(ben ortaokul 1’e değin galatasaraylıydım.. gassaray liseli babam beni, angara’da maça götürdü bigün.. g.saray-altay arasında, türkiye kupası finali maçıydı.. stadyumun yarısı siyah beyaz renklere bezenmişti.. ilkin altay taraftarı sandım.. ama tribünler ”Beşiktaş” diye inliyordu.. şaşırdım)
(meğer maçtan önce, Beşiktaş genç takımının bi maçı var imiş.. uzatmiyim, az sonra g.saray maçı başladı.. 90 dk. Beşiktaş taraftarının tribün şovlarıyla devam etti, koskoca g.saray, koskoca türkiye kupasını kazandı, ama tur atarken bile ortalık ”Beşiktaşımızın” tezahüratlarıyla yıkılıyordu)
(ben, kafamda sarı kırmızı şapka olduğu halde, hep o siyah beyaz tribünü izledim.. taraftarı olduğum takım ve kazandığı kupa malesef ”güdük” kalmıştı bu sevginin yanında.. maç çıkışı ”baba, ben artık Beşiktaşlıyım” dedim.. ”vay inek” diyebildi bitek rahmetli)
(çünkü o yaşımda bile adanmışlıkların insanıydım.. büyülendim, aşık oldum o sevgiye.. sonra sonra gençliğim çArşı tribününde geçti.. sonra sonra sevgili osman tanburacı ağabey’in kanalına ”Beşiktaş yazarı” olup, 200 civarı maç yazısı yazdım… bunların hiçbiri klasik maç yorumu diğildi tabi)
(burada da diğerleri gibi olmadım çünkü.. doğrucu davut’luktan asla vazgeçmedim.. iddaa ederim, hiç kimse, tuttuğu takımı, yeri geldiğinde, benim kadar yerden yere vurmamıştır)
****
(Beşiktaş’ımız, bi şerefsizlik yapılmaz ise, dün gece şampiyon oldu sayılır.. o eski spor yazılarımdan rastgele seçtiğim birini paylaşacağım kutlama niyetine)
(tanburacı ağabeyime de selam olsun)
****
aziz ve muhterem kardeşlerim,
cümleten hayırlı pazar’lar dilerim..
Allah’a emanet olunuz..
emekli vaiz gürsullah hocaefendi.
****
ŞÜPHELİ
Kimine mutluluktu, kimine hüzün.
Acısı tatlısı da ayrıdır.
Beşiktaşlılar için 2018;
-‘’Nasıl olur yahu’’ yılı oldu.
****
Şampiyonlar Ligi’ni sallayan, Türkiye Ligi’nde emsali olmayan, ayıptır söylemesi Kuzey Yarımküre’mizde önüne gelen her takımı deviren Beşiktaş’ımızı harcadılar.
****
Harcama nasıl yapıldı söyliyim hemen.
1) Bi Dinamo Kiev maçıydı. 5-6 gol yedi kalecimiz Fabri’miz. Şimdi yukarda Allah var, anca bu kadar alakasız-talihsiz-absürd-imkansız goller aynı maçta, hem de gol pozisyonu olmadan yenilebilir.
Çocukcağız üzüntüden ağladı en sonunda. Beşiktaş Çarşı’sındaki ‘’balıkçılar’’ kadar bizden biri olmuştu.
Bu çocuğu gönderdiler.
2) Savunmada geçit vermediği bi yana, dünyanın en iyi ‘’dikine oynayan’’ stoperiydi Tosiç’imiz. Spor basınında endam gösteren diğer Beşiktaş yazarları asla bundan söz etmediler; Tosiç böyle bi herif olmasaydı, Talisca da Cenk de bu kadar parlayamazdı.
Halen her hafta kişisel sitesinde Beşiktaş’ı yad eden bu çocuğu gönderdiler.
3) Takımın çift yönlü ‘’organizatörü’’ Atiba’mızı birdenbire yaşlı adam bunalımına soktular. UEFA listesinde yer vermemekle falan… Atiba etkilendi, bu yıl, hakikaten yaşlı-bunak-sakar-elinden iş gelmez bi amca haline büründü. Oysa Beşiktaş’ımızın başına gelen en ‘’talihli’’ olaylardan biriydi Atiba.
Sanırım; ‘’Bu kulüpte kendimi böyle rezil edinceye kadar, gidip Kanada’da düğün-sünnet-kına gecesi organizasyonu işleri yaparım daha iyi’’ diye düşünmeye başladı.
Bu çocuğu yok ettiler.
4) Talisca uzaydan inme gibiydi. Halen benzeri yok, çapında adam yok, hiçbi ülkede yok. Beşiktaş tarihine bu kadar ‘’verimli’’ bi oyuncu gelmedi. Gencecik idi üstelik.
İkna edemediler. Tahminen parasını veremediler. Lig bitimi hiç utanmadan; ‘’Aslında Talisca devre arasında kafasında Beşiktaş’ı bitirmişti’’ dediler. Yani Talisca’mız yarım sezon gönülsüz oynamış.
Bi de gönülden oynasa neler yapardı Allah bilir diye düşünürken bizler,
Bu çocuğu gönderdiler.
5) Cenk Tosun’umuz dünya çapında bi golcü olma yolundaydı. O da çok gençti. Bi ‘’akil adam’’ çıkıp da; ‘’Şampiyonlar Ligi’ndeki Beşiktaş İngiliz ligindeki Everton’dan daha büyütür, gitme evladım’’diyemedi.
Yalnızca para için… Bu çocuğu gönderdiler.
****
Bizler uzaktan bakıp bakıp… Sağlık olsun napalım… Madem kulüp ekonomik olarak rahatlayacak, gitsinler bari dedikdi hep… Hatta ben gırgırını yaptım bu sayfada… Bi an evvel satıp para kazanın, nasıl olsa seneye hepsi geri gelecek yazdım… Anımsarsınız…
Ekonomik rahatlama mı dediniz? Kulübün borcu makul düzeye indi mi dediniz? Ne gezer!
Meğer bu çocuklarımızdan gelen para, borcun yanında devede kulak imiş.
Neden sattınız o zaman kardeşim, neden ‘’harcadınız’’ bu rüya takımı?
****
Kadro korunsaydı, her yıl zaten Şampiyonlar Ligi’nde olmayacak mıydık?
UEFA’dan gelen para, transferlerden gelen paradan daha fazla olmayacak mıydı?
Yönetim Kurulu’ndaki herkes güya ‘’başarılı’’ birer iş adamıydı?
Kendi şirketlerini de acaba bu kafayla mı yönetiyorlardı?
Geri zekalı herifler!
****
2018 Beşiktaş’ımız için ‘’Nasıl olur yahu’’ yılı olarak geçti gitti.
Nasıl olur’un nasıl olduğunu, yukarda anlatmaya çalıştım.
Beşiktaş Yönetim’i ve Teknik Direktör’ü Beşiktaş’ımızı harcadı.
Bilerek veya bilmeyerek olduğu ‘’sütlerine’’ kalmıştır.
****
2019’da neler olacak Beşiktaş’ta diye soracak olursanız, ben de size bir Karadeniz türküsüyle yanıt veririm;
-”Gökteki yıldızları sayalım elli elli / Bu dünyada rahat yok öteki de şüpheli”.
Bütün okurlarımın yeni yıllarını kutlarım.
