Tek Başına Bir Eğitim Ordusu

Tek Başına Bir Eğitim Ordusu

Doğan Cüceloğlu ile tanışmam onun İçimizdeki Çocuk kitabıyla başlar. Kitabı okuyup bitirdiğimde -1992 yılının yazındaydık- kitap beni çok etkilemişti. “Kendimi ararken bu kitabın karşıma çıkması bir tesadüf olmasa gerek,” diye düşündüm. Bunun spritüal bir yanı elbette vardır dedim kendimce. Kafama sorular üşüşmeye başladı. Kitabın yazarı beni çağırıyor hayaliyle zor olsa da iletişim bilgilerine ulaştım, görüşmek için harekete geçtim.
Doğan Hoca’yı telefonla aradım.
“Doğan Hocam çok istifade ettiğim ve de çok önemli bulduğum kitabınızla ilgili sizinle yüz yüze pozitif paylaşımda bulunmak isterim,” dedim. Ve ekledim; “Bana ayıracağınız vaktiniz olur mu?”
Doğan Hoca “Buyurun,” dedi. Evinde görüşmek üzere randevulaştık. Evine vardığımda kapıyı kendisi açtı ve beni buyur ederek içeri aldı.
Beden dillerimizle birbirimize karşılıklı pozitif enerji aktarımından sonra heyecanla söze girdim:
“Hocam telefonda da belirttiğim gibi kitabınız beni çok etkiledi, altı çizilmedik satır bırakmadım desem yerinde olur. Aradığım her şey vardı kitabınızda; bana şifa oldu kitabınız. Bir define arayışındaydım sanki, kazdıkça çok daha değerli şeylerle kendimi zenginleştiriyordum. Kitap bittiğinde gözlerimi kapattım, kısa bir meditasyon yaparak okuduklarımın demlenmesi için kendime fırsat tanıdım. Aradan çok fazla zaman geçmemişti ki bu kez altını çizdiğim satırları bir kez daha okuyup hem bilginin bendeki raf ömrünü uzatmak hem de bu bilgilere aksiyon kazandırmak, davranışlarıma taşımak istedim. Hocam sözün özü, izninizle buraya kadar gelmemin dört nedeni var:
Birinci nedenini anlattım.
İkinci neden kitaba ilişkin tespitlerim; kitabınızda engelli bireylerden hiç söz etmemişsiniz.
Üçüncüsü de geleneksel kültürden, kadim kültürden söz eden satırlarınıza da rastlamadım doğrusu.
Hocam sizin kitaplarınızı her profilden, her inanç grubundan, her etnik gruptan, her iş kolundan insanlar, kadın ve erkek, yaşlı ve genç okuyor. Verdiğiniz örnekler benim tanımımla hep potansiyel engellilerden. Hiç engelli birey yok, diğer taraftan da Batı kültüründen örnekler çokça kullanılmış. Bizden, bizim kadim değerlerimizden örneklere rastlamadığımı ifade etmek isterim.”
Doğan Hoca ani bir hareketle oturduğu iskemlenin önüne doğru eğilerek “Teşekkür ederim, bunlar önemli tespitler, yer yer kendi değerlerimizden örnekler verdiğimi düşünüyorum, belli ki sen yeterli bulmamışsın. Engellilere gelince çok haklısın,” dedi.
“Hocam siz uygun görürseniz her iki konuda da referans noktalarını ve ilgili kişileri sizinle bir araya getirmeyi çok arzularım. Bu benim için hem sorumluluk hem de zenginleştirici bir çalışma olur. Dördüncüsü de bir akademisyenin, bir psikoloğun, bir yazarın, bir gönül insanının yüreğinden bana kadar uzanıp gelen bu duygu yüklü kişiyi tanımak istememdir.”
Aradan çok uzun zaman geçmemişti ki hoca bir gün beni aradı; “Reşat engellilerle ilgili o tanışmayı gerçekleştirelim,” dedi. Ve ben, sayılarını şu an hatırlamadığım görme engelli arkadaşları hocayla buluşturdum. Onların içinden Hale Bacakoğlu, Lokman Ayva ve Selahattin Aydın’la daha sonra benim de içinde olduğum “Gönüllüler Grubu” oluştu. Yaklaşık on kişiydik, potansiyel engelli ve engellilerden oluşan.
İki yıl gibi uzun bir süre, haftada bir kez en az üç saat bir araya gelip deyim yerindeyse Doğan Hoca’nın dizinin dibinde onun rahle-i tedrisinden geçiyorduk. Çok keyifli, çok doyurucu, çok öğretici bir çalışmaydı. Bu çalışmayı Doğan Hoca “Keşif Ortamı” diye tanımlıyordu. “Bu oturumda doğru, yanlış yok. Bu oturumda herkes düşüncesini paylaşacak. Bu oturumda hep birlikte gerçekle yüzleşeceğiz,” tanımı ile bizi formatlamıştı. İleriki yıllarda “Eğitim Her Engeli Aşar, Özür Bedendedir, Canda Özür Olmaz” üst başlıklı çalışmalara öncülük yaptı. Kitaplarında yer verdi. Konferanslarında “Engelli insanlarını önemsemeyen bir toplum, insan olmayı önemsemeyen bir toplumdur. İnsanın özü candır ve canda özür yoktur,” cümlesiyle kitleleri farkındalığa davet etti.
Doğan Hoca gönül insanıydı. Bu çalışmalar Doğan Hoca’nın gönlünün muradıydı. Derdi ki; “Bu ülke beni Amerika’lar da okuttu, bana masraf yaptı, beni profesör yaptı. Benim de ülkem için bir şeyler yapmam lazım.”
Doğan Hoca Amerika’dan döndükten sonra “Ben ülkeme borcumu ödeyeceğim, işe öğrencilerden başlamak istiyorum, gençlerle bildiklerimi paylaşacağım ve onlara katkı sağlayacağım,” diye düşünmüş. Gördüğü tabloda tek başına bir kişiyle milyonlarca öğrenciye ulaşmak zordu ve bu bir ömür isterdi. Hal böyle olunca öğretmenlerden başlayacağını bizlerle paylaştı. Düşüncesine göre öğretmenlerin paradigmaları değişirse ve gelişirlerse onlar da sınıflarındaki çocukların birer potansiyel olduklarını anlayacaklar ve ülke için önemli bir hizmet sunacaklardı.
Bu noktadan hareketle öğretmenleri eğitmek üzere yola koyuluyor, bir de bakıyor ki binlerce öğretmen var; her birine yetişmek, onlara ayrı ayrı dokunmak mümkün görünmüyor. Bir “Gönüllüler Grubu” kurup en azından grup üyelerini eğitirsem onlarla birlikte öğretmen kitlesine ulaşırım diye düşünüyor.
İlk toplantımızda gruba şu sözleri söylemişti:
“Benim vereceğim eğitimlerle gönüllü eğitimci olacaksınız. Sonra her biriniz de onar kişiyi yanına alacak, böylelikle yüz kişi olacağız. Yüz kişi de onar kişiyi yanına alacak, öylece bin kişi olacak. Bu çember büyüyüp gidecek ve bir eğitim ordusu olacak.”
Niyet buydu. Bu yolculuk bir yere kadar geldi ama istenilen düzeyde olmadı. Lakin Doğan Hoca tek başına bir ordu oldu ve nerede gençler varsa, nerede bir üniversite öğrenci daveti varsa oraya gönlünü tek başına, arkasında binlerce eğitim ordusu varmışçasına koydu. Gönlünün muradına doğru son ânına kadar âdeta koştu.
Bir sohbetimizde dedi ki; “Reşat, önümde yüz tane kitap var, onları okuyup on tane kitap daha yazacağım; seksen beş yaşıma kadar yaşayacağımı düşünüyorum.”
Doğan Hocam, güzel adam sen hiç unutulur musun? Asla! Dokunduğun her insan, yazdığın her kitap okuyucusu senin arkandan dua ediyor. “Gözlerinin içi gülüyor sevgili Reşat,” derdin bana, Doğan Hocam senden çok şey öğrendim, sen benim ışığımdın.
Rabbim senden razı olsun Doğan Hocam.
(İYİ Kİ Kitabından – Reşat Atalar)
Bir 1 kişi ve yazı görseli olabilir
Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU
BOĞA BURCU YORUMU
İKİZLER BURCU YORUMU
YENGEÇ BURCU YORUMU
ASLAN BURCU YORUMU
BAŞAK BURCU YORUMU
TERAZİ BURCU YORUMU
AKREP BURCU YORUMU
YAY BURCU YORUMU

Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.

OĞLAK BURCU YORUMU
KOVA BURCU YORUMU

Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak daha hassas olabilirsiniz. İnsanlarla iletişimdeki inceliğiniz sayesinde yanınızdakilere destek olabilir, onları rahatlatabilirsiniz. Ancak, kendi duygusal ihtiyaçlarınızı da göz ardı etmemelisiniz. İçsel dengeye odaklanmak ve kendinize zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. Enerjinizi doğru yönlendirmek, hobilerinize zaman ayırmak veya rahatlama teknikleri kullanmak size iyi gelecektir. Kendinizi yeniden motive etmek için yapıcı düşüncelere odaklanın ve geleceğe umutla bakın.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM