Kumbaracı50’nin 28 Eylül- 8 Ekim haftası programı açıklandı. Program şöyle:
Sisteme dahil olup eşitlenmek isteyen, İşverenler, zengin halalar ya da kazı kazanlar, bize hakkımız olanı verir mi? Peki bu sistemin dışına çıkmadan eşitlik mümkün mü? EKİP HAKKINDA Yazan: Jonas Hassen Khemiri Oynayanlar: |
William Shakespeare’in; aşkla, sihirle, doğayla, insanla ve perilerle dolu komedisi “Yaz Gecesi Rüyası”, Can Doğan’ın çevirisiyle ve bir Kumbaracı50 uyarlamasıyla seyirciyle buluşuyor. Aşkı gördüğü yerde aklı karışan gecelerin perisi Puck, “o” yaz gecesi dönümünde sebep olduğu her şeyi tekrar tekrar anlatmaya mecburdur. İbretlik nefis bir masal belki, ya da kocaman şahane bir yalan, hatta belki de ayarı bozuk müthiş bir rüya… Kim bilir? Cupid’in yayını alıp kaçan bir periden her şey beklenir. Siz istediğiniz yerden dinleyin, yeter ki aşkın peşinden gidiverin. Yazan: W. Shakespeare |
Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken” adlı eserindeki “Demiryolu Hikayecileri”, “Unutulan” ve “Beyaz Mantolu Adam” hikayelerini, Yiğit Sertdemir sahneye uyarladı ve yönetti. Terk edilmiş bir demiryolu istasyonunda, seyyar hikaye satıcılığı yapan üç kişinin hikayesini; geriye kalan son kişi seyirciye aktarıyor. Unutulan ve Beyaz Mantolu adam hikayeleri ise, kalan son kişinin hikayesine eşlik ediyor. Oğuz Atay’ın; edebi zekası ve ironik dili aracılığıyla okuyucusu ile kurduğu yalın ilişkiyi; sahne üzerinde koruyarak, aynı izlekle hikayeleri seyirciyle paylaşacağımız bir yolculuğa çıkıyoruz. Yazar: Oğuz Atay Oynayan: |
Cinsiyet uyum sürecinin ve deneyimlerinin aktarıldığı bir hikaye. Kestirmeden kesilen bir şey var mı ya da yok mu? Ne kesiliyor? Cinsiyet ve rolleri neler? Ah neler neler. Performatik bir deneyim aktarımı, tek kişilik ama çok kişilikli bir anlatı. |
Hayatlarındaki küçük kayıpların üstüne, iklim krizinin ve değişen kent yaşamının büyük sorunlarına birlikte dalan üç kişinin hikayesi. İklim krizi, küçük bir araştırmayla bile, boyutlarını ve bireysel olarak yapılacakları kavrayabileceğiniz bilimsel bir veri. Bir yandan da ne yapacağımız bilemediğimiz devcileyin bir mesele… Tıpkı ölüm gibi, tıpkı geride kalan çocukluk gibi, tıpkı içinde yaşadığınız şehir gibi… Yazan: Volkan Çıkıntıoğlu Sabancı Vakfı ve Sakıp Sabancı Müzesi’nin üretim desteğiyle |