Çok sevdiğim bi çift idiler. Genç de sayılırlar epeyce bizden.
Boşandılar birdenbire bikaç gün evvel.
Üzüldüm tabi, nasıl üzülmem, en başından beri sevgilerinin tanığıyım. Kimileri için ”elimde büyüdüler” diyerekten kendimize pay çıkarmamız misali, elimde aşık oldular yahu!
****
Kıza sordum ilk, her nedense O’nu daha sık görürüm;
-”Eee?? Nolacak şimdi gızım”?
-”Ne olsun be Gürsel Abi. Evi boşalttık, geçtim baba evime. Ne kira derdi var, ne yemek derdi, babam zaten evim senindir kızım dedi, hem maaşım da bana kaldı”.
Caddede rastlaşınca oğlanla da dertleştim aynı gün.
Ne de olsa hem kız-hem erkek tarafıydım;
-”Çok üzüldüm be gardeşim. Neden yürütemediniz? Ne güzeldiniz oysa? Napacaksın şimdi”?
-”Annemlere taşındım Gürsel Abi. Ne kira derdi kaldı, ne elektrik, ne mutfak. Rahat ettim be abi, maaşım bana kaldı artık”.
Kelin ilacı olsa başına sürermiş diyemedim. Üzüldüm, çok üzüldüm.
Başımı öne eğmemek mümkün diğildi.
****
Bu ruh haliyle yürür iken kendi kendime, mektepli bi ekonomist olarak, şimşekler çakıverdi ansızın beynimde.
Liyakatsiz ellerde insanlık tarihinin en büyük ekonomik bunalımını yaşayan vatanımız için kesin kurtuluş formülünü bulmuştum resmen!!
Herkes anasının evinde otursa, memlekette hiçbi ekonomik sıkıntı olmazmış demek!
Nasıl oldu da düşünemedik bunu hiç?
****
Hemen yapalım fizibilite çalışmasını ki, teorimiz bilimsel görünsün.
1)Hangimiz için;
Ana yemeğinin yerini tutan bi yemek,
Ana ütüsünün yerini tutan bi ütü,
Ana temizliğinin yerini tutan bi temizlik,
Ana dırdırının yerini tutan bi dırdır vardır??
Yok, ula Gürsel, çok haklısın diyen dillerinizi seveyim…
****
2)Peki, hangimiz için;
Baba parası kadar bereketli bi para,
Baba güvencesi kadar bi güvence,
Baba hüznü kadar bi hüzün,
Baba gibi bi dağ vardır??Yaşa, ula Gürsel, çok haklısın diyen ağızlarınızı seveyim…
****
Herkes evinde otursun, kimse evlenmesin.
Memleketçe kalkınmamızın yegâne çözümü budur!
****
Ehh, bi gızı sevdik diyelim, napıcaz?
Devletimiz ne güne duruyo?
* ”Devlet Kafeleri Genel Müdürlüğü” açılsın, kafelerde buluşur, otururuz.
* ”Devlet Yeme-İçme İşleri Bakanlığı” oluşturulsun, restoranlarda buluşur, yer-içeriz.
* ”Devlet Sahillerde Yürüme Müsteşarlığı” kurulsun, sahillerde buluşur, el ele yürürüz.
* ”Devlet Kavuşma Otelleri” yapılsın, akşamdan akşama buluşur, halvet oluruz.
(Devlet Tiyatrosu desen zaten var, onu bari akıl edebilmişler)
(Devlet Sineması da şarttır hani, ilaveten)
(Her şeyi devletten beklemeyin diyen kimseler, halt etmiştir. İnadına bekliyoruz kardeşim)!!
****
Muhtemelen;
– ”İyi has dedin, ama bak şunu düşünemedin, bebek olunca ne yapılacak peki Sayın Ekmekçi” diyenleriniz olacaktır şimdi?
Bebek nerde kalacak, bebeğe kim bakacak, diye muhalefet yapacaksınız bi de bana?
Analarımız bakacak elbet, soruyonuz bi de?
Bizden iyi bakarlar.
Soru mudur yani bu?
****
Bu haftaki yazımı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü personeline ithaf ediyorum arkadaşlar.
Bırak bu işleri diyen dillerinizi seveyim.