Hiçbir anne baba bilerek isteyerek çocuğuna zarar vermek ve acı çektirmek istemez. Ama aşağıdaki mektupta belirtildiği gibi “Ne çok yaralarımız var anne ve babamıza ait.” Önce mektubu okuyalım.
***
Ne çok yaralarımız var anne ve babamıza ait. Annelerimize anlatmak isteyip anlatamadıklarımız, babamızla yaşamak isteyip yaşayamadıklarımız kaldı içimizde. Ve en önemlisi onların istediği gibi olayım derken kendi hayatımızdan vazgeçtiklerimiz kaldı aklımızda ve yüreğimizde… Velhasıl ne onlar için hayırlı evlat olabildik ne de onlar bize iyi bir anne baba.
Şimdi ben de rabbimin bana emanet ettiği üç masum yavruya sahibim. Onların kırılmaması yaralanmaması için elimden geleni yapayım derken kendi anne babamın yaptığı kısıtlamaları uyguladığımı fark ettim. Çocuklarıma zarar gelmesin derken yaşam haklarını işgal etmeye başlamışım. Anlayamadığım ailemden gördüklerimi mi uyguluyorum yoksa onların da tek istediği beni korumaktı da ben mi anlayamadım… Evlatlarına en büyük zararı ailesinin verdiğini savundum hep
Bilginize tecrübenize güvenerek; hem evlat hem baba olarak aslında hangisi doğru Doğan abi? Koruyalım derken, çok seviyorum onları hep mutlu olsunlar derken, biz mi veriyoruz en büyük zararı?
**
Ne kadar içten, dürüstçe yazılmış bir mektup. Aslında sorduğu soru şu: çocuklarımın olabilecekleri en iyi insan olabilmeleri için bizler nasıl anne baba olmalıyız? Bu çok önemli konuda kısaca söyleyeceklerim var: 1- Anne baba olarak “kendiniz ve aileniz için” Büyük Resminizi oluşturdunuz mu? 2- Ailede yaşatacağınız değerleri yaşatıyor musunuz? 3- Ailede haftalık ve aylık gözden geçirme ve sohbet toplantıları yapıyor musunuz?
Ne demek bunlar ve bunları nasıl uygularım diyorsanız, lütfen benim GELİŞTİREN ANNE BABA kitabını okuyun. Söz konusu sizin ve çocuklarınızın mutluluğu ve ister inanın ister inanmayın, bu ülkenin geleceği. Emek vermeye değer. Selamlar, sevgiler.