Hekim Sanatçının Ardından: Dr. Fahrettin Cüreklibatır ve Cüneyt Arkın

Hekim Sanatçının Ardından: Dr. Fahrettin Cüreklibatır ve Cüneyt Arkın

Dr. Fahrettin Cüreklibatır, sinema dünyasında ise Cüneyt Arkın, tezat olarak algılananları birleştirebilmiş ilginç ve düşünsel açıdan derin bir sanatçı, kanımca. Onun hem hekimlik serüvenine hem de sinema sanatçısı olarak yaptıklarına değinmek istiyorum. Dr. Fahrettin Cüreklibatır, İstanbul Üniversitesi (Çapa) Tıp Fakültesi mezunu. Asistanlığını Çapa Tıp Fakültesi Ortopedi kliniğinde yaptı. Kliniğin Haseki yerleşkesinden Çapa’daki yeni binaya taşınmasında, İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay tarafından yapılan açılışında, ona kurdele kesimi için makası tutan 8 yaşındaki çocuktum. O kliniğin şefi, babamın hocası, annemin de dostu Ord. Prof. Akif Şakir Şakar idi. İşte o kliniğin başhemşiresi ve yöneticisi, kadın yönetici olarak yönetim kitaplarında yer almış, hemşirelik eğitiminin bir kısmını İngiltere’de tamamlamış ciciannem Cemile Ertürek idi. (1) Ciciannem, Dr. Fahrettin Cüreklibatır’ın  çok efendi bir asistan olduğunu söylerdi. Dr. Fahrettin sinemaya başlayınca, ağır asistanlık görevlerinde zorlanmaya başlamış ve Ord. Prof. Dr. Akif Şakir ile ciciannem durumun değişmesi gerektiğini kendisine belirtmişler. Bu süreçte sanırım Dr. Cüreklibatır da bunu doğal karşılamış. Belki o da ayrılmayı zaten düşünüyordu, bilemiyorum. 

Sanatçı olarak Cüneyt Arkın’ın başka hiçbir Türk sinema sanatçısında izlemediğimiz, birbiriyle kavramsal bağlarının zayıf olduğu  kabul edilen üç farklı dünya görüşünü beyaz perdeye yansıttığını görebiliriz. Kronolojik sırayla bunlar romantik erkek rolleri, Türk kahramanları kişilikleri ve sol görüşe yakın emekçi ve ezilene odaklanan politik dünya görüşü içindeki roller. Burada Cüneyt Arkın’ın Türk filmografisine katkısını kronolojik bir sıralama ile değil, canlandırdığı karakterlerin toplumumuzdaki yeri ve anlamı temelinde ele almaya çalışacağım.

İlk önce, Cüneyt Arkın’ın nefes verdiği tarih içindeki Türk kahramanlarına değinmek istiyorum.  Cüneyt Arkın’ın canlandırdığı tarihi Türk kahramanları, 1966-1971 arası 6 filmi içeren Malkoçoğlu serisi, Köroğlu (1968), 1971-1974 arası 4 filmi kapsayan Battal Gazi serisi ve 1972-1978 arası 7 filmde canlandırdığı Kara Murat serisi  olarak ele alınabilir. Genelde böyle filimler milliyetçi muhafazakâr kesime hitap eder. Fakat Cüneyt Arkın’ın konuyu buna indirgemediği, daha sonraki filmlerinin içeriğinden ortaya çıkıyor. Canlandırdığı bu tarihi kişiliklerin  hepsi halk kahramanlarımız. Başka bir deyişle tarih içindeki ‘Türk’ kavramının arketiplerini oluşturuyor. Nedir bu ‘Türk’ kavramı?  Bağımsızlığı simgeleyen, boyun eğmeyen, yönetici zulmüne karşı gelen, bu zulme karşı ezilenleri koruyan, mücadeleyi önce kendisi tek başına, sonra da zulme karşı gelenleri cesaretiyle güdülediği, örnek olduğu için kitlenin öncüsü olarak yapan ve sonunda başarıyı elde eden halk çocuğu. Bu karakterler ‘Türk’ kavramının genel ve toplumun benimsediği özelliklerini bir karakter içine sıkıştırarak ortaya çıkarıyor: ‘Türk kavramı’ içinde, izleyicinin kahramanla özdeşerek yüceldiği, adalete birincil önemi veren, hak yemeyen, hakkı yani doğruyu savunan, bunu örnek dürüstlüğü ile yapan, gerektiğinde cesaretle hayatını ortaya koyarak ezileni koruyan ve sonunda başarıya cesaret ve karakterinin hazinesi olan üstün becerileriyle ulaşan önder bir arketip, Türk arketipi. Orta Asya’dan beri bu arketip Ergenekon, Oğuz ve Yarartılış  gibi destanlarımızda ve Dede Korkut gibi hikâyelerimizde tarih boyu hep var. 

Cüneyt Arkın insanlığın zafiyetlerinden arınmış tarihi karakterleri canlandırırken, ender rastlanan bir yönelim izledi, kanımca. Böyle bir kahraman fiziksel olarak, ata binme, kılıç kullanma, döğüş sanatlarını en etkin şekilde icra etme gibi niteliklere sahip olmalıydı. Bunların hepsini öğrendi, zaten belki bazıları hazinesinde vardı, bazıları için eğitim gördü ve bunları dublör kullanmadan kendisi icra etti. Elleri yandı, kemikleri kırıldı; sakatlıklar geçirdi; fakat arketipin üstün fiziksel niteliklerini kendi beceri hazinesiyle ileterek toplumsal  arketiplerimizi görsel hale getirdi. Bu bir sanatçı olarak büyük emek verilmiş önemli bir katkı. Toplum olarak yaşadığımız sürçlerde, bazen de çok acı deneyimlerimizde bu ideal Türk arketipinin önemli bir yeri olduğu kanısındayım. Tarihin bin yılları içinde, nesiller boyu bireyin toplumsal bilinçaltına kazınmış, adaleti ve hakkı savunan ve bunu kitlelerin yaşamına sokmaya çalışan erişilemez bu ideal arketip, Kara Murat gibi çocukların bile özdeşleştikleri karakterleri toplumsal yaşama katmıştı. Ancak, yakın tarihimizde pırıltılı  gençlerimiz  Deniz Gezmişler ve onların karşıtı ‘Milliyetçi’ çocuklarımızın temel aldıkları ideallerin dünyaya uygulanmasında ne türlü zorluklar getirebildiğini, hangi trajedileri oluşturabildiğini gençlerimiz maalesef çok büyük bedeller ödeyerek yaşadı ve artalanlarında en adaletlinin, en doğrunun, en cesurun, en iyinin, hatta en  güzelin yaşama katılmasının ne kadar zor olduğunu yine ödeyerek anlamaya çalışan bir toplum bıraktı.

İkinci olarak, Cüneyt Arkın’ın romantik rollerini ‘Batılılaşma’ serüvenimiz içinde ele almaya çalışacağım. Cüneyt Arkın, kendisi için ikincil düzey olarak sayabileceğimiz ilk yıllarındaki romantik filmlerinde, Türkan Şoray (Gözleri Ömre Bedel, 1964; Aşk Mabudesi, 1969), Belgin Doruk (Satılık Kalb, 1965), Filiz Akın (Fakir Gencin Romanı, 1965; Küçük Sevgilim, 1971), Gönül Yazar (Fakir Bir Kız Sevdim, 1966), Tülay Erdeniz (Zengin ve Serseri, 1967) gibi dönemin önemli kadın oyuncularıyla birlikte çalıştı. Bu filmlerde Cüneyt Arkın, ‘Batı’ etkisindeki zengin kıza âşık fakir genç veya fakir kıza âşık zengin erkek. Kadın ve erkek karakterler, sosyal zemin uyuşmazlığı sonucu çevrelerinde türeyen çatışmalarla başa çıkma çabaları veriyor veya farklı sosyal sınıfların algılarındaki farklılıklar nedeniyle yanlış anlamalar çatışmalara zemin oluşturuyor. Bu imgeyi Türkiye’nin batılılaşma süreci içinde ele almak faydalı olacaktır. Bu süreç içinde kadın karakterler, şanssızlıklara uğramış iffetli fakir kız veya iyi yetişmiş, batı eğitimi almış genç kız ya da kendi dışındaki etkenlerin getirdiği olanaksızlıklar sonucu zor ve ahlak dışı ortamlarda yaşama durumunda kalan birey.  Ancak ‘Batı’ kavramı içinde kadın, elde ettiği haklar çerçevesinde birey olma sürecini oluşturmaya çalışırken, erkek için yeni toplumsal yönelim kanımca daha sorunlu. Kadının Cumhuriyet ile 1934’ten beri kazandığı hakları tam olarak bilişsel çerçevesine yerleştiremeyen, bu nedenle kadınla birlikteliğinde yerinden emin olamayan, ister zengin, ister fakir olsun yanlış kararlar verebilen, durumu hatalı algılayan, bunu sıklıkla yapan, ekonomik açıdan refahı ifrat derecesinde yaşayan erkek karakterler var önümüzde. Nedir bu karakterlerin işlevi? Bunlardan ilki batılılaşmanın zaruret olması düşüncesi, bunun sosyal sınıf farkı olmaksızın gerekliliğinin vurgulanması.  Ancak burada bir sorunsallar demeti var. Batılılaşmayı nasıl anlıyoruz? Batılılaşmadan anladığımız, sadece görüntü mü? Başka bir deyişle, aşırı pahalı kıyafetler, köşkler, hizmetkârlar, sadece zengin kitleyi içeren gece kulüpleri, içki partileri, plajlar mı batılılaşmanın süreç ve ortamları? Batının, örneğin yaşamak için mutlaka emek verme, emeğin karşılığı olana ulaşma, sistem kurma, sistemdeki iş bölümü, bunların getirdiği haklar yanında, her bireyin taşıması gereken sorumlulukları, görüntünün  neresinde? Kendi kültürümüzdeki batıyı aşan birçok değer nerelerde? Örneğin, kendisi için önemli kişiler veya ilkeler uğruna en büyük fedakârlığı yapabilme azmi, misafirperverlik, zavallıya merhamet, yardım duygusu, ister kişi sosyal piramidin en altında, ister en üstünde olsun, yaşça büyüklere saygı, başka bir deyişle yaşanmışlığa, deneyime saygı, yaşça küçükleri, yine kim olurlarsa olsunlar, koruma duygusu, vatan kavramı, milletine hizmet arzusu, nerede bunlar? Biz bu değerleri sosyal sınıf farkı olmadan, batıdan çok daha yüksek düzeylerde içerebilmiş bir toplum değil miydik? Nerede insanlıkla bağlara önem veren, ama kendindeki özü, insanlığın dağarcığına örneklerle sunarak tüm yaşamı ve yaşayanları zenginleştirme eğilimimiz, değerimiz? Taklitçilik, esasa götüren bir süreçler dizisi olmaktan uzaktır, kanımca. Kurumlarımız, bizdeki bize has olan evrenselleri düşünmeyi, bulmayı ve dünya ile paylaşarak insanlığın hazinesine katmayı önceleyen yaklaşımlarla kurgulanmamış mı? Yoksa ‘Batı’ denince bazılarımız en alt düzeyine bile hayranlık, bazılarımız da ‘Batı’nın insanlığa kattığı evrenselleri hiç düşünmeden, kötü söylemler içinde ret mi ediyor? Dünya düzeyinde ister batı, ister doğu olsun, insanlığın tarih içinde ürettiği evrenselleri yaşamımızın parçası haline getirmek, kendi evrensellerimizin de farkına varıp anlamayı ve dünya ve insanlık dağarcığına katmayı içermez mi?  Bunları akla getiriyor, Cüneyt Arkın’ın romantik filmleri.  Ancak bunlar konu içinde açık değil, örtük öğrenmeye elverişli. Bu filmler çözüm önermeye çalışmadığından, kanımca doğru bir yaklaşım içinde.

Son olarak da, Cüneyt Arkın’ın toplum ve düzen duyarlığını önceleyen sosyal içerikli, Cemil (1975), Tek Başına (1976), Mağlup Edilemeyenler (1976), Yıkılmayan Adam (1977), Adalet (1977), Maden (1978), Öğretmen Kemal (1981), Önce Hayaller Ölür (1981), çok önemli bir yapıt olduğunu düşündüğüm Su (1981) ve 12 Eylül’ü ele alan ve izleyiciye ulaşmasından bir hafta geçmeden sansürlenen Gülün Bittiği Yer (1999) gibi  çalışmalarına değinmek istiyorum. Daha çok emekçi, ezilen, haklarının savunulmasına olanak tanınmayan bireyler ve kitleler söz konusu burada. Cüneyt Arkın’ın Tarik Akan ile arkadaşlığı da bu çerçeve ile aydınlanıyor. Bu çerçevede istenen gizil değer nedir? Kimse haksızlığa uğramasın, insan olma onuru ve şerefiyle yaşasın. Güç ve çıkar grupları da buna engel olamasın. İşte Yılmaz Güney ve Tarik Akan gibi, mesleğinin başından beri aralıklarla diğer iki dünya görüşüne paralel olarak yapıtlarında görünür kıldığı, vurguladığı evrensel değer bu Cüneyt Arkın’ın da. Cüneyt Arkın’ı farklı kılan, sinema sanatçısı, oyuncu, senarist ve yönetmen olarak, kendi tarihi ve kültüründe var olan milli karakterlerin zulme karşı cesaretle direnmelerinin onları kahramanlaştırmasını da,  sol toplumsal dünya görüşüyle ezilenin yanında durma ve alın teri, insan emeğine saygıyı da, var olan ve birbirini dışlayan çerçevelerin dışına çekmesi,  birleştirerek başka bir bütünün içine yerleştirmeye çalışması.  Var olan kapitalist veya sosyalist hiçbir politik sistem veya çerçevenin insanlığın yaralarını saracak düzeyde olmadığını sezmesi ve hiçbirine kendini adamaması, Cüneyt Arkın’ı farklı kılan.

Eğer Cüneyt Arkın başka bir ülkede sanatçı olsaydı, kanımca yalnız oyunculuğuyla değil, ülkesinden başlayarak insanlığın ortak mirası evrensel değerlere uzanan katkısı nedeniyle tarihe geçerdi

Prof. Dr. Güzver Yıldıran
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi IV. Dekanı,
İstanbul Belediye Konservatuvarı Bale Bölümü 1965 mezunu

 

Dipnot:

(1) Annemin arkadaşı; kendi çocuğu olmadığı için kardeşim Dr. Bora Yıldıran ve ben büyürken ikinci annemiz. Çocuklarımı yetiştirmemde de onlarla sevgisini ve katkılarını bir anneanne kadar yoğun paylaşmış ailemizin büyüğü, hepimizin ‘Ciciannesi’.     

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU

Bugün etrafınızdaki insanların duygularına ve ihtiyaçlarına daha fazla odaklanabilirsiniz. Empati kurmak ve anlayışlı olmak, ilişkilerinizde olumlu etkiler yaratabilir. Kendinizi ifade etme konusunda daha açık olmaya ve duygularınızı paylaşmaya özen gösterin. İş hayatınızda hedeflerinize odaklanmak ve planlarınızı gerçekleştirmek için harekete geçebilirsiniz. Kendinize güvenin ve enerjinizi olumlu yönde kullanın. Kariyer hayatınızda önemli adımlar atabilirsiniz.

BOĞA BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün Boğa burcunun insanlar için, duygusal konularda daha sağlam adımlar atmanın ve ilişkilerde daha sabırlı olmanın önemli olabileceği bir gündür. Kendinize zaman ayırarak hedeflerinizi gözden geçirebilir ve ileriye yönelik planlar yapabilirsiniz. Sağlığınıza ve beslenmenize dikkat etmeniz gerekebilir. İş hayatında ise yaratıcılığınızı ön plana çıkararak projelerinizi hızla ilerletebilir ve dikkat çekebilirsiniz. Ekip çalışmalarında liderlik vasıflarınızı sergileyebilir ve işbirliklerinden faydalanabilirsiniz. Enerjinizi doğru yönlendirdiğiniz sürece, başarılı ve keyifli bir gün geçirebilirsiniz.

İKİZLER BURCU YORUMU
YENGEÇ BURCU YORUMU

Tabii ki! Bugün, duygusal konularda derin düşünceler içine dalabilirsiniz. İlişkilerinizde daha hassas olabilir, sevdiklerinizle daha derin ve anlamlı konuşmalar yapabilirsiniz. İçinizdeki duyguları daha net bir şekilde ifade edebilir ve karşınızdakilere anlatabilirsiniz. Ayrıca, bugün kendinize zaman ayırarak ruhsal huzur bulabilirsiniz. Hastalıklara karşı dikkatli olmakta fayda var, sağlığınıza özen göstermelisiniz.

ASLAN BURCU YORUMU

Bugün, Aslan burcundakiler için ilişkilerde iletişim konularına dikkat etmek önemli olabilir. Sevdiklerinizle anlaşmazlık yaşamamak için karşı tarafın duygularını anlamaya çalışmalı ve empati göstermelisiniz. Aynı zamanda bugün kendinize ve yaşamınızdaki hedeflere odaklanmak için uygun bir zaman olabilir. Enerjinizi olumlu şeylere odaklayarak keyifli bir gün geçirebilirsiniz.

BAŞAK BURCU YORUMU

Tabii ki! Başak burcunun günlük burç yorumu şöyle; Bugün detaylara önem vermek ve planlarınızı titizlikle uygulamak sizin için daha faydalı olabilir. Dikkatinizi dağıtacak unsurlardan uzak durmaya çalışın ve işlerinizi adım adım ilerletmeye gayret edin. İletişim konularında dikkatli olmanız gereken bir gün olabilir. Sevdiklerinizle daha sakin ve anlayışlı iletişim kurmaya çalışın.

TERAZİ BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, Terazi burcu için iletişim konularında çok başarılı olabilirsiniz. Özellikle sosyal çevrenizle iletişiminizi güçlendirmek ve arkadaşlarınızla keyifli zamanlar geçirmek için harika bir gün olabilir. Duygusal açıdan ise kararlarınızı mantıklı bir şekilde değerlendirmeniz gerekebilir. Sevdiklerinizle olan ilişkilerinizde dengeyi sağlamak için çaba göstermelisiniz. Keyifli bir gün geçirmeniz dileğiyle!

AKREP BURCU YORUMU

Bugün, duygusal olarak hassas olabilirsiniz ve derin düşüncelere dalabilirsiniz. İletişimde olduğunuz kişilerle derin ve anlamlı konuları paylaşmak sizi rahatlatabilir. Ancak, duygularınızı daha sakin bir şekilde ifade etmeye özen göstermelisiniz. İçsel huzur bulmak için meditasyon ya da yoga gibi aktivitelere yönelebilirsiniz. Kendinize zaman ayırarak ruhunuzu beslemeyi unutmayın.

YAY BURCU YORUMU

Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.

OĞLAK BURCU YORUMU

Tabii ki! Bugün Oğlak burcu için çalışmalarınıza odaklanmak ve disiplinli adımlar atmamak önemli olabilir. Sabırlı ve kararlı olduğunuz sürece hedeflerinize ulaşabilirsiniz. İş ilişkilerinde ise dikkatli ve sağlam adımlar atmanız gerekebilir. Aşk konularında da duygularınızı net bir şekilde ifade etmeye özen göstermelisiniz. Kendinize zaman ayırmayı unutmayın.

KOVA BURCU YORUMU

Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak daha hassas olabilirsiniz. İnsanlarla iletişimdeki inceliğiniz sayesinde yanınızdakilere destek olabilir, onları rahatlatabilirsiniz. Ancak, kendi duygusal ihtiyaçlarınızı da göz ardı etmemelisiniz. İçsel dengeye odaklanmak ve kendinize zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. Enerjinizi doğru yönlendirmek, hobilerinize zaman ayırmak veya rahatlama teknikleri kullanmak size iyi gelecektir. Kendinizi yeniden motive etmek için yapıcı düşüncelere odaklanın ve geleceğe umutla bakın.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM