
Sohbetin konusu yalnız edebiyat mı?
Fuat Sevimay’dan Bendeniz James Joyce. Memleketin kimine göre en güzel, kimine göre en karanlık zamanları olan Gezi Direnişi günlerinde James Joyce, Taksim’de ne yapıyor olabilir? Edebiyat tarihinin en önemli yazarlarından biri bugünlerde karşınıza çıksa ne hissedersiniz? On yıllar evvel hayatını kaybeden tanınmış bir yazar, çevirmeniyle karşılaşırsa sohbetin konusu yalnız edebiyat mı olur dersiniz? Yahu bunlar çapulcu mu sahiden? Yani böyle bir şey olabilir mi? “Şu sana İstanbul’da anlattıklarımla ilgili makaleler yaz demiştim ya. Aslında onları toparlayıp romana çevirsen. Yazarın çevirmene, çevirmenin okura, okurun kitaba dönüştüğü bir şey” “Merak etme. Ben sana yardımcı olurum.” (İthaki Yayınları)
Hep beraber el ele cumhuriyetin izinde
Koray Avcı Çakman’dan Cumhuriyetin İzinde. Kitap, Anadolu topraklarının cumhuriyetle buluşma hikâyesini hak ettiği değere yaraşır biçimde ele alırken; Türkiye Cumhuriyeti’ni bize armağan edenleri bir kez daha saygı, minnet ve şükran duygularıyla anmamıza vesile oluyor. Antik Roma’dan demir alıp; Eski Yunan’a dümen kırıyor. Magna Carta’nın önemini anlatmak için İngiltere’ye yelken açıyor; köleliği göz ardı edenlerin imzaladığı özgürlük bildirgesinin ardında yatanları göstermek üzere Amerika’ya uzanıyor. Fransız Devrimi’nin getirdiği değişim rüzgârlarını ardına alarak, bir dünya liderinin doğuşuna ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık ettiriyor. (Tudem Yayınları)
Yazarın eleştirel gözlem gücü
Sabahtattin Ali’den Yeni Dünya. Kitapta, yazarın eleştirel gözlem gücünü büyük bir yetkinlikle kullandığı, kadere boyun eğerek yaşamaktan başka şansı olmadığını düşünen sıradan bireyin modern yaşama geçiş karşısındaki sancılarının ve bu uyumsuzluğu yaratan yoksunluğun ustalıklı betimlemelerle yansıtıldığı dışavurumcu öykülerini bulacaksınız. “Sıska kadın bir an tereddüt etti. Karşısındakini, etraftaki seyircileri kin dolu fakat halsiz bakışlarla süzdü, sonra yavaşça doğrularak ortaya çıktı ve oyuna katıldı…” (Sözcü Kitabevi)
Kapitalizmin önlenemez yükselişi
Dan Cryan’dan Kapitalizm-Çizgibilim. Kapitalizm bugün dünyaya hükmediyor; yasalardan savaşlara, hükümetlerden kişilerarası ilişkilere kadar her şeyi etkiliyor. Bu kitap, kapitalizmin önlenemez ve çoğunlukla acımasız yükselişinin ardında yatanları, geçirdiği aşamaları ve güncel durumunu ekonomistlerin karmaşık kuramlarından sıyrılarak anlatıyor. Afyon Savaşları ve Büyük Buhran gibi önemli olayların yanı sıra kapitalizmin azılı düşmanı Karl Marx, “ekonominin babası” Adam Smith, Theodore Adorno ve Milton Friedman gibi düşünürlerin çığır açıcı fikirleri dahil kapitalizmle ilgili merak ettiğiniz her şeyi bu kitapta bulacaksınız. (Say Yayınları)
İnsan yüreği sevgiyle dolu
Lev Nikolayeviç Tolstoy’dan İnsan Neyle Yaşar? Yazar kitabında insan yüreğinin sevgiyle dolu olduğunu, bunu daha önce hiç tanımadığı birine bile gösterebildiğini ve insanı yaşatan şeyin sevgi olduğunu anlatır. ‘İnsanın Ne Kadar Toprağa İhtiyacı Var?’da ele alınan konu ise, ihtirasının tutsağı olan bir bireyin kaderidir. ‘Kıvılcımı Söndürmeyen Yangını Önleyemez’de anlatılan da: öfkeyi, kızgınlığı sürdürerek, kin güderek hiçbir yere varılamayacağı ve bu tür tutumlardan insanın kendisinin de zarar göreceğidir. (Remzi Kitabevi)
Aile içi şiddet, tüm yönleriyle ele alıyor
Rachel Louise Snyder’den Görünmeyen Yaralar. İnsanlık tarihinin en büyük evrensel salgınlarından olan aile içi şiddet, tüm yönleriyle, toplumsal kökenleri ve bileşenlerinin hikâyeleriyle adım adım ele alınması gereken bir alan. Canımızı yakan, utanç veren, öfkelendiren, isyan ettiren her bir ‘olayın’ ardında yatanı ortaya koymak, bundan sonrasında her birimizin neler yapabileceğini, şiddetin nasıl önlenebileceğini, sorunun nasıl çözüleceğini bulmak en acil ihtiyacımız. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, anlatı gazeteciliğinin en çarpıcı örneklerinden biri. Yazarın on yıla yayılan derin ve ayrıntılı çalışmasının ürünü. Yazar bu kitabı yazdığı on yıllık süreçte yalnızca şiddet mağduru kadınlarla değil, faillerle, öldürülen kadınların aileleri ve arkadaşlarıyla, savcılarla, polislerle, sağlık çalışanlarıyla, kadın örgütleriyle görüşerek konuyu 360 derece önümüze sunmuş durumda. (Okuyan Us Yayınları)
Mevsimine göre ve sağlıklı beslenme
Sima Özkan’dan Tohum Saçan Şapkam. Güneş’in tohum saçan bir şapkası vardır. Şapkası gökyüzünde süzülürken tohumlar teker teker toprağa düşer, beslenir, büyürler. Güneş de bize onların neye benzediğini ve nasıl meyve sebzeye dönüştüklerini anlatır. Kitap okurlara tohumları tanıtırken bir yandan da severek yediğimiz meyve ve sebzelerin nasıl yetiştiğini basitçe anlatıyor. Mevsimlere bölünmüş olan kitapta her ay için seçilen bir meyve ve bir sebze, tohumundan soframıza gelene kadarki yolculuğuyla tanıtılıyor. Kübra Teber’in resimleri ise doğanın hayranlık uyandıran işleyişini rengârenk detaylarla gösteriyor.
Yazar kitabı ile mevsimine göre ve sağlıklı beslenme, doğanın dengesi, tüketim alışkanlıklarımız gibi konular üzerine düşünecek ve şapkası tohum saçan Güneş’in verdiği küçük tariflerle sofralarınızı renklendirebileceksiniz. (Redhouse Kidz Yayınları)
Zihnini canlı tutmak isteyenler için
Mehmet Esabil Yurdakul’dan Akıl Oyunları-7’den 70’e Zekâ ve Mantık Oyunları. Kitap, kişinin konsantrasyon, hafıza, görsel düşünme, mantık ve akıl yürütme alanlarında gelişmesine katkıda bulunur. Ayrıca strateji geliştirme, planlama ve yaratıcılık gibi konularda da bireysel gelişimi destekler. Aynı zamanda her yaştan okuyucunun eğlenerek, keyifle zaman geçirebileceği oyunlar sunar. Bu oyunlar, beynin genç ve dinamik kalmasına, dopamin üretimini artırmasına yardımcı olur. Stresin ve demans ihtimalinin azalmasına katkı sunar Düşünme, sorgulama, problem çözme ve yetenek geliştirme alanlarında son derece yararlı bir kılavuz olan kitap, zihnini canlı tutarak eğlenmek isteyenler için başucu kitabı niteliğindedir. (Pia Yayınları)
Kendi değerimizin farkına varmak
Nihat Güneri’den Gökyüzü Gri Değil Maviymiş. Yaşam bir algı yönetimi. Algımız nasıl oluyorsa duygularımızda öyle şekilleniyor ve bize kendi paralelinde olay ve kişileri çekiyor. Peki, bu kıymetli bilgiyi günlük hayatımızda nasıl kullanacağız? Yazar, iş hayatındaki zor bir dönemde gökyüzünü gri görmeye alışmış milyonlarca insandan biriydi: Değerlilik duygusu düşüktü ve gelecekten endişe duyuyordu. Değerlilik inancının başkalarının bize gösterdiği değerden daha çok “kendi değerimizin farkına varmak” olduğunu anladığı günden itibaren hayatı değişti! Artık kuralları başkalarının değil kendisinin koyabileceğimi anlamıştı. Yaşamında önce göklerin eşsiz maviliğini gördü sonra da kalıcı mutluluk ve başarıya ulaştı. Yazarın yaşamından izler taşıyan ve kendini buluş serüvenini aktaran Gökyüzü Gri Değil Maviymiş, konular eşliğinde verilen meditasi ve testlerle de okuruna bir yol haritası çiziyor. (Mona Kitap)
Siyahın beyaz olsun, nefretin sevgi, sevgin aşk olsun
Pınar Boylu Gogulan’dan Siyah-Gölgen de Sensin. Yüzleşmek; kendinle, geçmişinle, ailenle, çevrenle, doğayla, seni sarmalayan ve var eden her şeyle… En büyük cesaret, güç, özveri, özgüven, öz idrak, sorumluluk, sevgi, nefret… hepsi yüzleşmede saklı değil mi? Lacivertin, morun, şimdi de siyahın var karşında yani en zoru, en zorlayıcısı, en acımasızı… Öyleyse ışıkla aydınlansın karanlığın, kuytu köşelerin. Barış ve huzur çalsın o karanlık odanın kapısını. Siyahın beyaz olsun, nefretin sevgi, sevgin aşk olsun… (Libros Kitap)
Olağanüstü entelektüel ve duygusal karşılaşmalar
Theodore B. Leinwand’tan Usta William. -“Ne kadar aydınlatıcı bir kitap! Leinwand keskin zekâsı, özenli araştırması ve bilgili kararlılığıyla saygın yazarlarımızın Shakespeare’i nasıl ısrarla incelediklerini, kendi yazdıklarını nasıl şekillendirdiklerini irdeliyor. Usta William bize Shakespeare’le, yedi edebi ustayla ve kendimizle ilgili çok şey öğretiyor.”- Edward Hirsch, A Poet’s Glossary’nin yazarı… Kitap yedi ünlü yazarın (Virginia Woolf, John Keats, Charles Olson, John Berryman, Allen Ginsberg, Samuel Taylor Coleridge ve Ted Hughes) Shakespeare’in eserlerini okurken onunla nasıl boğuştuklarının araştırmasını yapıyor. Olağanüstü entelektüel ve duygusal karşılaşmaları gözler önüne seren kitap, yazarların derkenarlarını, mektuplarını, günlüklerini ve okurken aldıkları notları bir araya getiriyor. Zengin arşivsel bulgularla ve Woolf’tan Ginsberg’e bu etkileyici yedi yazara dair biyografik izlerle dolu kitabın her sayfasını merakla okuyacaksınız. (Karakarga Yayınları)
Açlık, aşağılama, dayak, işkence ve ölüm
İrfan Yalçın’dan Ölümün Ağzı. Kimse işçi olmayı istemez. Hele de kaderi ve tarihselliği işçilik olan köylüler… Toprağından sökülüp alınanlar için her türden toplayıcılık, avcılık, aylaklık, boşta gezerlik hatta dilencilik işçi olmaya yeğdir. Eğer zor olmasaydı. Ama bu zor, salt açlığın dayatması değildir. Yazar bu gerçeği 400 yıl öncesinin İngiltere’sinden değil İkinci Dünya Savaşı yıllarında Zonguldak’tan yansıtıyor bizlere. Bu dönemde Zonguldak köylülerinin sırtına bindirilen “mükellefiyet” yani madenlerde çalışma zorunluluğu; insanlık onurunun ayaklar altına alındığı, vahşet ve dehşet koşulları ancak aynı yılların Nazi zorunlu çalışma kamplarıyla kıyaslanabilir. Hiçbir güvenlik önlemi alınmadan, uykusuzluk ve yorgunluktan çökene dek çalıştırma, pislik içinde bitlerle birlikte yaşama, açlık, aşağılama, dayak, işkence ve ölüm. (h2o Kitap)
Partisiz halk yönetimi
Aydın Baykara’dan Demokrasi Ve Yumuşak Karnı. Ünlü siyaset tarihçisi G. Mosca, “İnsanları aldatma sanatı üzerine özel bir kitap yok. Bu önemli konuda birkaç inceleme yazılsa iyi olur” demişti. Davranış psikolojisinin konusu olan “insana özgü” zaaflar var. Siyaset “mühendisleri” (ve satıcılar) demokrasinin yumuşak karnı olan bu psikolojik zaafları, bize fark ettirmeden kendi çıkarları için kullanıyorlar. AKP hep seçmen psikolojisini kullanarak kazandı. Suni gündemlerle halkı yönlendirdi. “Öğrenilmiş çaresizlik” yöntemiyle muhalefet sindirilirken RTE “tek adam” oldu. Kitapta bu tür politik uygulamalar sistemli irdelendi. Ülkeyi değil algıları iyi yöneterek seçim kazanıldığı gösterildi. Ve algıların nasıl yönlendirildiği son Korona salgınında bir daha görüldü. Bu “aykırı/ezber bozan” kitapla Mosca’nın dileğinin fazlası yapıldı. İncelemekle kalınmadı, günümüzün çoğunlukçu demokrasilerinin eksilerini gideren bir “partisiz halk yönetimi” de kurgulandı. (Cinius Yayınları)
Sevgili Koç burçları, günün pozitif enerjisinin sizi geçmesine izin vermeyin. Tutunabilir ve çoğu kişiden daha fazla yararlanabilirsiniz, bu yüzden kendinizi hayatın akışına bırakın. Sorunları düşünmeyi bırakın ve harekete geçin. Bir tarafla veya diğer tarafla sınırlı olduğunuzu hissetmek yerine, konunun her iki tarafının en iyi yönlerini ele alın.
Sevgili Boğa burçları kendi kurallarınızı oluşturmak isteyebilirsiniz, çünkü önünüzdeki kurallardan gerçekten memnun olmayabilirsiniz. Siz ve çevrenizdeki insanlar için tüm sonuçları değerlendirmeden kurallara dair yeni çıkarımlar yapmamaya özen gösterin. Elbette, bazı şeylerin doğru olmadığını düşünüyorsanız, onları değiştirmek için adımlar atın. Geleneksel kısıtlamalar içinde kalmanız için hiçbir neden yok.
Sevgili Yengeç burçları normal rutininizin dışına çıkmak ve çevrenizde neler olup bittiğini görmek için biraz zaman ayırın. O kadar odaklanmış ve belirli bir hedefe o kadar yönelmiş olabilirsiniz ki, dünyanın geri kalanını hesaba katamayabilirsiniz. Bu dış enerjilerin kendi küçük kompartımanında yaptıkların üzerinde büyük bir etkisi olduğunun farkında bile olmayabilirsiniz.
Sevgili Aslan burçları, başkalarının çemberlerinde kalmak zorunda hissetmemelisiniz. Birinin sizden bir şey yapmanızı istemesi, mecbur kalacağınız anlamına gelmez. Başkalarının eğlenmesi için değil, kendiniz için isteklerinizi gözden geçirin. Özgürlük sizin için etkili bir kelime, bu yüzden bu hakkı hayatınızın her alanında uyguladığınızdan emin olun. Bunu sizin için başka kimsenin yapmayacağını unutmayın.
Sevgili Başak burçları, bilinçsizce hareket ediyor olabilirsiniz. Aniden bir görevin yarısına gelirsiniz ve en baştan başlayarak gerçekten neyi başarmayı umduğunuzu merak edersiniz. Enerjiniz ve onu nasıl kullandığınız konusunda daha bilinçli olun. Değerli kaynaklarınızı uzun vadede gerçekten önemli olmayan şeylere israf ederek kendi ayağınıza sıkmadığınızdan emin olun.
Sevgili Terazi burçları bugün sizi zor durumlardan kurtarmak için şansınıza güvenebilirsiniz. Bu, sonuç hakkında çok fazla endişelenmeden kendinizi öne atabileceğiniz bir gün. Sizin tarafınızda şu anda göremeyebileceğiniz çok fazla pozitif enerji var. Üstlendiğiniz her şeyin uzun vadede sizin için tesadüfen işe yarayacağına güvenin.
Sevgili Akrep burçları, sizi hazırlıksız yakalayan insanları ve durumları savuştururken gardınızı almış olabilirsiniz. Arkasını göremeyeceğiniz kadar büyük duvarlar örerken dikkatli olun. Başkalarının girmesine izin vermeyen bir kale inşa etmenin tehlikesi, dışarı bakmanızı zorlaştırmasıdır. Kendinizi dış dünyadan ayırmamak için bir duvarı daha kısa bırakın.
Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.
Sevgili Oğlak burçları, etrafınızdaki eylemlerin bencil amaçlarla beslendiğini hissedebilirsiniz. Neler olup bittiğini gerçekten gören tek kişi siz olabilirsiniz. Kendinizi insanlara tepeden bakan bir dağ gözlemcisi gibi hissediyorsunuz. Durumun politikasını anlıyorsunuz, ancak yüksek bakış açınızdan etkili bir değişiklik uygulamak için kendinizi güçsüz hissediyorsunuz. Verileri şimdi toplayın ve daha sonra harekete geçin.
Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.
Sevgili Balık burçları, bazı planlarınızı bilinçli olarak bırakmanız gerekebilir. Beklenmeyen unsur size biraz yardımcı olabilir, bu yüzden onu uzak tutmaya çalışmak yerine onunla birlikte hareket edin. Olayların doğal akışı sizi daha özgür bir yere götürmeli. Tamamen mantık gibi zihinsel süreçlere güvenmek yerine hayal gücünüzü kullanın.