Örneğin; dünyadaki tüm kulüplere örnek olacak denli ”asil” bir tüzük olan, 1925 tarihli HİLALSPOR Nizamnamesi’ni beğendiremedim yetkililere.
Üyelerine boyun bağı giyinilme koşulu getiren, kol düğmesi-kravat iğnesi gibi kulübe özel logolu aksesuarlar takınıp herkesten ayrıcalıklı görünmeyi şart koşan, özensiz giysilerle ve alkollü falanken tesislere gelmeyi yasak eden, kulübün kurucularını dünya durdukça aziz ve muhterem ilan eyleyen, bu ve benzeri onlarca olağanüstü nüanslar taşıyan bir metin uygun görülmedi nedense…
Bunun yerine, örnek veriyorum Çemişkezek Kuş Sevenler Derneğini de kuracak olsak kullanacağım, standart-matbu bir evrağı yeğlediler…
(İşte ne bileyim? Başkan nasıl seçilir. Genel Kurul kaç yılda bir toplanır? Alındı belgesi kaç koçan bastırılır? Üyelik başvurusu nasıl kabul olunur?)
(Oysa bizim HİLALSPOR’umuz bu sıradan işlemlerin çok üzerindedir. Demek ki anlatamadık derdimizi… Sağlık olsun, oyunu kuralına göre oynar, köprüyü geçene değin herkese ”dayı” deriz, ne yapalım? Gerçek tüzüğümüz, HİLALSPOR’un 1925 tarihli nizamnamesidir. Bunu buradan cümle aleme duyurayım)
(Kaldı ki, yukarıda sözünü ettiğim ıvır zıvır mevzuat maddeleri ilk tüzükte başka ifadelerle de olsa zaten vardır)
Formaliteler yüzünden en az 20 gün kaybettik, bir de burada sözü ben uzatmayayım.
Yolumuz çok… Formalarımızı terletecek sporcular, daha ilkokula başlamadılar bile. O kadar ki uzun bir geleceği planlıyoruz.
Futbol, basketbol, atletizm, jimnastik, yüzme, tenis, briç, satranç ve masa tenisi dallarında sahalarda olacağız. BİLGİ YURDU’nun bünyesi ve himayesinde yer alacağız.
Belki ben o günleri göremeyeceğim bile.
Ya, bir forma yaptıracak paramız bile olmadan kapanıp gideceğiz, ya da Barcelona olacağız. Benim olduğum bir camiada, ikisinin arası olunmaz.
1
2
3
4
5
6
