“Ama Onlardan Beni, Gerçekten Beni Sevmelerini İstemiştim”

“Ama Onlardan Beni, Gerçekten Beni Sevmelerini İstemiştim”

“Buğulu bir pencere camına ne yazarsınız?” diye sorduğumda, bir an yüzüme bakıp: “Hiçbir şey yazmam… Buğu silinir çünkü. Oysa insan düşünceleriyle, ilkeleriyle, gerçekleştirdikleriyle kalıcı olmak zorundadır, sanat kalıcı olmayı gerektirir. Sahnede sözünü esirgemeden söylemeyi…”  demişti.

“Sanatçılar toplumu iyiye, güzele, doğruya götüren, yücelten, hümanist, din, dil, ırk ayırd etmeden seven, çalışan, durmaksızın üreten, kendini yenileyen insanlardır. Savundukları çağdaş ilkelere, değerlere aykırı bir tutum, davranış görürlerse de karşı çıkar, eleştirir, tepki verirler. Bu yüzden sadece kendileri için yaşayan, yani bencil, toplumu öz çıkarları doğrultusunda idare edip, yönlendirmek isteyen, onları işine yarayan, yaramayan, kendi gibi düşünen, düşünmeyenler diye ayıran kesimler gerçek sanatçıları sevmez. Oysa sanat yaşamdır. Yaşamımıza sahip çıkmalıyız…”

Kendi serüveninin kahramanı olmuştu Filiz Coşkuner. Rüzgara karşı yürümeyi göze almıştı her defasında. Suyun akışına bırakmıştı bazen her şeyi, gün olmuş suyun mecrasını değiştirmişti cesurca. Sanat ile hoyrat, anlayış, zarafet, hoşgörü yoksunu insanlara karşı kendini korumuş, şimdilerde öğrencilerine tekrarladığı gibi “umudu, başarı ve özgüveni salt sanatla geliştirmeyi, bilmiş”ti.

Yirmili yaşlarının başlarında üç arkadaşıyla Özgün Tiyatro‘yu kurmuştu mesela. Çok daha öncesine gidelim, henüz dört yaşında televizyonun deneme yayınları yaptığı günlerin birinde Teknik Üniversite’nin Maçka Stüdyosu’nda, üç kez canlı bale gösterisine çıkmak, kendisi ile röportaj yapılması… Az şey midir sizce? Program sunucusu kim miydi? Tabii ki, Halit Kıvanç.

(Yıllar sonra Şemsi İnkaya ve Pelin Körmükçü ile yaptıkları çalışmada yolları Halit Kıvanç ile  tekrar kesişecekti.)

“Daha TRT yokken, ben televizyon ekranındaydım…”

Filiz Coşkuner hep şaşırtıyor beni anlattıklarıyla. An geliyor usum kayıyor, nutkum tutuluyor adeta. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Ne soracağımı da.

Hayatında Haldun Dormen, Yıldız Kenter, Ayla Algan gibi, birazdan etraflıca anlatacağım üç önemli kilometre taşı var örneğin.

Bir başka fotoğrafa takılıyor gözüm.

İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları dönemi.

Haldun Dormen‘in yönettiği, “Kuşlar” müzikali.

Ayla Algan, Hümeyra, Zihni Göktay, Kerem Yılmazer, Osman Görgen, Oya Palay, Birsen Kaplangı, İsmet Ay, Erhan Dilligil, Can Başak, Ayhan Kavas, Engin Alkan‘lı kadroda yer alıyor Filiz Coşkuner

“Hatırlıyorum ‘Kuşlar’ın provasında bacağım kırıldı, koltuk değneği ile provaları izledim ve oyuna çıkabildim. Belim kırıldı, sadece izleyici olduğum derse gittim, film çektim, çelik korse ile yatarken öğrencilerimi eve getirdiler. Evde onlara prova yaptırdım… Mücadeleden yılmadım. Geri adım atmadım. Mazeretlerin arkasına sığınmadım.”

Albüm sayfalarını çeviriyoruz beraberce.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde çocuk dansçı Filiz Coşkuner… Kar beyazı tütüsü içinde nasıl güzel, nasıl sevimli. Hele, o kömür karası gözlerindeki ışık çakımları…

“O zamanlar AKM inşaat halindeydi. “Kral Çinçül ile Konuşan Bülbül”ü Taksim Sahnesi’nde sergilemiştik.”

Yine Şehir Tiyatrosu’ndan, “Barış Kervanı” adlı çocuk oyunundan bir anı fotoğrafı. Can Doğan, Naşit Özcan, Aydan Burhan ve Filiz Coşkuner neşeyle objektife bakarken…

Bağımsız Sinema Kollektif Tiyatrosu günlerinden, “Toros Canavarı”‘ndan bir fotoğraf… Bizim Tiyatro’dan olmalı şu fotoğraf  da.

Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatrosu’nun “Oyuncu” adlı oyununda küçük bir rolde (Gişe çalışanı Neşe) bu kez. Sapsarı saçlarıyla bambaşka biri.

A, Çağdaş Bale Topluluğu’nda “Romeo ile Juliette” temsilinde dadı rolünde… Zafer Diper ile “Woyzeck”in kulisinde sahne sırasını beklerken, habersizce çekilmiş olmalı bir önceki sayfada yer alan fotoğraf.

“Beni Dünya Kadar Sev” adlı oyunda Metin Belgin‘in yönetmen yardımcısı Filiz CoşkunerDilek Türker ile konuşurken biri yine usulca, gümüş nitrata sabitlemiş o anı.

Biraz geriye dönelim albüm sayfalarını karıştırırken.

1989 yılı. Haldun Dormen “Hisseli Harikalar Kumpanyası”nı farklı bir biçimde televizyona aktarma kararı veriyor.

Kimsenin önemsemediği, pek dikkate almadığı, evde kendi kendine klasik bale yapan, Şebo yorumuyla Filiz Coşkuner belleklere yerleşiyor sessizce.

“Toros Canavarı”nın Mihriban’ı ve “Gulyabani”nin Ruşen Kalfası için daha var henüz. Birkaç sene daha var bizi bekleyen.

Evet, yine kronolojiyi yerle bir ettiğimin farkındayım. Yayın yönetmeninin affına sığınarak, daldan dala, seneden seneye, konudan konuya sıçrıyorum. Ne yapayım, oldum olası salkım saçak söyleşileri severim.

Ama şimdi nasıl hatırlamam, Filiz Coşkuner’in  “Gulyabani”de, malzemesi bol, nüanslı oyunculuğu, üstün sahne hakimiyetiyle değil günlerce, yıllarca etkisini yitirmeyecek, ölçüt niteliğinde bir yoruma imza atmış olduğu gerçeğini. Dakikalarca ayakta alkışlandığını.

Filiz Coşkuner ile konuşurken, çok uzun seneler önce Orhan Boran‘ın Filiz Akın için söylediği sözler geldi aklıma: “Filiz Akın, Victoria çağının porselen üstüne işlenmiş ince bir minyatür; ya da Ming devrinden bugüne kalmış dikkatsiz bir hareketin kolayca kırabileceği zarif bir bibloyu akla getiriyor. Filiz Akın ile konuşurken, bir klavsen konçertosunun hüzünlü kadansını dinlermiş gibi duygulara kapılır insan..”

Evet, o kırılması an meselesi olan çok değerli bir biblo, içe işleyen hüzün dolu bir konçertonun notaları gibiydi Filiz Coşkuner de. Hep o manolya küskünü içe çekilişler, hep o sınır tanımaz samimiyet, alçak gönüllülük. Ve hep o ipeksi yumuşaklık, nezaket. Birilerini kırma, yanlış anlaşılma korkusu…

Filiz Coşkuner öğretmen bir anne ile psikoterapist bir babanın kızı olarak dünyaya gelmiş. Düşünün, adına çocuk yuvası açmış anne babası: Özel Filiz Anaokulu!

Hayır, aile baleyle, tiyatroyla ilgilenmesine asla karşı çıkmamış. Tam aksine, daha üç yaşına yeni adım atmış kızlarını bale ile tanıştırmışlar. Lili Barokas, Rezzan Abidinoğlu, Gönül Gülyüz ve Olga Nuray Olcay‘dan bale, hayret edeceksiniz ama Verda Erman‘dan daha o yıllarda piyano dersi almış!

Dokuz yaşında, şimdiki adıyla İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bale Bölümü’ne sınıf atlayarak üçüncü sınıftan başlamış. Bu arada Rezzan Abidinoğlu Bale Dershanesi’nde de eğitimine devam ediyormuş. 1978 yılında, lise birinci sınıftayken, diplomasını almış. O artık tescilli bir balerinmiş…

Bir okul değişikliği… Yaşadığı mutsuzluklar onu ‘öteki’leştirilmiş insanlara seslenmeye, onları anlamaya, seslerine sesini eklemeye itmiş. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nü de başarıyla tamamlayıp, mezun olmuş.

“Üç mesleğim de birbiri için yararlı oluyor. Psikoloji eğitimim tiyatroda, dizilerde karakter analizinde, yazmamda, bale öğretmenliğim de öğrencilerimle ilişki kurmamda, sorunları ile ilgilenmemde, hatta bale ile çözmemde, tiyatro ve bale bilgim, terapide sorunlularla ilişki kurmamda, bale bilgim, tiyatroda sahne kullanımımda bana çok faydalı oluyor…”

“Sanatçı olmak, elbette kolay değil.Ama sanatçı ailesi olmak da, bir o kadar zor ve büyük bir özveri gerektiriyor. Zaman, emek, hatta para ayırmak, bir çok şeyden feragat etmeyi de… Anlayacağınız, hiç kolay bir iş değil bu iş.” 

Filiz Coşkuner psikolog, bale eğitmeni, oyuncu, koreograf, yazar, yönetmen, dahası yarı zamanlı konservatuar eğitimine denk, Filiz Coşkuner Bale Okulu’nun sahibi… Hayata füsun serpen, anlam katan, şarabı üzüme dönüştürebilen, yüreğinin sesini kaybetmemiş, sahne ışığıyla doğmuş, gökkuşağının tüm renklerini hayatın aynasına taşıyan bir sanatçı.

Ayla Algan ile “Kuşlar”da tanışmıştı Filiz Coşkuner. Araya zamanlar, yeni projeler, farklı çalışmalar girmiş ister istemez.

2004 senesinde Ayla Algan‘ın Sanat Yönetmenliğini üstlendiği Ekol Drama Sanat Evi’nin Tiyatro Bölümü’nü ve 2012’de de İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları T.A.L. Biriminde Kamera Önü Oyunculuğu Bölümü’nü bitirmiş.

Pınar Çekirge – Ayla Algan  “Oyunculuk ve metnin Dario Fo’ya benziyor” diyerek son derece amatör biçimde kotardığınız doğaçlama ağırlıklı çalışmanızı tek kişilik oyun olarak yazıp oynamanızı önermiş. Ve teksti okuduğunda Dario Fo‘dan daha iyi olduğunu fark etmiş. Bu süreci anlatır mısınız?

Filiz Coşkuner – Kamera oyunculuğu eğitimim sırasında, derse erken gittiğim bir gün Ayla Hanım’ın asistanı  Ersin Erçin (daha sonra “Toros Canavarı”nda yönetmenim olmuştu) benim gibi erken gelen iki genç hanımla bana, “Hadi bir pratik yapalım. Tanıdığınız biri olun birbirinizle sohbet edin. Ama önce kendinizi tanıtın” dedi. Ben de bir yıl önce kaybettiğim teyzem oldum. Onun hayatımda çok önemli yeri vardı. Ama asıl önemlisi yaşamı boyunca herkese özverili olan, ama özveride bulunduğu insanların hayatında hiç yeri olmayan, hatta onlar tarafından acı çektirilen biri olması, daha da önemlisi ölümünden sonra onların hayatında hiçbir değerinin olmadığını görmemdi. Ben de hayatım boyunca özverimin, nedense hep cezasını görmüş biri olarak, bu durumdan hayli etkilenmiştim. Doğaçlamamı dikkatle izleyen Ayla Algan ‘Bunu tek kişilik oyun yap. Diğer arkadaşların da Dario Fo ‘nun kadın oyunlarını oynasın, böylece ‘Boşluk ve Kadın’ projesini gerçekleştirelim’ dedi. Tek kişilik oyunun haddim olmadığını, teyzemin yaşamını oynamamın annemi üzeceğini söyleyerek, bu öneriyi kabul etmedim. Ama Ayla Hanım üç ay beni zorladı. Sonunda on dakikalık doğaçlamamı, teyzemin hayatından yola çıkarak bir saatlik bir oyuna dönüştürdüm. Doğaçlamamı, danslar, hareket düzenleri ekleyerek renklendirdim. ‘Özveri’ böyle gerçekleşti. Amacım hem teyzemi ölümsüzleştirmek, hem de bir tür psikodrama tarzı olan bu oyunla, ‘öz alıcı’lar konusunda  farkındalık yaratmaktı.

Pınar Çekirge – “Özveri”ye dönelim. Duygu Asena  “Özveri mi, öz verilmemeli mi?” demişti bir defasında. Sizce özverili insanlar neden hep örselenir, neden sevilmez?

Filiz Coşkuner – Oyunun kahramanı bakın ne diyor: ” Hayatım boyunca beklediğim hep buydu benim. Ben hep birileri için yaşadım. Ben bunu seçtim… Bununla mutluydum, mutluydum… Ama onlar da beni sevsinler istemiştim. Sevgiyi zorla almaya çalıştım ben. Aldım mı ben?” Şimdi, buradan yola çıkarsak, hiç kuşkusuz özveri erdemdir. Ama dozu, sınırı olmalı. Kime, ne için özveride bulunacağımız önemli. Teyzem son derece fedakar bir insandı. Aile öyle yönlendirmişti, hep boyun eğmek, başkalarının mutluluğu için çabalamak ve giderek kendini yadsımak… Hayal kırıklıklarını, yaşatılan ıstırapları, keskin yalnızlıkları geliştirdiği savunma tarzıyla yok sayar olmuştu.

Aslında ‘özverili insanların kendilerine zarar verecek şekilde nasıl yanlış yetiştirildiklerini, acı çekmelerine neden olan davranış kalıplarını anlatan bir oyun yazmak amacıyla teyzemin kişilik analizini yaparak bu teksti oluşturdum’ diyebilirim. Oyun sonrası seyirci ile söyleşi yapıyorum. Bu beni oyun oynamaktan daha da mutlu ediyor aslında. Dağıttığım formlar, maillerle de seyircilerin yorumlarını alıyorum. Bazan grup terapi gibi oluyor adeta. Oyunumu yazmaktaki amacımı söyleşi ile pekiştiriyorum. “Salona girdiğim gibi çıkmadım”, ” Hayatıma dair yeni kararlar aldım” gibi cümleler işitmek mutlu ediyor beni.

Pınar Çekirge – Bir gün Doğan Cüceloğlu “Özveri”yi izliyor ve kulise gelip bir öneride bulunuyor...

Filiz Coşkuner – Bana şöyle dedi: “Kitaplarımda her ne anlatıyorsam, oyununuzda onlardan izler, onlardan yaşanmışlıklar var. Gelin, beraberce seminer yapalım.” Sevinçle kabul ettim bu teklifi. Bir yıl sürdürüdük. Şimdi de sürdürmek amacındayım.

Pınar Çekirge – Ve Ragıp Ertuğrul desem…

Filiz Coşkuner – Onunla tanışmam da büyük onur, mutluluk ve şanstı. Şöyle bir yazı yazmış: “Özveri” oyununu yaratan Filiz Coşkuner’i de çağdaş sanatçı normuna sokan bu yaklaşımdır; geçmiş bir hikâyeyi, o hikâyenin  kahramanlarını dillendirerek, vücuda getirerek ama öte yandan bu anlatıma paralel bir barkovizyon aracılığıyla kurgulanan  belgesel nitelikli anlatımla, seyircinin aynı hikâyeye objektif pencereden yaklaşmasını da sağlamasıdır. Eskiler nasıl ki “isim isme, cisim cisme benzer” diyerek girmişse söze hikâyelerimiz de birbirinden çok farklı değildir. Taşkınlıklarımız, utangaçlıklarımız, arsızlıklarımız, sevinçlerimiz, umutlarımız, hayâl kırıklıklarımız benzerdir. Bütün bunları farklı kılansa nasıl baktığımız, nasıl farkına vardığımız ve nasıl anlattığımızdır. Coşkuner, teyzesinin tüm yaşamına sirayet eden özveri kavramı üzerinden kurgulamış anlatısını. Bunu teyzesine bir vefa bir saygı duruşu olarak nitelendiriyor. Nereden mi biliyoruz? Sanatçı, bu hepimizin aile ağacının dalarının birinde geçebilecek hikâyesini farklı anlatmakla kalmıyor, oyunun sonunda seyircilerle hasb-ı hâl ederek  seyircinin bu anlatıyı algılamasındaki benzerlik veya farklılıkları da anlamaya çalışıyor. Böylece oyun fikri, kendi içinde yeniden bir ivme kazanıyor ve temel mesele olan yaşamı anlamlandırmaya giden yolu açıyor. Filiz Coşkuner’in günlük kullanım halleriyle özel seçilmiş güzel Türkçe’sine, ses tonunda hikâyeye tanıklığının verdiği sahicilik, içindeki çocuksu heyecanı ve sevgiyi hissettiren sıcaklık, karşılıklı bir terapiye evrilen paylaşma arzusu da eklenince “Özveri”, bizi anılarımızda ve ruhumuzun derinliklerinde yolculuğa çıkaran bir mihmandar oluveriyor… Ve Filiz Coşkuner’in yeni hikâyeleri için de merak uyandırıyor” demişti benim için. Çok etkilendiğim bir yazıydı. Bir türlü karşılaşıp, kendisine teşekkür etmek fırsatım olmadı, ne yazık ki…

Pınar Çekirge – Emeklilik ve sanatçı iki zıt sözcük…

Filiz Coşkuner – Devlet Tiyatrosu, Şehir Tiyatrosu sanatçıları memur gibi emekli ediliyor. Sanatçı emekli olmaz, olamaz, olmamalı. Depresyona giriyorlar, yaşlı rolünü gençler oynamaya çalışıyor, onların demlenmiş tecrübelerinden seyirci de, genç sanatçılar da feyz alamıyorlar…

Pınar Çekirge – Haydi ” Sokak Kızı İrma “nın ilk gecesine gidelim. Muammer Karaca Tiyatrosu’na. Gülriz Sururi yıllar sonra üstelik üçüncü kez yine Tatlı İrma rolünde. Ve yönetmen Haldun Dormen galada sahnede…

Filiz Coşkuner – O müzikalde yönetmen yardımcılığı görevini de üstlenen İsmet Üstekin’in yardımcısıydım. Ama ışık tasarımı yapan Engin Cezzar’a, yeri geldiğinde Osman Şengezer’e yardım ettim, Oktay Keresteci’nin gerçekleştirdiği koreografi çalışmasında korepetitörlük yaptım, kostüm ve aksesuarlara  kadar her şeye elimden geldiğince destek olmaya çalıştım. O gece Haldun Bey, “Bu oyun, çok yoğun olduğum bu günlerimde onlar olmasa çıkmazdı” diyerek Eftal Gülbudak ve beni alkışlar arasında sahneye davet etmişti.

Pınar Çekirge – Haldun Dormen’i arıyorsunuz bir gün.

Filiz Coşkuner – Aslında bale yaparken de mimik ve jest kullanırdım duygularımı ifade etmek için. Hep karakter rolleri, konulu oyunları daha çok severdim. 1985′ de yaşamıma tiyatro girince de, bilmediğim şeyi yapmamak için Haldun Bey’e telefon ettim. Prova izlemeye davet etti. Bir süre sonra ilgimi, titizliğimi, öğrenme çabamı ayrımsayan Çetin Akçan, “Haldun Ağabey ile konuş, konservatuarda derslere katıl” dedi. Haldun Bey, memnuniyetle kabul etti ricamı. Böylece Yıldız Kenter, Müjdat Gezen’in derslerini de takip etme fırsatım oldu. Büyük bir şans ve eğitimdi bu benim için.

Pınar Çekirge – “Yılan Hikayesi”, “Küçük Besleme”, “İlişki Durumu Karışık, Evli” gibi televizyon dizilerinde rol aldınız.

Filiz Coşkuner – Pek çoğu ödül alan “Cadı”, “Namaste”, “Burun” gibi kısa metrajlı filmlerde de çalıştım bu arada.

Pınar Çekirge – Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Eylül Fırtınası”nda Deniz Türkali, Tarık Akan ve Zara ile kamera karşısına geçtiniz.

Filiz Coşkuner – Ceyda Aslı Kulıçkıran’ın yönettiği “Kilit” adlı filmde Füsun Kostak, Müjde Ar, Ayla Algan, Mustafa Alabora ile çalışmıştım. Reklam filmlerinde de görev aldım geçmişte.

Pınar Çekirge – Ve eğitmen Filiz Coşkuner’in kriterleri nedir ?

Filiz Coşkuner –  Bale okuluma öğrenci alırken tek kriterim baleyi sevmeleri. Yaş, beden yapısı, zekaları beni ilgilendirmiyor. Bedensel özürlü bir kızım (öğrencim ) oldu.geçmişte. Utancından bahçede oynamıyordu ve okula başlamıyordu. Resitalde Pamuk Prensesin cücesi olarak onun elini tutarak bale yaptı. Ertesi gün bahçede oynadı, o yıl okula başladı. Zeka özürlü bir kızım okulun en yaratıcı öğrencisi idi. Buna karşın bale için yaratılmış bir kızım baleyi bırakmak istediğinde hemen kabul ettim. Hep şunu söylerim öğrencilerime “İyi insan, iyi sanatçı olunacak. Yıldız Kenter’in dediği gibi” Asla oldum” denilmeyecek. Müşfik Kenter’in şu cümlesi hep hatırlanacak: “Hiçbir zaman olamayacağım bir mesleğim var.”

Pınar Çekirge – Durup dururken, sanatçı olmaya karar verilmez, diyorsunuz…

Filiz Coşkuner – Öyle. Sanatçı olarak doğulur. Sanatçı toplumun malıdır. Duygusu, bedeni, ortaya koyduklarıyla, fikirleriyle topluma karşı sorumludur. Bakın, bu sorumluluk nedeniyle çok istediğim halde bedenime dövme bile yaptırtmadım.

Pınar Çekirge – O “Altın Yıllar” geri gelecek mi?

Filiz Coşkuner – Pek umudum yok. İzleyicinin beğenileri, profil ve tercihleri, hayata bakış biçimleri değişti zaman içinde.Yeni değerler çıktı ortaya… Sanat bir öncelik, sanat çok önemli, ertelenemez bir ihtiyaç olmaktan çıktı nicedir. Bu arada, bir şey söylemek istiyorum; siz bu röportajlarınızla insanların içindeki renkleri adeta bir kristal gibi ortaya çıkartıyorsunuz.

Filiz Coşkuner az sonra beyaz Buick otomobilinin arka koltuğuna geçip, el sallayacak küçük hanımefendi Belgin’i hatırlatıyor bana. Şapkası, zarafeti, şıklığıyla Muazzez Tahsin‘in Nerime’si sanki Filiz Coşkuner‘de yeniden gövdelenmiş.

PINAR ÇEKİRGE

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU
BOĞA BURCU YORUMU

Elbette! Bugün, Boğa burcu için ilişkilerinizde dengeli olmayı ve kendinizi ifade etmeyi ön planda tutmanız gerekebilir. Güçlü duygularınızı net bir şekilde ifade ederek iletişimde sorun yaşamamaya özen göstermelisiniz. Ayrıca, kendinize zaman ayırarak iç huzuru bulabilir ve ruhsal olarak denge sağlayabilirsiniz. Keyifli bir gün geçirmeniz dileğiyle!

İKİZLER BURCU YORUMU
YENGEÇ BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün duygusal anlamda hassas olabilirsiniz. İçsel dünyanızda biraz kararsızlık hissedebilir ve duygusal konularda kendinizi savunmasız hissedebilirsiniz. Ancak bu süreci fırsata çevirerek içsel gelişiminize odaklanabilir ve duygularınızı anlamlandırmak için zaman ayırabilirsiniz. Sevdiklerinizle iletişiminizi kuvvetlendirmek için de bugün iyi bir fırsat olabilir. Enerjinizi olumlu yönde kullanarak yapıcı adımlar atabilirsiniz.

ASLAN BURCU YORUMU

Bugün kendinizi ifade etme ihtiyacı hissedebilirsiniz. İletişim becerilerinizin ön planda olduğu bir gün olabilir. Kendinizi açık ve net bir şekilde ifade etmekten çekinmeyin. Aynı zamanda duygusal anlamda da biraz hassas olabilirsiniz, bu yüzden duygularınızı kontrol etmeye özen gösterin. Bugün yaratıcı projelerle ilgilenmek ve hayal gücünüzü kullanmak size iyi gelebilir. Eğlenceli ve keyifli bir gün geçirebilirsiniz.

BAŞAK BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, Başak burcu için duygusal dengeyi korumak önemli olabilir. Özellikle ilişkilerde karşı tarafın duygularını anlamaya ve empati yapmaya özen göstermeniz gerekebilir. İş hayatında ise detaylara daha fazla dikkat etmeniz ve planlı hareket etmeniz faydalı olacaktır. Sağlığınıza özen göstermeyi unutmayın ve günü daha pozitif bir şekilde tamamlamak için kendinize zaman ayırın.

TERAZİ BURCU YORUMU

Bugün, kendinize zaman ayırıp içsel denge ve huzurunuza odaklanmanız gerekebilir. İletişimde olduğunuz kişilerle anlaşmazlıkları çözmek için açık ve anlayışlı olmaya gayret edin. Aynı zamanda, duygusal dengeyi korumak için kendinize zaman ayırarak ruh halinizi dengelemeyi unutmayın. Herşeyin yolunda gideceği bir gün sizi bekliyor.

AKREP BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün duygularınızın derinliklerine inebilir, kendi içsel dünyanızla ilgili konular üzerinde düşünmek isteyebilirsiniz. İlişkilerinizde daha derin ve anlamlı bağlar kurabilirsiniz. Kendinize zaman ayırarak ruhsal anlamda dinginlik bulabilirsiniz. Yaratıcılığınızı kullanabileceğiniz alanlara yönelebilir, içsel gücünüzü dışa yansıtabilirsiniz. Eğitim ve öğrenmeyle ilgili konular bugün ön planda olabilir. Sevdiklerinizle anlamlı konuşmalar yapabilir, duygusal bağlarınızı güçlendirebilirsiniz. Ufak tefek sağlık sorunlarına dikkat etmenizde fayda var. Enerjinizi dengede tutmaya özen gösterin. Keyifli bir gün geçirmeniz dileğiyle!

YAY BURCU YORUMU

Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.

OĞLAK BURCU YORUMU

Bugün, Oğlak burcundakiler için disiplinli ve kararlı bir gün olabilir. Karşınıza çıkabilecek engelleri sabırla aşabilir ve hedeflerinize doğru emin adımlarla ilerleyebilirsiniz. İş hayatınızda yeni fırsatlarla karşılaşabilir ve başarılı adımlar atabilirsiniz. Özel yaşamınızda ise ilişkilerde daha anlayışlı ve sabırlı olmanız gerekebilir. Sevdiklerinizle iletişiminizi güçlendirmek için fırsat yaratabilirsiniz. Sağlığınıza dikkat etmek ve düzenli egzersiz yapmak da bugün önem kazanabilir.

KOVA BURCU YORUMU

Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak daha hassas olabilirsiniz. İnsanlarla iletişimdeki inceliğiniz sayesinde yanınızdakilere destek olabilir, onları rahatlatabilirsiniz. Ancak, kendi duygusal ihtiyaçlarınızı da göz ardı etmemelisiniz. İçsel dengeye odaklanmak ve kendinize zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. Enerjinizi doğru yönlendirmek, hobilerinize zaman ayırmak veya rahatlama teknikleri kullanmak size iyi gelecektir. Kendinizi yeniden motive etmek için yapıcı düşüncelere odaklanın ve geleceğe umutla bakın.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM