Çocukluğumuzda bir oyun oynardık. Kim, kiminle, nerede, ne yapıyor , kim gördü başlıklarını bir kağıda yazar, her başlığın farklı kişilerle doldurulması için kağıdı elden ele dolaştırır, kime hangi başlık denk geldiyse içinden geldiği gibi doldurur, oyun sonunda çıkan saçma- sapan cümlelere gülerdik. Şimdi aynı oyun sanal ortama taşınmış gibi tüm çıplaklığıyla ve absürtlüğüyle devam ediyor. Tek fark; soruların tamamını bir kişinin doldurması ve çıkan sonuca başkalarının gülmesi…
Eskiden dedikodular mahallede yaşananlarla sınırlıydı. Perde arkasından gözlenen ilişkiler, ortamı bulunduğunda bire bin katılarak anlatılır, dedikodu yapmanın tadına varılırdı. Her ne kadar toplumsal ilişkileri yaralayan bir durum olsa da “dedikodu baldan tatlıdır sözü” her çağda doğruluğunu devam ettire gelmiştir. Günümüzde o perde, bilgisayar ekranına taşınmış, her anını, tüm dünyaya sergileyen gönüllüleriyle adeta bir gösteri ortamı olmuştur. Aslında büyük bir proje olan ve istihbarat amaçlı hazırlanan ortamlar, keyif ve eğlence mekanı olarak algılanmış, her anının istihbaratını gönüllü verenler, özel hayatın gizliliği ve mahremi üzerindeki perdeleri hızla açmaya başlamıştır. Çok yakın bir zamanda paylaşımların iyice çığırından çıkarak moda adı altında nerelere varacağını düşünmek bile istemiyorum. Yaşadığımız her şeyi herkesin bilmesi tanınma, ünlü olma içgüdüsünü tatmin etse de esasında her seferinde içimizde tatmin edilmeyen daha büyük boşluklar açacaktır.
Aşkı ve sevgiyi sadece kendilerinin yaşadığını sanıp, büyük sevdasını ve mutluluğunu insanların gözüne sokarak yaşayanlardan , bulunduğu her ortamda yer bildirimi yapanlara, çocuğunu sanal ortamda büyütenlerden , aklına esen herşeyi “bu da yazılır mı ” diye akıl süzgecinden geçirmeden saçmalayanlara kadar, en ufak bir fikir kırıntısı barındırmayan paylaşımların olduğu ortamda, insanların tek derdi yaşadığını ve var olduğunu bu alemde, bir yer , bir mekan kapladığını , yediğini, içtiğini, eğlendiğini, gezdiğini, uçağa bindiğini, yere indiğini , hayatın her anından keyif çıkardığını göstermeye çalışmaktan ibaret. Meğer ne kadar ihtiyacımız varmış gösterişe ve meğer ne kadar keyif düşkünüymüşüz de sanal ortamı keşfettikten sonra farkına varmışız. Her hareketini keyfe dönüştürebilen bir toplum gerçekte neden bu kadar sorunlu olabilir? Evine misafir olduğunda , eşinin yüzüne bakmayan mutsuz kadın, sanal alemde dünyanın en mutlu pozlarını verirken, sorunlarını çözememenin verdiği acıyla nasıl sanal olarak tatmin olmaya çalışıyorsa, başkalarının sanal mutluluğunu kıskanarak ve onların fotoğraflarına bakarak ruhsal olarak ezilen insan da bir müddet sonra aynı yalanın kölesi oluveriyor. Sahte keyifler, şişirilmiş hayatlar yaratıyoruz kendimize.
Bir araya geldiğini ve muhabbet ettiğini sanan insanların, ellerindeki telefonlara gömülüp bedenen bir arada ama ruhen kopuk görüntülerini şaşkınlıkla izliyorum. Güzel bir anın tadına varmak , o anı sürekli görüntülemekle çıkarılmaz. Bir nehrin akışına dalmak ve sesini duymaktır o anı yaşamak, çiçeklerin ve doğanın güzelliğini gözünden gönlüne akıtmak, duyumsamaktır. Çek-paylaş , çek- paylaş durumu, o anı yaşamadan başkaları için güzellikleri geçiştirmektir.
Yediğimizden içtiğimizden bahsetmeye utandığımız için “söylemesi ayıp” diye cümle kurmaya başlardık kısa bir zaman önce. Oysa şimdi ne zengin ve gösterişli sofralara, harika yemek takımlarına sahip olduğumuzun sadece görüntüsünü paylaşmaya başlayalı, unuttuk asıl paylaşımın; o sofralardaki yemeklerin birlikte yenilmesi olduğunu.
Ne demiş Albert Einstein; “Bilgi arttıkça ego azalır, bilgi azaldıkça ego artar.” Bir şeyler üretmek, hayata yararlı ve anlamlı bir şeyler katmak için zaman harcamak emek vermek gerekir. Oysa zaman elimizde oyuncak gibi, onun bizi bitirdiğini anlamadan ne kadar gereksizlik varsa, onunla vaktimizi harcıyoruz. Saatlerce bir ekranın karşısında, düşünmeden, üretmeden, akıl etmeden, sorgulamadan sadece bize sunulanı tüketerek geçirdiğimiz her an ziyandan değil mi? Üretmek mutluluktur, tüketmek ne anlamda olursa olsun, doymaz bir nefisten ve boşlukta inleyen bir ruhtan başka bir şey vermez insana. İşte bu yüzden sığlığımız, vasatlığımız ve de cahilliğimiz.
Nedir bizi bu hale getiren? Sanal ortamdan önce ne yapıyorduk, şişmiş egolarımızı nasıl tatmin ediyorduk? Sohbet ve muhabbet vardı değil mi, misafirlik vardı, görüşmeler vardı, hasret vardı, bir araya gelince uzun zaman görüşememenin verdiği birikimi hararetle anlatmak vardı, yaşadıklarını başkalarının gözüne sokmadan, gösteriş yapmadan, ahlak sınırları içinde anlatmak vardı, samimi ilişkiler vardı yani, yalnızlık değil, bencillik değil gerçek anlamda paylaşmak vardı.
Teknolojinin insan hayatını bambaşka bir yöne doğru götürdüğü bir gerçek artık. Her yeni teknolojiye alışırken toplumsal yaşantımızdan ve kişiliğimizden de bir şeyler gidiyor ama neler gidiyor nereye sürükleniyoruz pek de sorgulamadan yaşıyoruz. İnsani değerlerin azaldığı hatta yok olduğu günümüzde insan egosuna, bencilliğine, nefsine hitap eden durumlar arttıkça bireyselleşip yalnızlaşan insan, asıl derdini yok sayarak, farklı ortamlarda “ben de varım, ben de yaşıyorum” derdine düşüyor.
Davranışların alışkanlığa, alışkanlıkların karaktere, karakterin kadere dönüşmesiyle yaşadığımız değişim ne alanda olursa olsun bize insan olduğumuzu uutturmamalı. Güzel ahlaklı, erdemli , seviyeli ve karakterli insan olmanın gizli bir hazine, görünmez bir değer olduğu günümüzde, kötülüklerin karanlığında parlayan bir yıldız olmak herkese nasip olmaz.
Umuyorum ki kendi yıldızının peşine düşsün herkes ve bu kargaşanın , karanlığın içinde umut olsun yarınlara.
Sevgili Koç burçları, günün pozitif enerjisinin sizi geçmesine izin vermeyin. Tutunabilir ve çoğu kişiden daha fazla yararlanabilirsiniz, bu yüzden kendinizi hayatın akışına bırakın. Sorunları düşünmeyi bırakın ve harekete geçin. Bir tarafla veya diğer tarafla sınırlı olduğunuzu hissetmek yerine, konunun her iki tarafının en iyi yönlerini ele alın.
Sevgili Boğa burçları kendi kurallarınızı oluşturmak isteyebilirsiniz, çünkü önünüzdeki kurallardan gerçekten memnun olmayabilirsiniz. Siz ve çevrenizdeki insanlar için tüm sonuçları değerlendirmeden kurallara dair yeni çıkarımlar yapmamaya özen gösterin. Elbette, bazı şeylerin doğru olmadığını düşünüyorsanız, onları değiştirmek için adımlar atın. Geleneksel kısıtlamalar içinde kalmanız için hiçbir neden yok.
Sevgili Yengeç burçları normal rutininizin dışına çıkmak ve çevrenizde neler olup bittiğini görmek için biraz zaman ayırın. O kadar odaklanmış ve belirli bir hedefe o kadar yönelmiş olabilirsiniz ki, dünyanın geri kalanını hesaba katamayabilirsiniz. Bu dış enerjilerin kendi küçük kompartımanında yaptıkların üzerinde büyük bir etkisi olduğunun farkında bile olmayabilirsiniz.
Sevgili Aslan burçları, başkalarının çemberlerinde kalmak zorunda hissetmemelisiniz. Birinin sizden bir şey yapmanızı istemesi, mecbur kalacağınız anlamına gelmez. Başkalarının eğlenmesi için değil, kendiniz için isteklerinizi gözden geçirin. Özgürlük sizin için etkili bir kelime, bu yüzden bu hakkı hayatınızın her alanında uyguladığınızdan emin olun. Bunu sizin için başka kimsenin yapmayacağını unutmayın.
Sevgili Başak burçları, bilinçsizce hareket ediyor olabilirsiniz. Aniden bir görevin yarısına gelirsiniz ve en baştan başlayarak gerçekten neyi başarmayı umduğunuzu merak edersiniz. Enerjiniz ve onu nasıl kullandığınız konusunda daha bilinçli olun. Değerli kaynaklarınızı uzun vadede gerçekten önemli olmayan şeylere israf ederek kendi ayağınıza sıkmadığınızdan emin olun.
Sevgili Terazi burçları bugün sizi zor durumlardan kurtarmak için şansınıza güvenebilirsiniz. Bu, sonuç hakkında çok fazla endişelenmeden kendinizi öne atabileceğiniz bir gün. Sizin tarafınızda şu anda göremeyebileceğiniz çok fazla pozitif enerji var. Üstlendiğiniz her şeyin uzun vadede sizin için tesadüfen işe yarayacağına güvenin.
Sevgili Akrep burçları, sizi hazırlıksız yakalayan insanları ve durumları savuştururken gardınızı almış olabilirsiniz. Arkasını göremeyeceğiniz kadar büyük duvarlar örerken dikkatli olun. Başkalarının girmesine izin vermeyen bir kale inşa etmenin tehlikesi, dışarı bakmanızı zorlaştırmasıdır. Kendinizi dış dünyadan ayırmamak için bir duvarı daha kısa bırakın.
Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.
Sevgili Oğlak burçları, etrafınızdaki eylemlerin bencil amaçlarla beslendiğini hissedebilirsiniz. Neler olup bittiğini gerçekten gören tek kişi siz olabilirsiniz. Kendinizi insanlara tepeden bakan bir dağ gözlemcisi gibi hissediyorsunuz. Durumun politikasını anlıyorsunuz, ancak yüksek bakış açınızdan etkili bir değişiklik uygulamak için kendinizi güçsüz hissediyorsunuz. Verileri şimdi toplayın ve daha sonra harekete geçin.
Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.
Sevgili Balık burçları, bazı planlarınızı bilinçli olarak bırakmanız gerekebilir. Beklenmeyen unsur size biraz yardımcı olabilir, bu yüzden onu uzak tutmaya çalışmak yerine onunla birlikte hareket edin. Olayların doğal akışı sizi daha özgür bir yere götürmeli. Tamamen mantık gibi zihinsel süreçlere güvenmek yerine hayal gücünüzü kullanın.