-‘’Öyle bi yazı yazacak ki, memlekette yer yerinden oynayacak’’ diye umduk… Sabahın köründe aldık Sözcü Gazetesini o gün. Ama hayal kırıklığıydı sonuç.

Bekir Coşkun’un ardından yazdığı, çok ama çok sıradan idi Yılmaz Özdil’in.

Üzüldük kardeşlerim.

***

Aynı duyguları bugün de yaşattı bizlere maalesef ustamız… Cüneyt Arkın’ın vefatının ardı sıra, kariyerinin en görkemli köşe yazısını bekledik. Doğrudan O’nun sayfasını açtık.

Yine olmamıştı.

Dünya üzerindeki hiç kimsenin Özdil kadar güzel yazamayacağı yazıyı, Özdil de becerememişti niyeyse?

Başka bişey düşünmek yakışık almaz, içinin çok yanmışlığına verelim.

***

Elbette öfkeliyim!

Bugün, ne kadar sosyal medya kalemşörü varsa Cüneyt Arkın’ı yazdılar. Kimlerin harbiden üzgün olduğu, kimlerin salt yazmış olmak için kalem oynattığı nasıl da belliydi Allah’ım! Sözcük dağarcığı kısıtlı tüm kalem ‘’erbabı’’ ağız birliği etmişçe, ‘’çocukluğunu’’, ‘’gençliğini’’, ‘’kahramanını’’ yitirdiğini anlatıyordu.

Yemezler!

Açık konuşayım; iki dakka dürüst olamayan bu yapay insancıklara olan öfkem asla dinmeyecek!

Lütfen beni böyle kabul ediniz.

***

(Bu konuda tekbi düşüncem var benimse; Eğer insanlık tarihinde hiç kimseye nasip olmamış kalabalıklarla uğurlanmazsa Malkoçoğlu’muz, Türk insanına yazıklar olsun… Bundan ötesi laf-ı güzaftır)

***

Şimdi elbette; ‘’Cüneyt Abimizi en iyi ben yazarım, savulun üleyynn’’ gibi bi nara patlatacak diğilim burada. Ne haddime?

Derdim başka arkadaşlar.

Posterlerimi yitirdim ben!

Doğup da konduğum, sanırım 3-4 yaşıma değin içinde uyuduğum beyaz beşiğin yaslandığı duvar Cüneyt Arkın ile bezeliydi. Fotoğraflar, kartpostallar, gazete kesikleri, film afişleri, posterler…

Tahminen ablamla abimin eseriydi bu icraat.

Başka da hiçbi görsel bilmem, bu anlamda evimizde. Ne bi aktör, ne şarkıcı, ne şair, ne siyasetçi, ne sporcu, ne bi futbol kulübü…

Mustafa Kemal hariç!

***

İzninizle az-biraz siyasete dokunacağım. Yoksa derdimi tam anlatamayacak gibiyim.

Akpli olmak, Chpli olmak, Mhpli olmak, İyi Partili olmak… Bunlar, iyi-kötü anlaşılabilir şeyler diğil midir? Hayatımızda karşılıkları vardır, di mi?

Peki, Hdpli olmak ne demektir ülkemizde? Şudur dersin, budur dersin, artısını-eksisini söylersin ama sonuç itibariyle; ‘’Atatürk’ün yaptığı her şey yanlıştı, Türkiye Cumhuriyeti yanlıştı, Lozan yanlıştı, Türk Ordusu yanlıştı, tek doğru olan biziz’’ demek diğil midir bu zihniyet?

Yani bırakacağız Kürdistan kurulacak… Öyleyse Lazistan da kurulacak… Ermenistan da… Devamı da…

Bunların keyfi olacak diye, bunların anası ağlamayacak diye, benim vatanım yok edilecek yani!

Hadisinler oradan!

***

(Dostlarım arasında Hdpli olanlar da mevcuttur. Bilsinler, doğrudan partilerini hedef almadım. Ama malum ikinci cumhuriyetçi zihniyeti eleştirmek için de daha iyi bi enstrüman bulamadım… O dostlarıma tavsiyemdir, muhtemelen iyi niyetlisiniz, barışçılsınız ama neye alet olduğunuzu da görünüz lütfen)

(Kâinatta, o alet olduğunuz şey kadar aşağılık, ahlaksız, seviyesiz, puştça bi proje yoktur)

***

Sözü bilerek, şuraya getireceğim. Türk Sinemasında hemen hemen Cüneyt Arkın’a benzer bi karakteri canlandıran Kadir İnanır, yaşlılık yıllarında birdenbire bizleri terk edip, Hdp zihniyetine büründüğü için halkımızın kalbinden silinmiştir. Tereddütsüz silinmiştir hem de!

Zerre üzülüyorsam Allah canımı alsın. Beter olsun. Onun gibilerin eninde sonunda başlarına gelecek budur.

Oysa Cüneyt Arkın bu devletin çimentosudur. Ne Mutlu Türküm Diyene’sidir. İlelebet Payidar’ıdır. Millet Meclisi’dir, Kuvva’sıdır. İstiklal Marşı’dır, Andımız’ıdır. Damarındaki Asil Kan’ıdır.

Hepimizin bu denli üzgün olması nedendir sanıyorsunuz?

***

Evet, hepsi büsbüyük sanatçılardı.

Kemal Sunal, Tarık Akan, Zeki Alasya, Hulusi Kentmen, Münir Özkul, Adile Naşit, Halit Akçatepe, Fatma Girik… Daha nice ölmüşlerimiz. Kutsallarımız… Ama bunların yaptığının neticede ‘’rol’’ olduğunu hepimiz biliyorduk.

Cüneyt Arkın ise ‘’rol icabı’’ diğildi. Dünya tarihinde O’nun kadar halkının içine işlemiş ikinci bi aktör asla olmadı.

Bunu bilir bunu söylerim.

***

Ve son olarak Recep Tayyip Erdoğan’a tüm kalbimle teşekkür etmeliyim.

Bi daha asla düzeltilemeyecek biçimde yıkmaya geldi ama tam tersi oldu. Sayesinde vatan diye bişey olduğunu anımsadık. Neden bölünmemek gerektiğini öğrendik. Gayet olağan kavramlar diye çok da umursamadığımız bayrak, asker, Türklük gibi sözcüklerin kıymetini anladık.

Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz önderliğini yeniden yeniden yeniden kavradık.

Cüneyt Arkın vatandır.

Vatan sağ olsun!