Kutsal kitabımızın Ankebut Suresi;
-”Her canlı ölümü tadacaktır” gerçeğini dile getirir. Bu bilinçle yaşamak elbette doğrudur, ama bu sözleri, yaldızlı harflerle Zincirlikuyu Mezarlığı’nın ana giriş kapısına yazmak, ne denli yerinde bi davranıştır sizce?
Aynı surenin, ”sonunda bana dönüp, huzuruma geleceksiniz” diye sürdüğünü görmezden gelmek, yani buradaki eşsiz-benzersiz ”müjdeyi” milyon yıldır anlamadan yaşamak nasıl bi dindarlıktır peki?
Bu memlekette ulemalık da bana kalmışsa vay halimize, başka ne diyeyim şimdi? Böylesi derin bi Allah kelamının moral bozucu bi slogan gibi gözlerimize soka soka mezarlıklara yazılması yerine, tam aksine; ”sonunda bana döneceksiniz” bölümünün doğum evleri kapılarına yazılması daha gerçekçi diğil midir?
Allah’ın büyüklüğü ve merhametinden başka sığınacak neyimiz vardır?
****
Günümüzde ise durum farklı bi vaziyet aldı.
Yüce yaradan benzetimi bağışlasın, ”Her canlı corona virüsle tanışacaktır” gibisinden korkunç günler yaşamaya başladık artık.
Ne yapsak olmadı, kişisel önlemler yeterli gelmedi, birer birer yataklara düşer olduk.
En gülünesini ise benim gibi ”geniş” insanlar yaşadı tabi. ”Yahu şu 6 milyarlık gezegende gelip de beni mi bulacak bu virüs” diye diye, sonunda kaptık şifayı!!!!
****
(şu 10 günü aşkın sürede, telefonlarıyla ve mesajlarıyla yanımda durup gücüme güç katan bilcümle dostlarıma, hiç yüz yüze tanışmadığım sevgili okurlarıma yüreğimin en güzel yeriyle teşekkür ediyorum bikez daha.. bilimin gücü kadar, dualarınızla da ayakta kalabildim, ne mutlu)
****
Bakmayın ulusal basında yer alan envai çeşit mutant isimlerine. Ben yine de ” Giresun mutantı”diye özel bi türünün olduğu, ilimize gelmiş virüslerin kısa zamanda Giresunlulaştığı iddaasındayım.
Üşengeç, tembel, ehli keyif, uçuk kaçık, garip, unutkan bi tür olsa gerektir bizimkisi? Mesela bedenimize girdiler, ama öyle çok da zarar vermediler. Muhtemelen, ”kim uğraşacak şimdi yaa, oturun bi kenarda, sonra bi ara bakaruk” dedi elebaşları. Dünyada herkesin eklem yerleri ağrıdı, ama benim sol ayak bileğim sızladı hep. Tahminen; ”az oturun la şurada, ben aha geliyum” diyip kayboldu ve bi daha da gelmedi baş virüs.
Öksürdüm öksürdüm öksürdüm bikaç gün. O da geçti gitti. Eminim; ”Ula oolum az susun da uyuyalım” dedi virüsler birbirlerine.
Kimisi Giresunspor maçına gitmiştir, kimisi pazar günü gıymalı yemeye.
Muhabbete daldılar. Beni unuttular. Kurtuldum ben de, napim?
****
(sezarın hakkını sezara vereyim, sanırım, artık azınlıkta kalan şehrimin beyefendileri gibi insaflı virüslerdi bana gelenler.. kıyamadılar.. şimdi şehrime hakim olan yeni yetmeler gibi hain türünden olsalardı, ”gidip şunun doğrudan kalbine hücum edelim lan” diyip iki günde öldürürlerdi)
****
Değerli dostlarım,
Ben bu sütunlarda, bi yıl kadar önce, Sn Sağlık Bakanı’mızı öven, kendisine inandığımı söyleyen bi makale yazdım. Tüm sözlerimi geri aldığımı da yazmak boynumun borcudur şimdi. O, her şeye hakim, güvenilir-dürüst-paylaşımcı insan izlenimi veren koskoca bakan’ın üzülerek söylüyorum ki ”içi boş” çıktı.
Uygar bi ülkede süreci iyi yönetememek istifa gerektirir. Bunu da yapamadı. Bu işyerleri, bu devlet kurumları, bu okullar neden açık arkadaş? Benim iki tane ciğer parçam kızlarım da yakalandı bu hastalığa, bişey olsaydı, onların kim verecekti hesabını bana, kim????????
Dünyanın kendi kendine yetebilen 3-5 ülkesinden birini, tam kapanma yöntemiyle vatandaşını 1 ay bile bakamayacak hallara kim düşürdü, kim?????
****
Çok şükür Ankebut suresinden haberdarız.
-”O her şeyi işitir, her şeyi bilir” diye bitiyo.
Yıl 2021… Türkiye Cumhuriyeti bu haldedir. Allah’ın merhametinden başka tutunacak dalımız kalmamıştır.
Ramazan ayının hepinize sağlık ve sevgi getirmesi dileklerimle.