı nedir?

Akın Kaplan – Noel’in dostluk, barış, sevgi çağrısına rağmen, savaşın devam ediyor olması ile ilgili bir metafor diyebiliriz.

Kosta Kortidis – Bir de şöyle bir durum var aslında, sorgu odasında çam ağacı. İşte, seyirciye başka bir ipucu. “Burası gerçekte bir sorgu odası değildir”in işareti. Telefon yok sonra var, kayıt cihazı var ama sonra yok. Çünkü bu bir kâbus sadece… Korkunç bir karabasan. Hepsi bu!

Akın Kaplan, Kosta Kortidis, Gülay Oktar, Sibel Taşçıoğlu, Özdemir Çiftçioğlu. Foto: Esra Kılıçer

Yavuz Pak – Seyircinin şiddet sahnelerine tepkisi nasıl?

Kosta Kortidis – Avcılar’da oyun sonrası bir seyirci “Sizden nefret ettim, Allah belanızı versin” dedi, “Hah tamam, doğru bir şey yapmışız” dedim o an.

Pınar Çekirge – Kosta Kortidis’in pek çok oyununu okumuş biri olarak şunu belirtebilirim, “Sorgu”nun diğerlerinden farklı bir etkisi var.

Kosta Kortidis – Bu noktada, yazar olarak bir şey söylemek istiyorum. Genelde hikâyeye nereden başladığınızın çok büyük bir önemi vardır. Değindiğiniz gibi, bu oyun benim bütün yazdığım piyeslerin dışında. En  zirveden başlıyor çünkü. Öz ve sahne üstü yorumu olarak da sert bir oyun.

Pınar Çekirge – Ve sinir bozucu bir başçavuş…

Kosta Kortidis – Genelde, şayet bir rol oynamam gerekirse diye, yazdığım hemen her oyuna kendim için mutlaka bir tane karakter yerleştiririm. Dediğim gibi, Kosta için yazarım o rolü. Bu oyunda da Başçavuş, en fazla soluk aldıran karakterlerden biri oldu. Bir de tuluatı çok severim. Her seferinde başka başka şeyler söylerim sahnede. Başçavuş bu duruma imkan tanıyan bir kimlik. Belki bu karakter aslında kötü ama bir o kadar da sevimli, sempatik, insancıl yanları var. Adamı sevmek zorunda kalıyorsunuz ister istemez. Güldürüyor sizi yaptıklarıyla. Gerginlik anını azaltıyor.

Akın Kaplan, Kosta Kortidis, Sibel Taşçıoğlu, Özdemir Çiftçioğlu. Foto: Esra Kılıçer

Yavuz Pak – Turne planlıyor musunuz?

Akın Kaplan – İstiyoruz aslında ama denk gelmedi. Belki Bursa’ya gideceğiz yakın zamanda.

Pınar Çekirge – Oyun hak ettiği ilgiyi görüyor mu sizce? 

Özdemir Çiftçioğlu – Bu oyunu Şehir Tiyatrosu’nda yapıyor olsaydık, muhtemelen çok daha fazla sayıda seyirciye ulaşacaktı. Ses getirecekti. Ama özel tiyatro olunca, hele bilet fiyatları da pahalı olunca, takdir edersiniz ki daha az tercih ediliyor. Ya da daha eğlenebileceği, daha sığ oyunları seçiyor seyirci. Şu oyundan bu kadar bahsedildi ama inanın, davet ettiğimiz arkadaşlarımızı bile getiremiyoruz oyuna. Bu çok üzücü oluyor. Nitelikli tiyatro yapmaya çalışıyoruz. Ama karşılığını alamıyoruz ne yazık ki. 

Pınar Çekirge – Dekor kadar müzikler de beğeniliyor sanırım.

Akın Kaptan –  Şarkı sözlerini de Kosta yazdı.  Besteleri de Altuğ Akınsel yaptı. Müziklerimiz dijital platformlarda mevcut şu anda.

Kosta Kortidis – Her oyuna özgün müzik yapmak büyük mesele. Dört oyunda, dört albüm çıkartmış bir tiyatro grubuyuz. Varsa ikinci bir örneği bunu da gösterin, ama yok.

Yavuz Pak – Peki, son olarak gelecek projelerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz?

Yavuz Pak, Özdemir Çiftçioğlu, Akın Kaplan, Kosta Kortidis, Gülay Oktar, Sibel Taşçıoğlu, Pınar Çekirge. Foto: Esra Kılıçer

Akın Kaplan – Her sene olduğu gibi yeni bir oyunla geleceğiz. Ama henüz kesin aldığımız bir karar yok. Alternatifler var sadece. Hayal etmeyi seven bir ekibiz. Belki Kosta yeni bir oyun yazar. Onu oynarız. Yediden yetmişe izlenebilecek bir oyun da yapmak istiyoruz. Ucuz, derme çatma bir oyun yapalım arayışında hiç olmadık hiç. O nedenle her geçen gün artan maliyetleri de karşılayabileceğimiz, niteliğimizden ödün vermeyeceğimiz işler yapmaya devam etmek tek amacımız.Şu ana kadar yaptıklarımızın karşılığını tam olarak alamadık. Kendi üzerimize düşen ne olursa olsun, yine de yapmaya devam edeceğiz.

Kosta Kortidis – Kafamda yeni ve çok eğlenceli, tarihsel olarak da çok doyurucu, içinde müziğin, dansların da olduğu bir oyun var. Bu proje benim uzun zamandır hayalim. Fakat maliyeti çok yüksek bir proje. Belki bir komedimiz var dört kişilik, onu da yapabiliriz. “Deli Şair” ve “Sorgu” oyunları da devam edecek. Henüz yeterince izleyiciye ulaşmadığımızı düşünüyoruz. Umarım seyircimiz de artacak.

Yavuz Pak – Bu güzel söyleşi için teşekkür ederiz.

Kosta Kortidis – Biz de size ve Tiyatro… Tiyatro… Dergisi’ne çok teşekkür ederiz.

PINAR ÇEKİRGE – YAVUZ PAK

 

Sorgu Oyun Programı:

27.04.2023 Perşembe / 20:30
Tatavla Sahnesi / İstanbul

09.05.2023 Salı / 20:30
Tatavla Sahnesi / İstanbul

25.05.2023 Perşembe / 20:30
Tatavla Sahnesi / İstanbul

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, Koç burcundaki insanlar için enerjileri yüksek ve hareketli bir gün olabilir. Bugün, girişimci ruhunuzu ortaya koyabilir, yeni projelere odaklanabilirsiniz. İletişim becerileriniz bugün oldukça güçlü olabilir, bu sayede iletişimde olduğunuz kişilerle etkili iletişim kurabilirsiniz. Fakat aceleci olmaktan kaçınmalı ve doğru kararlar almak için gereken zamanı ayırmalısınız. İlişkilerinizde daha anlayışlı ve sabırlı olmak, çatışmaları önlemek adına önemli olabilir. Bugün, kendinize zaman ayırmak ve içsel dengeyi sağlamak da önemli olacaktır. Umuyorum ki güzel bir gün geçirirsiniz!

BOĞA BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, işlerinizde daha sabırlı ve kararlı olmanız gerekebilir. İkili ilişkilerinizde ise iletişim sorunları yaşayabilirsiniz, ancak anlayışlı ve toleranslı olmanız ilişkilerinizi olumlu yönde etkileyecektir. Özellikle sağlık konularına daha fazla özen göstermenizde fayda var. Emeklerinizin karşılığını görmek adına sabırlı olun ve hedeflerinize adım adım ilerleyin. Umut dolu bir gün geçirmeniz dileğiyle!

İKİZLER BURCU YORUMU
YENGEÇ BURCU YORUMU

Tabii ki! Bugün, duygusal olarak hırslı olabilirsiniz ve kararlarınızı daha tutkulu bir şekilde verebilirsiniz. Aşk hayatınızda romantik ve duygusal bir gün geçirebilirsiniz. İş hayatınızda ise yoğun ve karmaşık bir gün yaşayabilirsiniz, ancak kararlılığınız sayesinde sorunları kolaylıkla halledebilirsiniz. Sağlık konularına biraz daha dikkat etmenizde fayda var, kendinize zaman ayırmayı unutmayın.

ASLAN BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, enerjinizi yükseltecek fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. İş hayatınızda başarılı olmak için motivasyonunuzu yüksek tutmalı ve hedeflerinize odaklanmalısınız. İletişim becerilerinizi kullanarak çevrenizle daha iyi anlaşmalar yapabilirsiniz. Aşk hayatınızda ise romantik ve duygusal bir gün geçirebilirsiniz. Kendinize zaman ayırarak ruhunuzu beslemeyi unutmayın. Keyifli bir gün geçirmeniz dileğiyle!

BAŞAK BURCU YORUMU

Bugün zihinsel ve duygusal açıdan dengeli olmaya özen göstermelisiniz. Hedeflerinize odaklanarak, planlarınızı adım adım hayata geçirebilirsiniz. Olumlu düşünmek ve olumlu enerjiyi çevrenizde yaymak için fırsatlarınız olacak. Sağlığınıza özen göstermeye ve beslenmenize dikkat etmeye özen göstermelisiniz. Hayırlı ve keyifli bir gün geçirmeniz dileğiyle.

TERAZİ BURCU YORUMU

Bugün ilişkilerinizde daha dengeli ve adil olmaya çalışmalısınız. Karşınızdaki kişilerle anlaşmazlıkları çözmek ve uyum içinde hareket etmek için iletişim becerilerinizi kullanmalısınız. Ayrıca, bugün özellikle karar verme süreçlerinde daha dikkatli olmalı ve aceleci davranmamalısınız. Kendinize zaman tanıyarak doğru kararları vermek için içsel denge ve uyumu yakalamaya çalışın.

AKREP BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün kendi gücünüzü fark edeceğiniz bir gün olabilir. İçsel potansiyelinizi ortaya çıkaracak olaylarla karşılaşabilirsiniz. Duygusal zekanızı kullanarak ikili ilişkilerinizde önemli adımlar atabilirsiniz. Kendinize ve yeteneklerinize güvenmeniz, başarıyı daha da yakınlaştıracaktır. Her şeye rağmen sabırlı ve dengeli olmaya özen göstermelisiniz. Sevdiklerinizle keyifli vakit geçirebileceğiniz bir gün olacak.

YAY BURCU YORUMU

Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.

OĞLAK BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün Oğlak burcunu tüm gününü iş ve kariyer hedeflerinize odaklanarak geçirmeniz öneriliyor. Disiplinli ve kararlı bir şekilde çalışarak önemli adımlar atabilir, hedeflerinize biraz daha yaklaşabilirsiniz. Ancak, fazla ciddi olup asık suratlı olmamaya da dikkat etmelisiniz. Bugün aynı zamanda, duygusal olarak da sağlam bir zeminde durmaya çalışmalı ve duygularınızı kontrol altında tutmalısınız. İş hayatınızda ve ilişkilerinizde sağduyulu olmayı sürdürmelisiniz. Enerjinizi doğru yönlendirerek başarılı bir gün geçirebilirsiniz. Umuyorum ki başarılı ve keyifli bir gün geçirirsiniz!

KOVA BURCU YORUMU

Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak daha hassas olabilirsiniz. İnsanlarla iletişimdeki inceliğiniz sayesinde yanınızdakilere destek olabilir, onları rahatlatabilirsiniz. Ancak, kendi duygusal ihtiyaçlarınızı da göz ardı etmemelisiniz. İçsel dengeye odaklanmak ve kendinize zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. Enerjinizi doğru yönlendirmek, hobilerinize zaman ayırmak veya rahatlama teknikleri kullanmak size iyi gelecektir. Kendinizi yeniden motive etmek için yapıcı düşüncelere odaklanın ve geleceğe umutla bakın.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM