Nurhan Tekerek yazdı: “Anlayana Sivrisinek Anlamayana Davul Zurna”

Nurhan Tekerek yazdı: “Anlayana Sivrisinek Anlamayana Davul Zurna”

Tiyatro akademisyeni, oyuncu, yazar ve dramaturg Prof.Dr. Nurhan Tekerek’in 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla kaleme aldığı yazıyı okurlarımızla paylaşıyoruz.

Anlayana Sivrisinek Anlamayana Davul Zurna

Uzmanlık alanım jeoloji değil, tiyatro. Bu yüzden jeolog, jeofizikçi, zeminci, mühendis gibi sizlere jeolojik katmanlardan, fay hatlarından, kırıklardan, depremin şiddeti ile büyüklüğü arasındaki farklardan, bina temellerinden, beton dayanıklılık ölçümlerinden söz edemem. Ancak toplumun ve insanın jeolojik katmanlarından ve fay hatlarından, kırılma noktalarından, enkazlardan gökyüzüne yükselen çaresiz bebek, çocuk, kadın, erkek çığlıklarından, yoksulluktan, açlıktan kırılan, et ve patates-soğan kuyruklarında telef olan insanlarımızdan, haksızlığa uğramış, adalet denilen dengesi bozuk terazinin hışmına uğramış insanlarımızdan, ağzı henüz süt kokarken bir kendini bilmez, insan tanımazın bacakları arasında masumiyete veda etmek zorunda bırakılan  çocuk gelinlerden, tıfıl oğlanlardan, kanı damarlarında deli akması gerekirken, donup kalan  gençlerden söz edebilirim. Yani toplumsal, ahlâksal, kültürel ve elbette doğal depremlerden ve nedenlerinden. Bilinen tüm zamanlar için insana ve her tür depremlere dair sözler edebilirim doğrudan. O yaşanılası hayatımızı, o yaşanılası doğamızı, o yaşanılası insanlığımızı, o soluk alıp veren tükenmez enerjimizi yerle bir eden depremlerden. Ve elbette bu tür depremlerin olmaması adına köklerinden bu yana dünyayı ve insanı güzelleştirmek hedefiyle yola çıkan, tüm engellemelere rağmen var olmuş, insan var olduğu sürece de var olacak olan tiyatro sanatından. 

Eğer gerçekten tiyatro ve sanat bilincimiz olsaydı, ağır travmalara neden olan her tür depremden hafif sıyrıklarla kurtulabilecek ve yolumuza daha iyi koşullarda devam edebilecektik. Çünkü tiyatro kolektif ve bireysel bilinci uyandıran en önemli sanattır. Çünkü tiyatro hayatı güzelleştirme yolunda, çirkinleştirenleri en acımasızca eleştiren bir sanattır. Hem de bunu topluca, oyuncusuyla ve seyircisiyle yapar. Bu yüzden tiyatro vicdanlara seslenir. Vicdanınız kirliyse oyun alanından, seyir alanından bir an önce def eder sizi. Utanmaz bir insan ya da utanmaz bir toplum iseniz tiyatro izlemeyin. Çünkü utanmaz ve edepsizlere göre değildir tiyatro. Çünkü tiyatro toplumsal ve insani cerahatlarımızı temizler. Hele yalancı ve yüzsüzlere göre hiç uygun bir alan değildir tiyatro. Çünkü tiyatro seçicidir. En vurucu gerçeği, en çarpıcı gerçeği getirir oyun alanına ve çarpar suratınıza. En geniş özgürlüğü talep eder tiyatro insandan yana. Politiktir. Hem de ta köküne kadar politik. Sizin gündelik, sığ, çıkarcı politikalarınızla hiç işi yoktur. Olmamıştır, olmayacaktır da. 

Tiyatronun ve sanatın yaygın olduğu toplumlarda bir anda elli- yüz bin insanın yardım çığlıklarını duyamazsınız enkaz altından. Çaresizlikten dişlerinizi ve dudaklarınızı yemezsiniz. Gözyaşlarınız gözlerinizde donup kalmaz korkudan. Gecelerce uykusuz kalmazsınız insanları düşünmekten. Çünkü tiyatro toplumları bilinçlendirerek uygarlaştırır. Çünkü tiyatro duyarlığınızı arttırır, duygularınızı inceltir. Çünkü tiyatro vicdanlarınızı eğitir. Çünkü tiyatro insan bilincinizi geliştirir, insandan yana dönüştürür. Toplumsal ve bireysel bilinciniz körelmiş bilincinizin önüne geçer. Umudunuzu yeşertir tiyatro geleceğe dair. Çünkü tiyatro toplumların ve insanın güzelden, iyiden yana dönüşebileceğini gösterir. Sorunların üstünü örten, görmezden gelen, hırsız ve yolsuz insan ve toplumu seyircisinin gözü önünde yerden yere vurur. Değişmez olan, dogmatik olan, tartışılmayan hiçbir durum ve konu yoktur tiyatroda. Bu yüzden egemen güçler tarafından tarihin her döneminde mesafe konulmuş ve tarihin her döneminde egemenler tarafından kurbağa zehirine bulanmış bir parmak bal olarak görülmüştür tiyatro. 

Prof.Dr. Nurhan Tekerek

Oysa dünya, insanı ve doğasıyla bir bütündür. İnsani olan doğal olandır. İnsanı kendi doğasından ve doğasından koparttığınızda felaketler yaşarsınız ardı ardına. İnsanın ve doğanın gereksiz ve yıpratıcı ayrıntılarla, maddi çıkarlarla, ruhunu şeytana satanlarla ilişkisi yoktur. Bu yüzden yüz yıllardır biz tiyatro insanları haykırıyoruz: Batsın paranız, çıkarlarınız, yolsuzluklarınız, pislikleriniz, kirleriniz, mülkleriniz, mülkiyetleriniz, dolarlarınız, hisse senetleriniz! Bu yüzden hep haykırıyoruz: gelin insanı ve toplumu yeniden inşa edelim, yeniden insanı kendine, doğasına, doğaya kavuşturalım diye. İçinde yaşadığımız mezar binalarımızı yeniden yapalım. Zemini etüd edelim. Hem toplumsal zemini, hem yer kürenin zeminini. Temeli sağlam kazalım sonra. İnsandan, doğadan ve güzelden yana. Önce sorunları, ölümleri, yok oluşları ve nedenlerini araştıralım hem bilimsel, hem de sanatsal. Sonra hep birlikte haykıralım: “Ey para düzeni! Sen kimsin ki, benim yaşam hakkımı elimden alıyorsun, barınma hakkımı, paylaşım hakkımı, doğal haklarımı! Ben insanım, ben farkındayım, ben dünyayı daha güzel ve yaşanır kılmakla görevliyim doğanın bir parçası olarak. Bütün haklarımı talep ediyorum! Çünkü ben insanca yaşamak istiyorum. Tanımak istiyorum hem kendimi, hem çevremi, hem dünyayı. Sen kim oluyorsun da bütün bunları engelleme hakkını kendinde buluyorsun!” 

Bu insanı haykırışın tüm dünyada yankılanmasını sağlamak biz tiyatro insanlarının birincil görevi. Toplumsal refahın ve uygarlığa erişmenin, vicdanlarla yüzleşmenin, yüzümüzü kızartmadan alnı açık gezebilmemizin temelini oluşturan haykırış budur. Tiyatro yapan bizler “Hayat” ve “İnsan” ve “Doğa” için haykırdık tarihin her döneminde. Haykıracağız da. Ölüm için değil, hayat için… 

Ölüm bize yakışmaz. Ölüm ancak hayatı daha ileriye taşıyorsa kabul edilebilir bir gerçekliktir. Ölüm bir kader değildir. Ve biz hem insan olarak, hem de insanı odak noktası alan tiyatro ve sanat insanları olarak hayatı bize zehir eden bu “ölüm” çığlıklarından bıktık, usandık. Biz artık hayatı iyileştirerek yaşamak istiyoruz. Toplumsal ve doğal depremlerden en az zararla çıkmak istiyoruz. Bu talebimizin en önemli yollarından biri de tiyatronun ve tüm sanatların önünü açmak. Ama merak etmeyin biz kendimiz de açmayı biliriz bu yolu yeri geldiğinde. 

Bu yüzden hep diyoruz ki: Önce insan, önce hayat, önce iyi, önce tiyatro.

Dünya Tiyatro Günümüz Kutlu olsun…

Prof.Dr. NURHAN TEKEREK

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

KOVA BURCU YORUMU

Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak daha hassas olabilirsiniz. İnsanlarla iletişimdeki inceliğiniz sayesinde yanınızdakilere destek olabilir, onları rahatlatabilirsiniz. Ancak, kendi duygusal ihtiyaçlarınızı da göz ardı etmemelisiniz. İçsel dengeye odaklanmak ve kendinize zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. Enerjinizi doğru yönlendirmek, hobilerinize zaman ayırmak veya rahatlama teknikleri kullanmak size iyi gelecektir. Kendinizi yeniden motive etmek için yapıcı düşüncelere odaklanın ve geleceğe umutla bakın.

YAZARLAR / Tümü
admin: hafta sonları gitmeli
2023-07-15 00:59:20
İlhan erdinç: Kaleminize sağlık👏👏👏
2023-02-23 09:35:47