– Yazarken, bir süre sonra düşündüğünüzün dışında farklı bir ilişkiye giriyor olmalısınız yazdıklarınızla?
Kesinlikle öyle oldu ve birçok farkındalıklar yaşamaya başladım. Yazarken böyle… veyahut da ara verirdim tıkandığım zamanlarda, yürürken, “Hakikaten ya! Bunun şimdi farkına vardım!” dediğim anlar çok oldu. Böyle bir keşfetme süreci. Derin bir terapik süreç oldu hayatımda. Yani benim olgunlaşmamda önemli bir kilometre taşıdır; Savaşçı’yı bitirdiğim zaman olaylara bakışımda… işte İngilizce geliyor şimdi aklıma yine, healing process… yani sağaltıcı bir süreç.
– Kitaplarınızla ilgili geri bildirimler?
Savaşçı okuyanlarda da sağaltıcı bir etki yapıyor. Okurların birçok bitmemiş işleri, çöplükleri ile karşılaşıp bunu tutmak istemiyorum artık diye bıraktıkları oluyor. Böyle daha bir hafiflemiş olarak çıkıyorlar.
Kitaplarla ilgili bana gelen geri bildirimler çoğu kez mektuplarla oluyor. Hayatını anlatıyor ve o kitap onun hayatında ne gibi bir değişiklik yapmış, bayağı ayrıntılı bilgiler veriyor. Kitap piyasaya ilk çıktığında çok fazla mektup geliyor. Sonra her ay en az böyle yedi-sekiz mektup geliyor.
Seminerlerde ise kişiler ara verildiğinde yanıma gelip konuşuyorlar. Ara sıra yolda oluyor bu. Kahvelerde oluyor. Kitap fuarlarında oluyor okurla en çok yüz yüze gelme. Ve çok ender, çok ender olarak olumsuz geri bildirimler de alıyorum.
Mesela Savaşçı kitabıyla ilgili bin tane övgü almışsam bir tane de, “Çok sıkıldım, okuyamadım. Yedi-sekiz sayfa okudum, elimden bıraktım. Bunalttı beni. Niçin böyle yazdınız bu kitabı?” diyen oldu. Öbürleri ise tam tersini söylüyor, “Elimden bırakamadım. Başucu kitabı yaptım. Kafam bulandığı zaman geri dönüp okuyorum, çeki düzen veriyor bana” en sık söylenen şeyler.
(Damdan Düşen Psikolog / Sayfa: 437)